GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
18 Ekim 2016 Salı 11:36

Bahçeli: Millete sormanın sakıncası yok!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den, başkanlık sistemi tartışmalarıyla ilgili yeni bir açıklama geldi. "Ne dediğimiz ortada" diyen Bahçeli, "Millete sormanın sakıncası yok" ifadesini de kullandı.

MHP Lideri Devlet Bahçeli, partisinin milletvekillerine grup toplantısında seslendi.

"Geçen hafta yaptığımız yeni Anaysa değerlendirmemiz hafta boyunca tartışıldı" diyen ve "Ne dediğimiz ortada" ifadesini kullanan Bahçeli şunları söyledi:

"Türkiye'nin siyasi ve hukuki istikrarı için üzerimize düşeni harfiyen yaparız. MHP parlamenter sistemin revize edilip, reforma tabi tutularak devamından yanadır. Milletimize görüşünü sormanın, fiili çelişkiyi sona erdirmeyle ilgili müdahil olmasını istemenin hiçbir mahsurlu ve sakıncalı tarafını da görmüyoruz" şeklinde konuştu.

Bahçeli'nin sözlerinden satır başları şöyle: "Terörizm devamlı kullanılır hale gelmiştir. Pes edeceğimizi, geri çekileceğimizi, kendi kendimizi yiyip tüketeceğimizi düşünüyolar. Kan içici piyonalarla devamlı saldırıyorlar. Çok şükür bu aziz milletin şehitler tepesi boş değildir. Gün aşırı gelen şehit haberleri hepimizi kahretmektedir... Terörün panzehiri birlik ve dayanışma ruhudur...

Ülkemiz risk ve tehditlerle karşı karşıya. İçinde bulunduğumuz geniş coğrafya diken üstünde. Ortadoğu tümden kilitlenmiştir. Devasa bir coğrafya karanlıktadır. Halep kan ağlamaktadır. Masum canlar hedef alınmaktadır. Ateşkes derhal sağlanmazsa Halep imha olacak.

"HALEP KURTARILMALI"
Halep'in baskı ve zulümden kurtarılması acildir. Meseleye bakışımız yabancıların bakışı gibi olmamalıdır. Halep'in kader çizgisi ile Anadolu coğrafyasının istikbal rotası ayrı değildir. Halep emniyette değilse Gaziantep ve Hatay elbette tehdit altındadır.

Dünyanın diğer ucundan Ortadoğu'ya kalkıp gelen ve operasyon yapanların Türkiye'nin çağrı ve taleplerine kulak tıkaması kabul edilemez. Bu aymazlar aynı zamanda Müslümanların canına ve malına kasteden zalimler kafilesidir.

"TÜRKİYE'NİN MÜDAHİL OLMASI KAÇINILMAZ"
İslam toplumlarının artık Haçlı projelerinin genişleyen ablukasından sıyrılıp belini doğrultması elzem haline gelmiştir. Bölge halklarının geleceği buna bağlıdır... Türkiye'nin komşu ülkelerdeki, nerede duracağı belli olmayan savrulmalara müdahil olması kaçınılmazdır.

MUSUL OPERASYONU
Musul operasoyonu devreye alındı. Irak'ın en büyük ikinci kentinin IŞİD tarafından işgali haziran 2014'te 5 günde tamamlanmıştı.

Irak Türkmenlerinin yurdu ve yuvası, terör örğütü taratından istila edilmiştir. Türkiye'ye karşı ileri geri konuşan Irak Başbakanı İbadi, operasyonun ilk saatlerinde zafer vaktinin geldiğini duyurmuştur. İbadi altını çizerek Musul'a sadece Irak ordusunun ve polis güçlerinin gireceğini ileri sürmüş, ülkemize hadsizce durum ve pozisyon hatırlatması yapmıştır. Bu gerilim politikası öncelikle muhatabını mahçup edecektir. Musul'u bir avuç çapulcunun eline bırakıp kaçan kendileri değilmiş gibi konuşmaktadır...

Musul'daki kerdeşlerimizin varlık ve çıkarlarını savunmalıyız. Bundan gocunmaları yanlıştır. IŞİD'in Musul'dan ayrılması ve Türkmen şehrinin asıl sahiplerine iade edilmesi sağlanmalıdır.

"PKK'NIN MUSUL'DA NE İŞİ VAR"
Anlaşılan o ki, Musul operasyonunun başını ABD çekmekte, kara gücünü de 36 ülkeden 30 bine yakın güç oluşturmaktadır. PKK'nın Musul operasyonunda ne işi var. Türkiye'ye mesaj verilmekte, ABD ne yapmaya çalışmaktadır. İbadi'nin yolu yol değildir; kimlere çalışmakta, kimlere diyet borcunu ödemektedir. Kerkük Türk'tür, Musul, Telafer Türk'ün öz yurdudur. Bize "Ne işiniz var Musul'da" diyenler, önce kendilerinin orada ne aradığını açıklamak mecburiyetindedirler...

IŞİD, FETÖ, PKK ve YPG Türkiye'nin azılı düşmanlarıdır. Bunlara uzatılan her el, askerimize ve polisimize sıkılan kurşundur. ABD'nin YPG'yi kanatlarının altına alıp pis işlerinde kullanması, devlet ahlakına zıttır. ABD'nin PYD'yi YPG'yi ülkemize tercih etme hatasından hemen dönmesi lazımdır.

BAŞKANLIK AÇIKLAMASI
Geçen hafta yaptığımız yeni Anaysa değerlendirmemiz hafta boyunca tartışıldı. Başkanlık sistemine destek verip vermediğimiz, neyi kastedip etmediğimiz herkesin gündemini işgal etti. Niyet okuyucular işbaşı yaptı. Biz ne dediğmizin bilincindeyiz. Dedik ki; Türkiye'de fiili bir durum vardır ve bu çözülmelidir. Ülke yönetimi anayasaya uygun değildir, suç işlenmektedir. Ya Cumhurbaşkanı filii başkanlık zorlamasından vazgeçsin ki bizce en doğrusu budur ya da fili durumun hukuki boyut kazanabilmesinin süratle yolu aransın. Bunları anlamayan varsa heceleye heceleye yeni baştan alfabeyi öğretir gibi anlatmaya varım...

"MİLLETE GİTMEKTEN KORKMAYIZ"
MHP'nin ne dediği bellidir. Sistem üzerinde yapılanlar, hukuki temeli olmayan siyasi ve hamasi uygulamalar, rejim krizine dönüşecektir. Ya fiili durum düzelsin ya da hukuki bir duruma kavuşsun. Biz millete gitmekten korkmayız, bunda da mahsur görmeyiz. Millet neye karar verirse baş göz üzerine diyerek seve seve yaparız.

Türkiye'nin siyasi ve hukuki istikrarı için üzerimize düşeni harfiyen yaparız. MHP, parlamenter sistemin revize edilip, reforma tabi tutularak devamından yanadır. Milletimize görüşünü sormanın, fiili çelişkiyi sona erdirmeyle ilgili müdahil olmasını istemenin hiçbir mahsurlu ve sakıncalı tarafını da görmeyecektir..."