GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Yerel Yönetimler
28 Şubat 2023 Salı 14:15

Başkan Kırgöz duyurdu… İstinaf’tan kritik plan için karar!

Dikili’de Kabakum ve Salihler mahallelerinde gerçekleştirilmesi için planlanan ancak mahkemeye takılan süreçle ilgili vatandaşlara müjde veren Dikili Belediye Başkanı Adil Kırgöz, “Ciddi bir mağduriyet oluştu insanlarda. Yeni arsası olanlar inşaat yapamadılar. Bunu da herkes gördü herhalde, ya da avukatlarımız iyi savundu. İstinaf mahkemesi bunu iptal etti ve şu an yürürlükte. İşin Danıştay süreci var” dedi.

EGEDESONSÖZ - Dikili Belediye Başkanı Adil Kırgöz, Sonsöz TV’nin konuğu oldu. Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtlayan Kırgöz gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

Geçmiş yıllardan itibaren yapımı süren ve Dikili Belediyesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde oy birliği ile kabul edilen Dikili-Kabakum ve Salihler Mahalleleri 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve Revizyonu hakkında ‘tarım alanlarının imara açılması’ gerekçesi ile Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi mahkemeye başvurmuştu.

İzmir 1’nci İdare Mahkemesi ise İzmir Kuzey Bölgesi 1/25000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliğinin şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, imar, kıyı ve toprak koruma mevzuatına ve kamu yararına aykırı olduğu gerekçesi ile planlar ile ilgili yürütmeyi durdurma kararı almıştı.

KEŞKE YETKİSİ OLSA…
Süreç hakkında gelinen son durumu açıklayan Dikili Belediye Başkanı Adil Kırgöz, “Keşke ilçe belediyelerin herhangi bir araziyi imara açma ya da açmama yetkisi olsa... İlçe belediye başkanlarının da büyükşehir belediye başkanın da üst ölçekli planları olmayan bir yeri imara açma gibi bir durumu söz konusu değil. Biz planların hiçbir yerinde yokuz. Ben bunu defalarca anlattım… Bu planlar 1985 yılında başlıyor, o zamanlar İmar ve İskan Bakanlığı vardı. 1985 ve 1996 yılında bölgenin üst ölçekli planları yapılmış. Dikili Belediyesi tarafından mevzi imar planları yapma yetkisi var. İsteyenlere üst ölçekli planları yapılmış olan bölgeler ile ilgili mülkiyeti olanlara belediye başvurarak planları yaptırmış. Kabakum ve Salihler bölgelerinde gördüğünüz yapılar oluşmuş… Bölgenin de neredeyse yüzde 90’u yapılaşmış.  2014 yılında bütün şehir yasası çıkmış, Dikili Belediyesi mülkiyet sahiplerine mevzi imar planlarını yaptırmış, İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclisi’ne gittiğinde denmiş ki; Orada şu kadar bir alan var  burasını mevzi imar planları yapamazsınız, burasını bütüncül plan yapacaksınız demiş. Yani bölgeyi bütün bir şekilde planlayıp hepsini bir defada Dikili Meclisi’nden ve Büyükşehir Meclisi’nden geçireceksiniz denmiş. Doğrusu da bu” diye konuştu.

TÜM MECLİSLERDEN OY BİRLİĞİYLE GEÇTİ
Büyükşehir Belediyesi’nin bütüncül plan istediğini belirten Kırgöz, “Önceleri mevzi imar planlarında bazı araziler yüzde 20-25 zayiat ile planlamış. Ancak Büyükşehir demiş ki kalan yerleri bütüncül yapıp yüzde 45 zayiat ile yapacaksınız demiş. Ben görev gelmeden 3 yıl önce 2016'da bölgenin tamamının planlanması için çalışmalar başlamış. Plancı ile anlaşılmış mülkiyet sahipleri konuya dahil olmuş… 2019'da biz göreve geldik, bizim şehir plancısı arkadaşlarımız çalışmış. Planlar yapıldı, Dikili Belediyesi İmar Komisyonu'nda, Dikili Belediye Meclisi'nden, Büyükşehir Belediyesi İmar Komisyonu'ndan ve Büyükşehir Meclisi'nden oy birliği ile geçti. Askıya çıkarıldı ve itirazlar geldi. Bilirkişiler baktılar ve alan tarım arazisi dendi.  Bölge tarım arazisi doğru, zamanında imara açılması yanlış mı, evet kısmen yanlış bu da doğru... Ancak bölgeyi A4 kağıdı olarak düşünün, bazı bölgeleri 1985 ve 1996 yıllarında üst ölçekli planları yapılmış, alt ölçekli planlarının yetkisi de yerel belediye ve büyükşehir belediyesine verilmiş. Kanunlar çerçevesinde kalan arazilerin de alt ölçekli planlarını yapmış yerel yönetimler ve meclislerinden oy birliği ile geçirmiş. Buna bilirkişi gelip birilerinin köpürtmesiyle…  Gerçi sonra bunları köpürtüp iptal edilmesini isteyenle, basına çıkıp avaz avaz bağıranlar sonra planların yürürlüğe girmesi için bizden fazla çalıştılar” ifadelerini kullandı.

BEN OLSAM AÇMAZDIM
Yapılaşmanın büyük oranda tamamlandığını belirten Kırgöz, “Alanın yüzde 95'i yapılaşmış. Arada sizin 10 dönüm 20 dönüm yeriniz kalmış... Dört yanınız site ve konut... 2000'li yılından sonra Madra Barajı devreye girdi, onun planları yapıldı ve bir sulama çizgisi çekildi. Önceden üst ölçekli planları olduğu için bu alanlar da sulama alanı dışında kaldı. İmarlı alan olduğu içi yani. Arada lokal yerler kalmış... Suçunuz ne? 2014 öncesi buraların planını  yaptırmamışsınız. Bilirkişi geliyor bakıyor toprak. Bakıyor tarım alanı mı evet, kısmen tarım yapılabilir. Ancak dört tarafı yapılaşmış. Su imkanı yok. Buğday ekseniz biçerdöver sokamazsınız, yangından koruyamazsınız. Köylünün, alan vatandaşın elinden kalmış. Vatandaş imarlı diye almış... Böyle bir mağduriyet var. Mahkemeye gidince biz de bekledik. Burada 95 inşaatı durdurduk ve mühürledik. Ciddi bir mağduriyet oluştu insanlarda. Yeni arsası olanlar inşaat yapamadılar. Bunu da herkes gördü herhalde, ya da avukatlarımız iyi savundu. İstinaf mahkemesi bunu iptal etti ve şu an yürürlükte. İşin Danıştay süreci var, onun sonucunu bilmeyiz. Arada zaman kaybı oldu ve çok insan mağdur oldu. Belediyenin ciddi bir kaybı oldu imar ve ruhsat gelirlerinden… Keşke böyle bir yetki olsaydı belediyelerde. Olsaydı da zamanında ilçe belediye başkanları bu kadar geniş bir tarım alanını imara açmazdı diye düşünüyorum. Şahsen ben olsam ve yetkim olsa açmazdım” dedi.