GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ekonomi
16 Eylül 2023 Cumartesi 08:37

Arıların sürgünü... Muğla'da yangından kaçtılar, İzmir'de taş ocağına yakalandılar!

Muğla'daki yangınlardan kaçırtılarak Spil Dağı sırtlarına getirilen bal kovanları bu sefer de taş ocağı tehdidi altında. On milyonlarca arının yaşam alanında açılmak istenen taş ocakları önümüzdeki günlerde halkın kantarına çıkacakken Egedesonsöz'e konuşan muhtarlar taş ocaklarına izin vermeyeceklerini vurguladı.

Metehan UD/EGEDESONSÖZ -  Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın ÇED sürecini başlattığı Spil Dağı’na komşu taş ocakları önümüzdeki günlerde halkın kantarına çıkıyor.  Kemalpaşa’nın ormanlık alanlarında açılmak istenen 3 taş ocağı halkın katılım toplantısı tarihleri Bakanlık tarafından duyuruldu. 

İlana göre Damlacık Mahallesi sınırlarında OkkaGrup tarafından açılmak istenen kalker ocağı 26 Eylül tarihinde, Dağıstan Maden Şirketi’nin Sütçeler Mahallesi sınırlarında açmak istediği kalker ocağı 5 Ekim ve yine aynı şirketin Beşpınar Mahallesi sınırları açmak istediği kalker ocağı da 12 Ekim tarihinde halkın katılım toplantıları gerçekleştirilecek. 

Egedesonsöz’e konuşan mahalle muhtarları taş ocaklarının hayata geçmesinin bölgeye olacak etkilerini anlattı. Bölgede başta arıcılık olmak üzere tarım ve hayvancılığın taş ocaklarından olumsuz etkileneceğini aktaran muhtarlar taş ocaklarına izin vermeyeceklerinin altını çizdi. 

CESEDİMİ ÇİĞNEMELERİ LAZIM
Açılması planlanan taş ocaklarından birine 620 metre uzaklıkta olan Beşpınar Mahallesi’nin muhtarı Rahmi Yılmaz taş ocaklarının açılma şansı olmadığını vurgulayarak “Beyhude bir çaba. Hiç şansı yok. Benim cesedimi çiğnemesi lazım. Ben canımı feda etmeye hazırım. Burada kazanacakları parayı yedirmem, köylüleri de öyle çakallara feda etmem” dedi.



‘BALIMIZ BİRİNCİ SINIF’
Taş ocaklarının açılmak istendiği alanda on bine yakın kovan ve on milyonlarca arının olduğunu ifade eden Muhtar Yılmaz “Muğla tarafında yanan ormanlık alandaki arılar şu anda bu bölgede. Bu bölgede hem köylülerin hem de ülkenin dört bir yanından üreticilerin de kovanları bulunuyor. Balımız birinci sınıf, meşhurdur. Burada tonlarca çam balı çıkıyor. Bu bölgede dinamit patlayacak, kamyon geçecekse arılar ne yapacak” dedi. 



‘MEMLEKET 2-3 ÇAKALA SATILIR MI?’
Ocaktan çıkacak tozun bölgedeki kiraz ağaçlarına olacak etkilerini de anlatan Muhtar Yılmaz “Mart ve Nisan’da kiraz çiçeğe döndüğü zaman ocaktan çıkacak tozlar çiçeğe yapışacak ve meyve vermesini önleyecek. Kirazı öldürecek. Bölge aynı zamanda ceviz ve hayvancılık var. Arı olmasa meyve de olmayacak. Burası Spil yolu üzerinde hem kış hem de yaz binlerce insan gelmekte. Bu toz-toprak içinden insanlar nasıl gelip gidecek. Bir kişi para kazanacak diye memleket 2-3 çakala satılır mı?” ifadelerini kullandı. 

‘3 İNSANIN CEBİ DOLACAK DİYE…’
Kemalpaşa Sütçüler Köyü Muhtarı Ali Kesmeci de Bakanlığa “SİT alanın yanı başında böylesi bir ocak için nasıl ÇED süreci başlatılır” sorusunu sordu.  Taş ocağının etki bölgesinde kiraz, zeytin ve fıstık çamlarının olduğunu aktaran Muhtar Kesmeci “Yani hayat biter bölgede! Taş ocakları için dağları taşları oyuyorlar, sonrasında bırakıp gidiyorlar. Üç insanın cebi dolacak diye doğayı katlediyorlar.” dedi. 



‘KÖYLÜ CANINI VERİR TOPRAKLARI VERMEZ’
Daha önce taş ocakları girişimlerini iptal ettirdiklerini belirten Muhtar Kesmeci “Biz iptal ettirdikçe 4-5 yılda geri geliyorlar. Taş ocaklarına karşı mücadele veriyoruz, yeniden geliyorlar. Ya yanmış, savaş çıkmış ya da taş ocağı açılmış.  Belkahve’nin halini görüyoruz, illa neden burayı da katletmek istiyorlar. Ondan sonra vatandaş uğraşsın. Bakanlık sesimizi duysun istemiyoruz. Ovayı elimizden alıyorlar, şimdi de dağı elimizden almak istemiyorlar. Lojistik merkezi için köylünün elindeki arazileri kamulaştırdılar hiç parasına şimdi de dağa göz diktiler. Köylü canını verir bu toprakları vermez.” diye konuştu. 



‘KÖYLÜLER AYAĞA KALKAR’
Köylülerin taş ocağını kesinlikle istemediğini ifade edem Yukarı Yenmiş Köyü Muhtarı Barış Özcan “Burada taş ocağı açılması bölgenin sonu demektir. Doğaya yok edeceği gibi tarım ve hayvancılığı da öldürecektir. Zaten sanayileşme ile birlikte tarım alanları azaldı. Bölgede kiraz ve zeytin ağaçlar çok fazla var ve onlar da bu durumdan etkilenecek. Bizim elimizden bunları alırsa köylü ne yiyecek içecek. Geçimini nasıl sağlayacak, hayatta kalacak. Biz geçen sene iki taş ocağı girişimini engelledik. Bunlara da izin vermeyiz. Bugün bölgede incelemede bulunmuşlar ama köylüler yetişememiş. Yetişse de tepki göstereceklerdi, taş ocağı istemediklerini söyleyeceklerdi.  ÇED toplantısı yapmaya geldiklerinde de izin vermeyiz. Lojistik merkezi için yapılan kamulaştırma ile köylülerin ellerinden toprakları alındı. Köylüler birleşir bu duruma karşı. Birleşir ayağa kalkar. Bizim karşımızdaki dağda taş ocakları vardı. Oraları dinamitle patlata patlata çöle çevirdiler. Sözde ağaçlandıracaklardı ama doğayı felç edip gittiler.r Biz burada aynısının yaşanmasına izin vermeyeceğiz. Bakanlık da köylünün tepkisine kulak versin.” dedi.