GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
2 Ağustos 2023 Çarşamba 08:51

Araştırmacı Yaldız’dan ‘değişim’ tartışmaları için yorum: Kılıçdaroğlu, halka sormalı!

İntegral Araştırma Şirketi Koordinatörü, Gazeteci Ümit Yaldız, genel seçimlerin ardından CHP’de parti içinde başlayan değişim tartışmaları ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Toplum ile siyaset arasında açılan makasa dikkat çeken Yaldız yaptığı değerlendirmede, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaorğlu’nu hedef aldı. Yaldız açıklamasında “Kemal Bey yaptığı sorunlarla anılmak istemiyorsa, gemileri kayalara çarptırmak istenmiyorsa halka sorsun, halk doğruyu söyleyecektir. Parti seçmenlerine, örgüte sor… Kemal Bey’in orada olmasından çıkar sağlayan bir kitle var ve etrafını sarmış durumda…” dedi.

EGEDESONSÖZ- İntegral Araştırma Şirketi Koordinatörü, Gazeteci Ümit Yaldız, SonSöz TV’de yayınlanan programda Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtladı. Programın gündeminde son dönemde artan asayiş olayları, ekonomide yaşanan olumsuzluklar ve CHP’de devam eden değişim tartışmaları vardı.

İZMİR’İN YARISI SOSYAL YARDIMA MUHTAÇ
Yaptıkları araştırmada Türkiye’nin son iki yıldaki gündeminin ekonomi olduğunu vurgulayan Yaldız, ekonomi konusunun AK Partili ve MHP’li seçmenin de ana gündem maddesi olduğunun altını çizdi. Yaldız açıklamasında “Uzun süredir, son iki yıldır, bir numaralı gündem yönetilemeyen, kötü yönetilen ekonomi… Giderek zorlaşan hayat koşulları, yüksek enflasyon yeni bir araştırmaya yapmaya gerek yok. Oranlar değişiyor ama devlet kaşıkla verdiğini kepçe ile geri alıyor. Vergilerle, hemen hemen her konuda sağanak gibi gelen zamlarla geri alıyor. Enflasyonist ortam vatandaş üzerinde baskıyı arttırıyor. Geçen yıl en büyük sorun ekonomi ve hayat pahalılığıydı. 4-5 sene önce bu yoktu. Hemen her siyasi görüşten insan ile görüştük. AK Partili, MHP’li insanımızın da gündemi ekonomi. Muhalif seçmen ise daha fazla ezildiği için ve iktidar sofrasında yer bulamadıkları için gündeminde daha fazla hayat pahalılığı var. Her iki AK Partili’nin birinin gündemi İzmir’de hayat pahalılığı… İzmir geçim koşulları iyi kabul edilen yerlerden biridir ama göstergeler böyle değil. Yüzde 40’tan fazlası sosyal yardıma muhtaç… Neredeyse yarı yarıya geldi. İki kişiden biri desteğe ihtiyaç duyuyor. Bu kent emekli kentidir. Gizli kimliklerinden biridir. Neticede emeklilerin durumu ortada. En mağdur kesim bu kesim… Buca’da askıda ekmek uygulaması yapan fırının önünde 40 derecede kuyruk var. Belki kırsal bölgede tarımsal üretimin alanın olduğu yerler görece daha rahat… Üretici bir şekilde para kazanıyor. Kırsaldaki harcama ve kazanç kalemleri karşılaştığında birbirine daha yakın diyebiliriz. Seçim döneminde iktidar izlediği için oy vermedi yorumu yapılmamalı. Kırsal kesimdeki üretici dünyadaki gıda krizinden sonra her türlü ürün TL bazında eline bir rakam geçiyor, tabi üretiyorsa. Kırsalda pasif yaşıyorsa durum farklı... Şehirlerde yaşam zorlaşıyor. Sabit gelirle ayakta kalmaya çalışan vatandaşımız ağır bedeller ödüyor. Faiz sebep, enflasyon sonuç denildi, seçim dönemlerinde uygulanan seçim ekonomisi sebebiyle gerçekler uzun süre halının altına sürüldü. Şu an olanları gerçeklikle deneyimliyoruz. Mehmet Şimşek’in şapkadan tavşan çıkarması beklenmiyordu. Ekonomiyi hislerinizle, duygularınızla yönetemezsiniz. Ekonomide gerçeklik neyse borç-alacak-bilanço neyse bedel ödersiniz. Son iki yılda yaşanman yanlışların faturasını ödüyoruz” dedi.

TÜRKİYE BİR ÜÇÜNCÜ SAYFA ÜLKESİNE DÖNMEYE BAŞLADI
Son dönemde artan asayiş sorunlarının toplumu olumsuz etkilediğini söyleyen Yaldız, Esenyurt’ta yaşanan cinayetler üzerinden değerlendirme yaparak “Güvenlik çok önemli bir sorun haline gelmiş durumda… Türkiye bir üçüncü sayfa ülkesine dönmeye başladı. Kadına şiddet, çocuğa şiddet bu tip Teksasvari hesaplaşmalar… İçinde bulunduğumuz post modern dönemin sonucu… Büyükşehirler artık başka bir şeye dönüşüyor. Esenyurt’ta Libyalılılarla Faslılar arasında çatışmaları izliyorduk. Şimdi başka bir şeyle karşılaştık. Uyuşturucu başlı başına bir olay. Uyuşturucu yada başka duyguların etkisinde kalınmasa bunlar olur muydu? Güvenli ülke olmaktan uzaklaşıyoruz. İzmir’in de Esenyurtları var. Bayraklı’da geçtiğimiz günlerde yaşanan olaylar var. İzmir üçüncü sayfa haberleri olmasa haber olmuyor. İzmir’in gündemi Türkiye gündemine gelmiyor. Ekonomi, sosyal sorunlar Türkiye’de başka türlü kutuplaşmalar, şiddet dili var… Çukur dizisi vardı ve pırasa gibi insan doğruyorlardı. Bir sürü sebep var. Siyasetçilerin gündemi sosyal gündeme kayarsa, birbirine laf yetiştirmek yerine bir takım çözümler önerirlerse daha büyük katkıları olacaktır. Hepimizin evlatları, önemsedikleri var. Kimin hangi kör kurşuna gideceği, hangi sarhoş sürücünün ya da şiddet eğilimli eşin kurbanı olacağı duygulara yaşayacağız. Güven önemli bir duygu ve güvenin olmadığı yerde hiçbir şey inşa edemeyiz. 3 bin 500 polisle Esenyurt’a girdik deniyor. Türk polisi neden hep sonradan gelir? Sokaklarda belde silah dolaşabiliyorlar. Bu devlet sadece tweet atan gençleri mi takip ediyor? Şu an yaşadığımız aslında tiyatro. Devlet tiyatrosunu oynuyor. Hatta sosyal medyada cumhurbaşkanı yardımcısı ağzından idam edelim deniyor. İdam belli suçlar için bizler de diyoruz. Sapkınlık, kadına şiddet açısından... İdam çözüm mü, 3’ncü sayfaya yansıyanlar dışında siyasi suçlara, düşünce suçlarına da mı uygulanıyor diye düşünüyorsun? İdam çözüm olsa İran, Afganistan güllük gülistanlık olur. Uyuşturucu ile mücadelede başka türlü mücadele etme… İzmir’de de vatandaşın gündemi güvenlik… Bu kenti uyuşturucu çeteleri pilot bölge ilan etti. Kapının önüne çıkmakta endişe duyan büyük bir kitle var. Devletin bütün bu sen-ben kavgasını bırakıp iktidarı, muhalefetiyle kanayan yaraya eğilmesi lazım…” ifadelerini kullandı.

İZMİR’DEKİ MUHALİF SEÇMENİN YÜZDE 70’İ ÖFKELİ, UMUTSUZ, KANDIRILMIŞ HİSSEDİYOR
Muhalefette yaşanan “değişim” tartışmalarını değerlendiren ve eleştiri oklarını CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğu’na yönelten Ümit Yaldız, seçim sonrası yaptıkları anket çalışmalarına da değindi. Yaldız açıklamasında “Kılıçdaroğlu-Erdoğan yarışının Türkiye’nin içinde bulunduğu sosyolojik sebepler de ele alınarak nasıl sonuçlanacağı belliydi. Deprem biraz kafa karıştırdı, depremi de bir şekilde yönetti Erdoğan ve iş bu noktaya geldi. Kılıçdaroğlu, Yeni-CHP kavramı ortaya atan bir şeyler yapmaya çalışan, alışagelmiş CHP kavramını değiştiren, onun da sancılar var, bildiğimiz anlamda seküler, Atatürkçü isimlerin görece kenarda tutulduğu bir süreç var. Anlamlı işler de vardı. Adalet kavramı için Ankara’dan İstanbul’a yürüdü. Dünya siyaset tarihine geçecek bir yürüyüştü. Toplumsal muhalefetin işbirliğini kuvvetlendirme, HDP’yi de içine alacak şekilde yerel seçimde başarılı olma gibi süreçler oldu. Ancak şu an biriktirdiği puanların tamamını kaybetme riski ile karı karşıya. Kemal Bey, Cumhuriyet Halk Partisi’ndeki Halk’ı dikkate almalı ve halka sormalı. Genel başkanlıkla ilgili, kimin partinin başına geleceği ile ilgili her şeyi halka sormalı. Mesela ben kendi gazeteciliğime son verebilirim. ‘Genel başkanlığıma son vermem mümkün değil’ ne demek? Silah mı dayıyorlar kafana? CHP’yi büyük bir tehlike bekliyor. İzmir’de seçmenin yüzde 70’i negatif duygular içinde… Öfke duyuyor, umutsuz ve aldatılmış hissi yaşıyor. Millet İttifakı’na oy veren, iki seçimde de Kılıçdaorğlu’na oy veren seçmenin ruh hali bu… Tünelin ucunda ışık kalmadı. Tuğrul Türkeş başkanlık sistemi kabul edildiğinde ‘51’le her şeyi alırsınız, 49’la her şeyi kaybedersiniz’ demişti. 49 aldın, geçmiş olsun. Erdoğan’a muhalifler tarafından bile saygı duyulmaya başlandı. Girdiği her seçimi kazanıyor diyorlar. Kemal Bey’e nasıl bakılıyor? Vatandaşlara ‘muhalefetin aldığı sonuçta sorumluluk kimin?’ dediğimizde yüzde 45 Kılıçdaroğlu çıktı. Birinci dereceden sorumlu tutuyor İzmir halkı ve seçmeni… Büyük bir umutsuzluk dalgası var ve 7 ay sonraki seçimlerde CHP’nin en büyük rakibi budur. AK Parti falan değildir. CHP süreci yönetemezse İstanbul’da, Ankara’da ve hatta İzmir’de dahi ağır sonuç alır. Ağır ekonomik sonuçlara rağmen elden belediyeler gidebilir” şeklinde konuştu.

HALKA RAĞMEN SİYASET YAPMAYIN
CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun yönünü halka dönmesi gerektiğini ve halkın taleplerine göre bir rota çizmesi gerektiğinin altını çizen Yaldız, “Kemal Bey şu anda 6’lı Masa’yı kendi partisi içinde kuracak durumda dahi değil. Kemal Bey yaptığı sorunlarla anılmak istemiyorsa, gemileri kayalara çarptırmak istenmiyorsa halka sorsun, halk doğruyu söyleyecektir. Parti seçmenlerine, örgüte sor… Kemal Bey’in orada olmasından çıkar sağlayan bir kitle var ve etrafını sarmış durumda… Kemal Bey deneyimli siyasetçi olmanın gereği olarak şapkasını öne koyup gereğini yapsa saygı görürdü. İstanbul’da yürüdü yahu… Gandi’nin yürüyüşü kadar önemliydi. Şimdi Kemal Bey gitsin diye Ankara’ya yürüyenler var. Halk siyasetin ışığıdır, halka rağmen siyaset yapmayın. Sormuyor musunuz? Halk sözünü sen sormasan da söyleyecektir. Yakında sandıklar yine kurulacak. Türkiye’deki toplumsal muhalefet benim iktidar kadar umurumda… Muhalefet kalkarsa padişahlığa geçilir. Muhalefet iktidarı kontrol eder, yanlışında uyarır, yön verir. Ülke yangın yeri, muhalefet kendi içine döndü. Türkiye’nin gündemi bu iç gündemi mi? Yakın zamanda nasıl oy isteyeceksiniz? Kemal Bey aday olduğu sürece CHP’nin başında kalır. Kemal Bey kaç kurultay geçti ve hepsini kazandı, Türkiye’deki seçimleri kazanamıyor. Bunu yaparken halka sorsa doğruyu görecektir" diye konuştu.

Siyasetin gençleşmesi gerektiğini kaydeden Yaldız şunları söyledi:

Siyasetin gençleşmesi lazım… Ben Türk siyasetini yaşlı buluyorum. En genç aktör Ali Babacan falan var. Onun da oy oranı belli… Akşener bile 70’ine geldi. Kılıçdaroğlu 76 yaşında… Ülke genç nüfusun olduğu, gençliğin enerjisiyle yönetilmesini hak eden ülke. ‘Paraya pula, kirli işe bulaşmamış birini bulsam hemen bırakırım’ diyor. Ne kadar talihsiz bir açıklama. Kemal Bey’in şu an hemen parti içindeki cephelerden adayları vuruşturup delegenin sağ duyusu ile seçim yapmalıydı. İsmet Paşa’dan bu yana genel başkanlar olağanüstü kongre olmadan masadan kalkmıyor” değerlendirmesini yaptı.