GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Yerel Yönetimler
2 Ocak 2023 Pazartesi 08:33

Başkan Soyer: Bana ‘Tarım Bakanı mı olacaksın?’ diyorlar!

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, tarımda üreticilere verdikleri destekler ile ilgili yaptığı değerlendirmede “’ sen tarım bakanı mı olacaksın?’ diyorlar. Ben bu şehirde belediye başkanıyım ve İzmir bir takım kenti… Bu bereketli topraklarda pandemi bize gösterdi ki kendi kendine yeten bir ülke olmak belki de en önemli şey. Kendi kendine yeten bir ekonomi olmak zorundayız. Sonra da ‘kendi çapında bir şey yapıyor’ diyorlar. Keşke herkes yapsa…” dedi.

EGEDESONSÖZ- İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, SonSöz TV’de katıldığı programda belediyenin tarıma verdiği desteklerle ilgili açıklamalarda bulundu.

EN BÜYÜK KAYBIMIZ KIRLA KENT ARASINDAKİ BU DENGENİN KAYBOLMASI
Ülkenin kalkınmasında tarımın önemine dikkat çeken Başkan Soyer, “Çocukluğumda yerli malı haftaları yaşanırdı. O hafta mutlaka annemiz çok güzel kekler, börekler, muzlar, mandalinalar, elmalar yapardı. Masaların üstü donanırdı. Çocuklar olarak ne kadar hayran olurduk ve ne kadar zenginiz derdik. Dünyanın kendi kendine yeten 7 ekonomisinden biriyiz, dünyanın tahıl ambarıyız sözünü göğsümüzü gere gere dinlerdik. Ancak bu kaybolmaya başladı. Giderek yerli malının önemi hafiflenmeye başladı, giderek ithalatın arttığı haberlerini okumaya başladık. Giderek yerli malı haftaları kayboldu ve tahıl ambarı olmaktan çıktık. Öyle bir noktaya geldik ki iki ülke savaşıyor ve biz oradan tahıl koridoru açmayı başardık diye bayram ediyoruz, çok seviniyoruz. O tahılı biz üretiyoruz. Dünyanın en büyük tahıl üreticisiydik. Bir kere tarımda eskiden DPT diye bir teşkilat vardı. Kim ne üretecek, ne kadar üretecek bu bilinirdi. Tüm dünyada biliniyor. Bir üretici ben bu sene patates ektim, gelecek sene bu para etmedi, nar ekeyim belirsizliği ile üretim yapılamaz. Üreticinin ne üreteceğini, bunu kaçtan nereye satacağını bilmesi lazım. Bu öngörü yoksa zaten üretimden çıkıyor ve topraklarını terk ediyor. Bizim en büyük kaybımız kırla kent arasındaki bu dengenin kaybolması. Köylü küçük üretici aslında. Küçük üretici tarımın bel kemiğidir. Siz üretmekten vazgeçirir, toprağını terk ettirirseniz sadece ona değil kentliye de zarar verdirmiş oluyorsunuz. Çünkü o ucuz iş gücü haline gelerek ya da işsiz ordusuna katılarak kentlinin de dengesini bozuyor. Kırın da, kentin de dengesi bozuluyor” dedi.

Küçük üreticiyi üretimde tutmanın önemine dikkat çeken Soyer, “Bizim mera projemiz, çoban haritasını çıkartmamız, küçük hayvancılığı desteklememiz, alım ve satım garantisi vermemizin nedeni bu. Biz üreticimizin doğduğu ve doyduğu yerde devam ettirmesini sağlamak zorundayız. O zarar gördüğünde hepimiz zarar görüyoruz. Küçük üretici tarımın bel kemiğidir ve biz onun üretmesine devam etmesini sağlamak zorundayız” şeklinde konuştu.

BANA ‘TARIM BAKANI MI OLACAKSIN?’ DİYORLAR
Yardımlar üzerinden kendisine ‘sen tarım bakanı mı olacaksın?’ sözünün söylendiğini kaydeden Soyer, “Ben bu şehirde belediye başkanıyım ve İzmir bir takım kenti…. Bütün interlandı ile birlikte Hollanda kadar bir coğrafya ve 10 milyonun üstünde bir nüfus… Akdeniz’in en büyük liman kentidir. Bütün bunların sebebi tarımdır. Tarımı başka bir şekilde düşünmek ve planlamak zorundayız. Bu bereketli topraklarda  pandemi bize gösterdi ki kendi kendine yeten bir ülke olmak belki de en önemli şey. İktisat Kongresinde diyor ki tam bağımsızlık… Çünkü kendi kendine yeten bir ekonomi olmak zorundayız. Bizim 750 milyon TL’nin üstünde tarıma yatırımımız var. Karakılçık buğdayı mesela… 1 avuçla başlamıştık Seferihisar’da. Gödence’de bir köylü amcamız vermişti. Biz saksıda ekmeye başladık sonra 6 dönümlük sera yaptık derken şu an 12 milyon metrekare sadece karakılçık. Bir avuçluk hikaye Menemen ovalarından Bergama’ya Ödemiş’e kadar her yere yayıldı. Karakılçık guliteni az, yerli, hibrit değil, tohum veriyoruz tekrar. Siz dışarıdan aldığınız tohumda her sene yenisini almanız gerekiyor. Ancak karakılçıkta tekrar tohum almanıza gerek yok. 2006 yılında yasa çıkarttık bu memlekette. Neden? Dışa bağımlılığı arttırdık. Biz bundan tohum takas şenliklerini başlattık. Tohum bizim tam bağımsızlığımızın teminatıdır. Bu nedenle tahıl koridoru açtık diye seviniyoruz. Bunu biz üretiyorduk, dünyanın en büyük tahıl ambarıydık. Sonra da ‘kendi çapında bir şey yapıyor’ diyorlar. Keşke herkes yapsa…” ifadelerini kullandı.