GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
6 Eylül 2023 Çarşamba 09:31

Aytun Çıray, o tartışmayı başka boyuta çekti: Danışmanı bırak vekili sorgula!

CHP’de Perinaz Mahpeyker’in danışman olmasıyla yapılan eleştirileri değerlendiren İYİ Parti İzmir geçmiş dönem Milletvekili Aytun Çıray, “Bir siyasi danışman mı önemli, milletvekili mi? Danışmanı tartışanlar, neden milletvekillerini şeceresini araştırmıyorlar?” diye çıkıştı, danışman krizini konuşanlara “Danışmanı bırak, vekili sorgula!” sözleriyle çıkıştı

EGEDESONSÖZ – 24, 25, 26 ve 27. Dönem İzmir Milletvekili Aytun Çıray, üç dönem vekillik yaptığı CHP’deki danışmanlık kriziyle ilgili görüşlerini açıkladı. Atatürk düşmanlığı yaptığı, CHP’yi darbeci dediği, Kılıçdaroğlu aleyhine çok sayıda yorum yaptığı öne sürülen Perinaz Mahpeyker adlı danışmanın şeceresini ortaya çıkaranların, milletvekillerinin şecereleriyle ilgilenmemesini yadırgadığını dile getiren Aytun Çıray, SONSÖZ TV’de Gazeteci Fatih Yapar’a bu konuda önemli açıklamalarda bulundu. “İdris Naim Şahin gibi Türk Silahlı Kuvvetlerini tasfiye eden, polisin içini FETÖ’cülerle dolduran birisi nasıl oluyor da Türkiye Cumhuriyeti Parlamentosu’nda görev yapabiliyor?” diye sordu. Çıray, şunları söyledi:

O İSMİ KİM TAVSİYE ETTİYSE, BÜTÜN GÖREVLERİ BIRAKMALI, İSTİFA ETMELİ
“Son günlerde bir danışman meselesi tartışılıyor. Türkiye’ye sormak istiyorum. Bir siyasi danışman mı önemlidir, bir milletvekili seçilmesi mi? Milletvekili elbette. Bu siyasi danışmanı tartışanlar, haksızlar demiyorum ama niye bazı milletvekillerinin şeceresini araştırmıyorlar? Mesela, iş dünyasından geldiği söylenen milletvekilleri var. Her parti için söylüyorum; İYİ  Parti içinde iki kişi var. Bunlar nereden gelmiştir, ne iş yaparlar? AK Parti’yi savunurlarken nasıl İYİ  Partili olmuşlar? Açıkça lideri kadın olan bir partide sizin, bizim, herhangi bir insanın okumasından dahi utanacağı twitler atan birisi, nasıl oluyor da Türkiye Cumhuriyeti’nin parlamentosunda nasıl görev yapabilir, nasıl bir dokunulmazlık verilebilir? Mesela Türkiye niye taştırmıyor İdris Naim Şahin gibi isimleri? Türk Silahlı Kuvvetlerini tasfiye eden, polisi FETÖ’cülerle dolduranların operasyonlarının başındaki insanları birinci sıradan milletvekili adayı yapmaya kalktılar. Ben bunları söylediğim zaman, bi sus, şimdi zamanı mı, dediler. O zaman bana sus diyenler, bakıyorum bugün ortalığı ayağa kaldırıyorlar. Kardeşim, doğru her zaman doğrudur. Kemal Bey için de söyledim. Bu danışmanı her kim kendisine tavsiye ettiyse, bütün görevlerini bırakmalı, istifa etmeli. Kemal Bey istismar edilmiştir bu konuda. Lider her yere yetişemez. Birileri size fikirler getirir, siz değerlendirirsiniz. Gazeteciler, o danışmanla ilgili çok önemli araştırmalar yapıp yazıyorlar. O gazetecilerden ricamdır, lütfen parlamentodaki milletvekillerini de bir araştırsınlar. Türkiye’de siyaset kurumu bu kadar aşağılara düşmemişti. Yazıktır. Parlamento istediği kadar etkisiz olsun. Siz halka nasıl dayatırsınız böyle insanları? Haydi bunları seçtirdin, nasıl bir fazilet timsali olarak ortada geziyorsun? Vatandaş bunları fark etmiyor mu? Fark ettiği için zaten sonuç böyle oldu!”

O ÖFKE, SİNAN OĞAN’A OY VERMEYE DÖNÜŞTÜ
İttifakın önümüzdeki yerel seçimlerde de devam edip etmemesi konusunda görüşlerini aktaran Aytun Çıray, İYİ Parti’nin 2022’de yüzde 17 olan İzmir’deki oyunun son seçimlerde yüzde 10’a düştüğünü hatırlatarak, “Türkiye’nin her yerinde o yüzde 7 alınmış olsaydı, Kemal Bey, Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmıştı” dedi. Çıray, işbirliği konusunda şunları söyledi:

“Bir kere yaptığınız işin toplam değerine bakıldığında bir partinin değeri beş, diğeri üç ise ve toplamda sekiz çıkmıyorsa, bu işbirliğinin bir anlamı yok demektir. Bu işbirliğinde elde edilen sonuç beş ise bu iki partinin tekrar bir araya gelmesinin hiçbir anlamı yok demektir. Yani toplumsal reaksiyon, sizin ne yaptığınızla alakalıdır. Bu seçim sürecinde en büyük problemlerden biri, Kemal Kılıçdaroğlu’na destek verdiğini söyleyen partilerin aynı zamanda Kemal Bey’i sürekli eleştiriyor olmalarıydı. Bunlardan biri de kazanacak aday meselesiydi. Oysa bir yıl böyle bir söylemde bulunmak yerine, bir yıl önceden, iki partinin genel başkanı bir araya gelip, beyefendi siz aday mısınız, diye sorması lazımdı. Adaysanız, sizi desteklemiyorum, denmesi lazımdı. Ya da sizi destekliyorum, denilebilirdi. Son bir haftada tavrınızı ortaya koyarsanız, sonuç işte böyle olur. Altılı masa kutsaldır, hiç kimse kalkmayacak buradan, dediler. Sayın Akşener daha da ileriye gidiyor, benim başına tabanca dayasalar da bu masadan kalkmam diyor. Sonra kendince haklı ya da haksız gerekçelerle, masadan kalkıyor. O zaman toplumsal  güven ve beklenti yıkılıyor. O öfkeye dönüşüyor. O öfke, sandığa düşmemeye dönüşüyor, başka bir partiye oy vermeye dönüşüyor.  Örneğin Sinan Oğan’a oy vermeye dönüşüyor.”

İZMİR’DE İYİ PARTİ’NİN OYU YÜZDE 17’DEN 10’A DÜŞTÜ
“Türkiye’yi bir kenara bırakalım, İzmir’de 2022’de yüzde 17’lerde olan İYİ Parti’nin oyu, son seçimde yüzde 10’a düştü. Türkiye’nin her yerinde o kaybedilen yüzde 7 alınmış olsa, Kemal Bey seçilmişti. Kemal Bey, yüzde 5 farkla kaybetti. Ayrıca 7 Cumhurbaşkanı yardımcısı toplumda güven bunalımı yarattı. Küçük partilerin genel başkanları toplumu kuşkuya sürükleyecek konuşmalar yaptılar. Efendim hepimiz aynı kağıdı imzalayacağız, hepimiz imza atmadan Cumhurbaşkanı karar almayacak falan. O zaman toplum dedi ki, eyvah bunlar nasıl yönetecek? Sonuçta eldeki kuş, daldaki kuştan iyidir dediler. Kemal Kılıçdaroğlu, en iyi adaydı, en kötü adaydı, onları geçelim. Ama bu matematik, bu siyaset gösteriyor ki, Kemal bey pekala seçilebilecekmiş! Madem son dakikaya kadar sen çekil, başkasını koyalım denmedi, o halde desteklenmeliydi. Başka kaynaklardan duyduğum için anlatabilirdim, doğru değilse de düzeltsinler. 2 Mart masasında Sayın Akşener iki belediye başkanını ima ediyor, kazanacak aday olarak. Bunlarla ilgili anket yapılamsını öneriyor. Diğer başkanlar Kemal Bey’in aday gösterilmesini istiyor. Kemal Bey de benim partim, beni istiyor, diyor. Hal böyle olunca bir şey diyemezsiniz. CHP, CHP Genel Başkanınının Cumhurbaşkanı adayı olmasını istiyorsa, bu, sen kenara çekil, senin yerine Ahmet aday olsun, demek, başka bir partinin işi değildir. O sırada dieer parti liderlerinden biri Akşener’e şunu soruyor: Kemal Bey konusunda biz mutabıkız. Sizin önerdiğiniz isimler Cumhuriyet Halk Partisi’nin adayları. Onların dışında bir aday öneriyor musunuz, öneriyorsanız  onu tartışalım. Öyle bir aday yok! Birini haklı çıkarmak, birini haksız çıkarmak gibi bir çabam yok, sonuçta siyasi bir beceriksizlik var, kaybedilmiş bir seçim var. Bunda tek günah keçisi Kemal Kılıçdaroğlu değildir. Vurun abalıya misali, herkes ona vuruyor.”

KEMAL BEY’İN KURULTAYDAN GENEL BAŞKAN OLARAK ÇIKACAĞI KANAATİNDEYİM
CHP tarafındaki değişimle ilgili gelişmeleri de değerlendiren Aytun Çıray, şu görüşlere yer verdi:

“CHP tarafına bakıyorsunuz, daha seçimlerden bir hafta önce, Kemal Bey için duygulanıp ağlayanlar, yüzde 100 kazanacağız diyen parti içi yetkilileri, Kemal Bey’in hemen gitmesi konusunda harekete geçiyor. Medeni ülkelerde, demokrasinin geliştiği ülkelerde olması gereken budur aslında. Değişim güzel bir şeydir. Ama bu değişim, yer değiştirme anlamına gelmemeli. Sen kalk, ben oturayım, noktasına getiriliyor. Mesela Bülent Ecevit’in yaptığı bir değişimdi. 12 Mart muhtırası okunduğunda, askeri darbesine karşı çıkarak, muhtıraya karşı çıkarak, CHP’nin 12 Mart hükümetine bakan vermesine karşı çıkarak, tarihi bir şahsiyet olan İsmet Paşa’ya meydan okuyarak yeni bir demokratik sol söylemle Türkiye’nin önüne çıktı. Sonuçta yüzde 42 oya kadar götürdü CHP’yi… Bir siyasi partide değişim yapılacaksa, böyle olmalı. Üstelik önümüzde yerel seçimler var. Süreç çok kısa. Bu nedenle Kemal Kılıçdaroğlu’nun söylediği gibi, gemi fırtınada sakin bir limana yanaşmadan ve yeni yöntem, yeni bir fikir, yeni bir ideolojik bakış açısı ortaya koymadan yapılacak bir değişiklik, CHP’de kaosa yol açabilir. Ben üç dönem Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekilliğini şerefle yapmış biriyim. Asla CHP’den bir dünya görüşü ayrılığı nedeniyle ayrılmadım. Hiçbir sorunum yokken Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile büyük bir demokrasi projesine katkı vermek için ayrıldım. Kötü söz söylemedim. Aksine teşekkür ediyorum, Cumhuriyet Halk Partisine ve CHP’lilere. İYİ Parti’nin tabanına da müteşekkirim. Benim insanlarla sorunum olmaz. Ben Kemal Bey’in kurultaydan yine genel başkan olarak çıkacağı kanaatindeyim.”

ANKARA VE İSTANBUL, İŞBİRLİĞİ OLSUN OLMASIN, CHP KAZANACAK
2024’te yapılacak yerel seçimlerle ilgili düşüncelerini de paylaşan Aytun Çıray, bu konuda şunları söyledi:

“Mahalli seçimlerde hiç kimse telaşlanmasın. Mahalli seçimlerde genel başkanlar oylanmayacak, belediye başkanlıkları oylanacak. Bana göre Ankara ve İstanbul, işbirliği olsun veya olmasın, CHP bu seçimi kazanacaklar. İttifakı millet yapar. Oyları bölersen, siyasi iktidara yarar. Toplum, kalabalığın oy verdiği yere oy verir. B partisi yüzde 5 oy alacaksa, o yüzde 5’lik oy buharlaşacak demektir. Halk, o yüzde 5’in buharlaşmasını istemez. Kendisine en yakın gördüğü, en güçlü partiye oyunu verir. Ben hiç endişeli değilim. Şuna üzülüyorum; Kemal Bey’i eleştirenler, Kemal Bey olursa, asla olmaz diyorlar, yüzde 48 oy almış birisi için söylüyorlar bunu... Peki Tayyip Bey, seçimden bu yana iyi bir şey ne yaptı ki, Kemal Bey yüzde 100 kaybediyor? Tayyip Bey kazandı mı? Bana sorarsanız Tayyip Bey, tarihinde ilk defa, birinci turda yüzde 49,5 ile kaybetti seçimi. Eğer muhalefetin karşısında parti devleti olmasaydı, seçim kazanılmıştı. Siyasi iktidar sonsuz imkanları kullandı seçimde. Baba diye bilinen yazarlara sesleniyorum. Kemal Bey’i eleştirdiğiniz üslup ve cesaretle, Tayyip Bey ‘in yaptıklarını eleştirebiliyor musunuz? Nasreddin Hoca’nın dediği gibi hiç mi hırsızın suçu yok? Türkiye’de tüm bu rejimin sebebi, 700 kilometre adalet yürüyüşü yapmış Kemal Bey mi? Başka ülkelerde, o adalet yürüyüşünü yapan iktidar olur. Meral Akşener pişmandır, değildir, ayrı mesele. 15 milletvekili hadisesi demokratik bir hamle değil miydi? Kemal Bey demokratik şeyler yapmadı mı? Altılı masayı kurup birlik havası yaratmak iyi bir şey değil mi? 475 milyar dolar borç yükünü artıracaksın, Ağustos ayı enflasyonu yüzde 8’in üstüne çıkacak, resmi enflasyon yüzde 74’ü aşacak, memura yüzde 15 zam verilecek, Kemal Bey yüzde 100 kaybedecek! Türkiye’nin bunları da konuşması gerekmiyor mu? İnsaf denilen bir şey var.”

EKREM BEY İSTANBUL’A DÖNEREK BENCE DOĞRU KARAR VERDİ
CHP’de değişim isteyenlerin, Kılıçdaroğlu kazanmış olsaydı, bakanlık kuyruğunda olacaklarını iddia eden Aytun Çıray, “değişim” ile ilgili görüşlerini şu sözlerle ifade etti:

“CHP Genel Başkanlığı göreviyle ilgili adı geçen birkaç genç siyasetçi var. Türkiye’de insan kolay yetişmiyor. Bu yetişmiş insanların alelacele tavırlarla kendilerini yıpratmalarına çok üzülüyorum. Yola ya çıkarsınız, ya çıkmazsınız! İzinle genel başkanlık olmaz. Ben şu şu fikirlerimle, hedeflerimle, değişim projemle, ortaya çıkıyorum dersiniz. O isimler arasında en güçlü görünen, Ekrem İmamoğlu. Birlikte siyaset yaptığım diğer arkadaşlarım da var. Fakat onların işi, Ekrem beye göre biraz daha çetrefilli. Çünkü geçmişte sorumluluğu Kemal Bey ile paylaşmışlar. Bugün yanlış dedikleri her şeyin altında kendilerinin de imzaları var. O zaman Ekrem bey özelinde konuşmak gerekirse, ya büyükşehir’e aday olacak, ya genel başkanlığa aday olacak. Kararını verdi nihayet. İstanbul’a dönerek bence doğru bir karar verdi. Diyelim ki, belediye başkanlığına aday olmadı Ekrem Bey, genel başkan oldu! Yerel seçimlere giriyor! 11 Büyükşehir Belediye Başkanı var CHP’li. Bu sayı 10’a düştüğü anda, Ekrem Bey, daha geldiği gün yıpranmış bir genel başkan olur. Onun için siyasette çıkış zamanlaması çok önemlidir.”