GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
8 Ocak 2024 Pazartesi 15:19

Araştırmacı Yaldız’dan AK Parti panoraması: İzmir’de aday sayısı 2‘ye düştü!

İntegral Araştırma Koordinatörü ve Gazeteci Ümit Yaldız, AK Parti Genel Merkezi’nin İzmir adayının belirlenmesi için yeni bir anket yaptığını söyledi. Ankette Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ ile eski bakan Nihat Zeybekci’nin referans gösterdiği İş insanı Selim Gökdemir’in isimlerinin sorulduğunu belirten Yaldız, “Hamza Dağ ya da Selim Gökdemir isimleri olacak gibi son ankete göre. Bence bu ankette Hamza Dağ önde çıkmıştır” dedi.

EGEDESONSÖZ- İntegral Araştırma Koordinatörü ve Gazeteci Ümit Yaldız, SonSöz TV’de katıldığı programda Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtladı.

Programın gündeminde AK Parti’nin İzmir adayının kim olacağı konusu vardı. Yaldız, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak belirlenmesi hakkında da değerlendirmede bulundu.

ADAY YA DAĞ YA GÖKDEMİR
“AK Parti İzmir adayını neden açıklamadı?” sorusuna yanıt veren Yaldız, son olarak genel merkezin iki kişilik bir anket yaptığını belirtti. Yaldız, “İstanbul’u çözmeden diğer iller ile ilgili masaya oturmamıştır. Erdoğan daha İzmir Masasını neredeyse hiç kurmadı. Anketler yapıldı. Burada Hamza Dağ ile Selim Gökdemir isminin sorulduğunu biliyoruz. Bir önceki anketlerde  Bekir Pakdemirli sorulmuştu. Mehmet Kasapoğlu'nun da ismi  gündeme gelmişti. Ceyda Bölünmez Çankırı, Eyyüp Kadir İnan gibi isimlerin de gündeme geldiğini biliyoruz.Ancak son ankette 2 isim yer aldı. Hamza Dağ ya da Selim Gökdemir isimleri olacak gibi son ankete göre. Bence bu ankette Hamza Dağ önde çıkmıştır. Hamza Dağ, 2008'den itibaren partinin hep vitrinindeki bir isim. Oyuna sonradan sokulan aday adayları için AK Parti'den isimler biraz tersinden yürüyor. Erdoğan 'ankete koyun' diyor, öyle konuluyor” dedi.

GÖKDEMİR’İN REFERANSI ZEYBEKCİ
Selim Gökdemir’in isminin gündeme gelmesi hakkında ise Yaldız, “Nihat Zeybekci’nin İzmir'den aday olduğu için bilen biri olarak kabul edilip onun tavsiyesi, referansı olduğu bilgisi var. AK Parti'nin yerel yönetimden sorumlu bir takım isimlerin İzmir'de Mahmut Özgener mi olsun, Ender Yorgancılar mı olsun denirken, yukarıdan müdahale ile bizim iş dünyamızdan da şu var dendiği söyleniyor.İl Başkanı Bilal Saygılı’nın da bu yönde olumlu değerlendirmesi var. Ancak isim masaya geldikten sonra söylediği söylendi bana. Nihat Bey bir önceki dönem de Selim Bey ile yakın çalışmıştı. Bugün itibari ile aday ya Selim Gökdemir ya Hamza Dağ gibi gözüküyor” şeklinde konuştu.

ÜÇÜNCÜ İHTİMAL KASAPOĞLU
“Üçüncü ihtimal Milletvekili, eski bakan Mehmet Kasapoğlu olabilir” diyen Yaldız, “Manisalı olması gibi seçeneklerden biri Erdoğan'ın tercihi olabilir. AK Parti de işler çok enteresan işliyor. Benim muhabirlik yaptığım dönemde aday adayları partiye başvururdu, eğilim yoklamasına girerdi, sandık sonuçları açıklanırdı.  Ancak şimdi Büyükşehir için başvuran tek isim var: Ali Aşlık. Bursalı'nın, Kasapoğlu'nun, İnan'ın, Dağ'ın, Gökdemir'in de başvurusu yok” açıklamasını yaptı.

İZMİR KONUSUNDA ERDOĞAN’IN EN İSTEKSİZ VE MENTAL OLARAK EN YORGUN OLDUĞU DÖNEM!
Erdoğan’ın seçim için ağırlığını İstanbul ve Ankara’ya vermesinin İzmir için bir dezavantaj olduğunu kaydeden Yaldız “Belki de Erdoğan ‘yüzde 35 oyumuz var biri alsın, beni de fazla yormayın’ diye düşünüyor olabilir. Tüm enerjisini İstanbul ve ilçelerine harcıyor. İzmir konusunda Erdoğan’ın en isteksiz ve mental olarak en yorgun olduğu dönem olduğunu düşünüyorum. Üstelik en büyük fırsat da bu dönem var. CHP'nin 25 yıldır kesintisiz iktidarda olduğu bir kent. Yoruldu İzmir” şeklinde konuştu.

İMAMOĞLU’NUN RAKİBİ ERDOĞAN
Programın bir diğer konusu da İstanbul adayının eski bakan Murat Kurum olarak belirlenmesiydi. Yaldız, İstanbul seçimiyle ilgili yaptığı değerlendirmede  “AK Parti’nin İstanbul’u yeniden kazanmakla ilgili partinin önünde çok büyük hedef var. 25 yıllık kesintisiz milli görüş geleneğinden gelen iktidar vardı. 94 seçimlerinde sağın ve solun bölünmesi ile küçük bir yüzde ile alan Erdoğan, Türkiye'ye seslenme olanağı buldu. İstanbul ilk göz ağrısı… 2019'da ittifaklar nedeniyle kaybetmesi Erdoğan'ın çok zoruna da gitmişti. Bununla ilgili sonra hiç yapmaması gereken, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nı eleştirerek, onunla çatışarak dikkate alması böyle bir motivasyonu bize gösteriyordu. 14 Mayıs seçim sürecinde Erdoğan kazanamamış olsaydı İstanbul'da İmamoğlu'nun adaylığına bile gereksinim duyulmayacak, seçimin merkezi olmayacaktı. Önümüzdeki yerel seçimin başkenti İstanbul. Erdoğan, Ankara'nın kaybedilmesini hazmedebilir. Mansur Yavaş'ın Cumhur İttifakı tabanına da sıcak gelen, hatta Cumhurbaşkanı adayı olsaydı Erdoğan'a handikapı yaşatacak insandı. Erdoğan'ın tüm seçim motivasyonunu İstanbul'da aldığını ve 'Yeniden İstanbul' sloganı ile tüm dikkatleri İstanbul'a çekeceğini düşünüyorum. İmamoğlu'nun rakibi Murat Kurum değil, Erdoğan'ın kendisidir. Türkiye’yi 22 yıldır tek başına yöneten, dünya lideri diye kendi seçmeni tarafından anılan Erdoğan, İstanbul ile yatıp kalkıyorsa asıl rakibinin Erdoğan olduğu aşikar. Erdoğan elini değil kendi gövdesini taşın altına koydu İstanbul'u kazanmak için” dedi.

CHP'NİN İKTİDARI ORADA ELİNDEN ALMASINI BÜNYESİ KABUL ETMEDİ
Erdoğan ile İstanbul arasında duygusal bağ olduğunu aktaran Yaldız “İstanbul, AK Parti iktidarının Türkiye'ye enerji, kaynak dağıttığı, bir şekilde personel yetiştirdiği bir alan. İstanbul ve Erdoğan arasındaki duygusal bağlılık daha derin. CHP'nin iktidarı orada elinden almasını bünyesi kabul etmedi. Bunu da vücut, beden dili ile gösterdi.Hatta gereğinden fazla gösterdi. Cumhurbaşkanının belediye başkanı ile muhattap olmasından çok öte muhatap alarak gösterdi. 2028 yılındaki seçimlerde Erdoğan yasal olarak aday olamıyor. Erdoğan yasal olarak yolun sonuna gelmiş durumda. İktidarını ama damadı, ama bürokratı ama yeni seçtirecek İstanbul adayı üzerinden göstermek istiyorsa kalesi olarak gördüğü İstanbul üzerinden bunu göstermek zorunda” şeklinde konuştu.

İSTANBUL OLMASAYDI BELKİ İZMİR ADAYIYDI
Kurum’un adının İzmir ile anılmasına da değinen Yaldız, “Doğru aday mı Murat Kurum? Murat Kurum'u İzmir için de sordular. İstanbul'da farklı aday tercihi olsaydı belki İzmir adayıydı” ifadesini kullandı.

MURAT KURUM DOĞRU ADAYDIR
AK Parti adayı Murat Kurum’un başarı hikayesinin olduğunu söyleyen Ümit Yaldız, “Murat Kurum doğru aday mı sorusun 3 cevabı var. Türkiye büyük bir deprem tecrübesi yaşadı. 6 Şubat'ta Kahramanmaraş merkezli depremler çok ağır ekonomik, siyasal bedeller ödetiyor. Türkiye bunu önderken İstanbul’un depremselliği ortada. Bu nedenle güvenli kentler oluşturmak adına Çevre Şehircilik, TOKİ gibi başarılı bir hikaye var arkasında. Bu açıdan doğru aday. İstanbul'un demografik yapısı var bir de. Kurum, Konya nüfusuna kayıtlı birisi. İstanbul bir Karadeniz şehri. Kürt kökenliler ve Karadenizliler yoğunlukta. Ekrem İmamoğlu Karadenizli, Trabzonlu. İmamoğlu, Binali Yıldırım ile yarıştığı seçimin 2'nci turunda Karadenizlilerin yoğun bir tavır değişikliği ile 800 bin oy farkını oluşturdu. Burada aday Kurum ama rakip Erdoğan. Erdoğan diyor ki Karadeniz'i ben hallederim. Kendisini de bu nedenle çok yoğun şekilde ortaya koyuyor. İki Karadenizliye gerek yok diyor. Günün sonunda Konya-Karadeniz açmazına gelinirse Karadenizlilerin ne yapacağımı bilmiyorum. 4,5 yıllık süreçte İmamoğlu'nun üzerinde çok sular aktı. Özellikle milliyetçi-muhafazakar seçmen nezdinde kutuplaştırıldı. İmamoğlu'nun Karadeniz seçmeni arasında mesafe olduğunu görmüş, ölçmüş olabilir Erdoğan. Karadenizlilerin İmamoğlu'na bakışı değişmişse bu sefer sözlerimizin bir anlamı kalmaz. Murat Kurum doğru adamdır. Murat Kurum başarı hikayesi olan adıdır. Murat Kurum'a baktığımda genç, hikayesi olan, yıpranmamış eski merkez sağ bakanları gibi icraat insanı.  AK Parti kabinesinde yıpranmışlığı az olan, kıyı kıyı iş yapan, depremsellik konusunda güvence oluşturma ihtimali olan birisi. Güvenli kent mi istiyorsun İstanbul, sana eski TOKİ başkanını getirdim diyerek bağ oluşturmak isteyecektir Erdoğan. İstanbul, Erdoğan'ın zihnindeki yerel seçim sürecinin en az yüzde 51'ini kapsıyor” açıklamasını yaptı.