GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Yerel Yönetimler
30 Ekim 2023 Pazartesi 14:27

Başkan Soyer'den depremin yıl dönümünde iktidara salvo: Bizi cezalandırmak için halkı cezalandırmayın!

30 Ekim 2020 yılında gerçekleşen 6,9’luk depremin 3’ncü yılında anma töreni gerçekleştirildi. 117 vatandaşın hayatını kaybettiği deprem sonrası başlatılan Halkkonut projesinin ilk ayağı olan Dilber Apartmanı’nın önünde gerçekleştirilen törende birbirinden önemli mesajlar verildi. İktidarı hedef alan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, " İBB'nin birinci önceliği dirençli bir kent yaratmaktır. Başka bir önceliğimiz yok. Ey yukardakiler... Duyun sesimizi. Bizi cezalandırmak için bu halkı cezalandırmayın. Anlayan anlamıştır!" dedi.

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ -  Samos Adası açıklarında 30 Ekim 2020 yılında gerçekleşen 6,9 şiddetindeki deprem sonrası en büyük hasarı İzmir almıştı.

 Bayraklı’da bir çok binanın yıkıldığı ve 117 canın kaybedildiği depremin üzerinden 3 yıllık bir süreç geçerken, yaşanan felaketin yıl dönümünde İzmir Büyükşehir Belediyesi anma töreni düzenledi. Halkkonut tarafından hayata geçirilen ilk proje olan Dilber Apartmanı önünde düzenlenen törenle gerçekleştirilen anma etkinliğine İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in yanı sıra Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, İZDEDA Başkanı Bilal Çoban, İZDEDA Kurucu Başkanı Haydar Özkan, İZDEDA Başkan Yardımcısı Aytekin Keskin, İZBETON Genel Müdürü Heval Savaş Kaya ve çok sayıda depremzede katıldı.

Programda ayrıca deprem anıtına gelinerek karanfil bırakılıp dua edildi.

ÇOBAN: BİZ İNANIYOR VE ÇABALIYORUZ
İZDEDA Başkanı Bilal Çoban acılarının hala taze olduğunu belirtirken, "Bugün kentimizin yaşadığı büyük yıkımın 3’ncü yılı. 117 canımızı kaybettik. Böyle acıların yaşandığı günün anam töreninde ne konuşulur bilmiyorum. Hala acılarımız taze ve acılarımız arkasından gözyaşı döküyoruz. Derneğimizin kurulması ile birlikte hiç depremzedeleri yalnız bırakmadık, acılarında yanlarında olmak istedik. Acılarını paylaşarak onların acılarını hafifletmek çalışıyoruz.Halkkonut için Serdar Başkanımıza ve Soyer Başkanımıza giderek projeyi anlattık. Depremzedeleri bir araya getirmeyi amaçladık. Biz inanıyoruz, çok çabalıyoruz. Bundan sonra da büyüyerek devam edeceğine inanıyoruz. İzmir'in tüm riskli yapılarını dönüştüreceğimizi umuyoruz" ifadelerini kullandı.

SANDAL: KREDİNİN ÇIKMASI LAZIM
Bayraklı Belediye Başkanı  Serdar Sandal iktidara çağrıda bulunarak, "Tabii ki deprem planlanan bir iş değil, bizim de hazırlıklı olduğumuz bir iş değil. İzmir depremini belki de tüm ülkede herkese model olabilecek şekilde el birliği ile atlattık. K sınırları ile vatandaşımızın inşaat kaybı olan metrekareyi meclislerimize getirdiğimiz planlama ile vatandaşa iade ettik.Sonraki süreçlerde yüzde 20'lik emsalle depremzedelerimizin ekonomik krizlerden gördüğü zararları hafifletmek için başlattığımız süreçle kaybolan metrekarelerini geri verdik. 1+1 daireyi Büyükşehir ile depremzedelerimize hediye etmiş olduk. Arama kurtarma işlemleri hariç tamamında yalnızdık.  Birileri belki bir şeyleri planlamış, Bayraklı'yı görmemiş olabilir, yok saymış olabilir ancak bir şeyi unuttular, Bayraklılı depremzedelerin yanında vatandaşlarımız, belediyemiz ve Büyükşehir Belediyesi var. Türkiye'nin her tarafındaki afetlerde devletimizin müdahalesini büyük bir anlayış ile karşılıyoruz ancak biz Bayraklı olarak tüm meselelerde üvey evlat gibiyiz. Elazığ depremi ile Bayraklı depremini kıyasladığımızda biz daha büyük bir afete maruz kaldık. Elazığ'a 560 milyon TL ayrılırken, Bayraklı'ya 3 milyon TL ayrıldı. Rezerv alan diye ilan edilen alanda depremzedelerin konutları başkalarına satılıyor mu diye endişemiz var. Biz 3'üncü şahıslara satıldığını biliyoruz ancak noter aracılığı ile olduğu için kanıtlayamıyoruz. Ticari satışları kesinlikle onaylamıyoruz. Rezerv alanda 250 konutumuz Gençlik ve Spor Bakanlığına satılmış durumda.Biz tabii ki öğrencilerimizin barınma sorunun çözülmesini isteriz ancak depremzedenin hakkını alıp başkasına vermekle olacak şey değil. Buradan Cumhurbaşkanımıza ve yetkililere çığlığımızı iletiyoruz. Bölgede yaşayan yurttaşlarımızın büyük bir çoğunluğu emekli, dar gelirli yurttaşlarımız.Bu evlerin yapılabilmesi için gerekli kredi miktarının vatandaşlara verilmesi gerekiyor.  Bu konuda biz elimizden gelen tüm çabayı göstermeye devam edeceğiz. Depremzedelerimizin bunu her platformda duyurması gerekmektedir" dedi.

RUHSAT İŞİ ALGI OPERASYONU
Yapılan apartmanlarla ilgili ruhsat işlemlerinin geciktiği yönünde gelen eleştirilere yanıt veren Sandal, "Ruhsatlarla ilgili iş tamamen algı operasyonudur.Bugüne kadar 30'a yakın arkadaşımız müracaat etti alamıyoruz ruhsatı diye... Bunların tamamında müteahhitlerin evrakları tamamladığı yönündeki iş vatandaşların takdirindedir. Ruhsatla ilgili problemi olan her arkadaş bizi ziyaret edebilir. Her depremzede istediği her an bizi rahatsız edebilir. Bize gelen her başvuruda eğer evrakları tamsa 10 gün içinde ruhsatlarını teslim ederiz" diye konuştu.

SOYER: ACILARIMIZ ÇOK TAZE 
Son olarak konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, deprem sürecinde belediyenin icraatları ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Soyer açıklamasında şunları söyledi:

"Bundan tam 3 yıl önce saatler 14:51 gösterirken bir depremle sarsıldık.O gün şehrimizdeki milyonlar ve milyonlar tarifsiz bir acı ile sarsıldık. 30 Ekim tarihin en büyük felaketlerinden bir olarak tarihe kazındı. Bu acı hiçbir zaman dinmeyecek. Acıları biraz hafifletebilmek için acılarınızı sarmaya gayret ettik. Depremin hemen ardından dakikalar içinde afetten etkilenen hemşehrilerimizin yardımına koştuk. Hep birlikte müthiş bir seferberlik başattık. Depremin daha ilk günü sözü vermiştik, 1 ay içinde kış basmadan mağdur vatandaşlarımız başını sokacağı yuva ile buluşturmamız lazım demiştik. Öyle de yaptık. Tam 1 ay sonra tek bir çadır kalmamıştı, tamamının başını sokacağı yuva ile buluşturmuştuk.

Depremde ölmek kader değil, deprem öldürmez. Zamanında alınmayan önlemler ve rant hırsı öldürür: Şehirler bizim yuvamız. Bu ülkede şehirler vatandaşa için değil küçük bir zümreyi daha da zenginleştirmek için  inşa ediliyor. 6 Şubat depremi bir kez daha bunu gözler önüne serdi. Ne 30 Ekim'de ne 6 Şubat'ta acılarımız kabuk tutmadı. Anılarımız, acılarımız çok taze. Artık dirençli kentler inşa etmek zorundayız. Bizim en temel meselemiz budur. İnsan onuruna yakışır güvenli şehir kurmak.  Doğa sadece iyilik üretiyor. Doğadan geldiğini sandığımız felaketler insanoğlunun oluşturudu tahribatın sonucu. Bir daha insanların yüreğine sevdiğinin acısı düşmesin diye çalışmalarımız kararlılık ile sürdürdük.

Bizim kentsel dönüşümden anladığımız sadece eski binaları yıkarak yenilemek değil, İzmir'in herkesin güvenle nefes alıp verdiği yuvaya dönüştürmek. Bu ilke ile hayat bulan Dilber Apartmanı'nın önündeyiz. Bu örnek yapı Halkkonut projemizin ilk örneği. Mart ayı içinde anahtarları teslim edeceğiz. Hedefimiz 80 kooperatif ile 3 bin 600 bağımsız birimin inşaatını tamamlamak. İzmir halkının İzBB’ye güvenmesi gerekiyordu. Bunu sağladığı için her birine ayrı ayrı teşekküre diliyorum. Onların güveni sürdükçe İzmir Büyükşehir Belediyesi bu şehrin daha güvenli hale gelmesini mümkün kılacak. 

Dün Cumhuriyetimizin 100’üncü yaşını olağanüstü bir coşku ile kutladık. Türkiye’de İzmir kadar hiçbir şehir bu kadar büyük bayram gibi kutlamadı. İzmir İzmirliliğini yaptı. İzmirliler sokaklar olağanüstü bir bayram yaşadı. Onun coşkusu bir yandayken bugün içimizde büyük ve buruk bir hüzün var. 30 Ekim'de kaybettiklerimizi büyük bir özlemle anıyoruz. Diliyorum böyle acıların bir daha yaşanmadığı bir şehri kurabiliriz.

İBB'nin birinci önceliği dirençli bir kent yaratmaktır. Başka bir önceliğimiz yok. Ey yukardakiler... Duyun sesimizi. Bizi cezalandırmak için bu halkı cezalandırmayın. Anlayan anlamıştır!"