GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tarım
21 Haziran 2024 Cuma 08:08

Apartmanlar arasında bir vaha: İnadına üretim, zararına üretim!

Denize 1 kilometre mesafede atıl bırakılmış 40 dönüm araziyi tarımsal üretim için hazırlayıp kullanmaya başlayan Tansel Önder, “Domuzların istilasına uğradık, birisi arabayla tarlaya daldı. Her şey bir yana, buğdayın tonu 7 bin liradan 9 bin 250 liraya çıkarıldı. Maliyeti bile kurtarmaz ama ben inadına üretim, diyorum. Zarar etmiş olsam da seneye yine buğday ekeceğim” dedi.

Muhittin AKBEL / EGEDESONSÖZ -  Güzelbahçe’de dört yıl önce satın aldığı 20 dönüm alanı işleyip tarımsal üretim yapmaya uygun hale getirip buğday eken İzmirli işadamı Tansel Önder, ertesi yıl çevresinde atıl durumda olan toplam 20 dönüm alanı kiralayarak oraları da tarla vasfına getirdi. Geçmişte otomotiv ve sigorta sektöründe faaliyetleri olan Tansel Önder, tarımsal üretimin ülkenin kalkınması anlamında öneminden yola çıkarak, bu yıl da buğday ekti. Toplam 40 dönüm alandan yaklaşık 12 ton buğday hasat etmeyi planlayan Önder, “İnadına üretim yaparken, zararına üretim yapmış oldum. Evet; zarar ettim ama pes etmeyeceğim. Seneye o yerleri yine kiralayacağım, yine buğday ekeceğim” dedi.

EKİM YAPMAK DERT, SÜRMEK DERT, SATMAK DERT!
Güzelbahçe’de araziler boş kalmasın, tarımsal üretimde değerlendirilsin diye dört yıldır buğday ektiğini belirten Önder, “Ekmek dert, sürmek dert, hasadı dert, satmak dert” diye dertlenirken, biçerdöver bulamadığını, ürünü satmakta bile zorlandığını anlattı. Nakliye ücretlerinin fahiş seviyeye çıkmasından yakınan Önder, “Normal şartlarda bu iş asla yapılmaz ama üretim gönüllüsü biri olarak inadına üretim yapmaya devam edeceğim. Ülkenin buna ihtiyacı var. İthalat bir gün mutlaka sona erecek” ifadelerini kullandı.

BİR DÖNÜM YERİN KİRASI, 3 BİN LİRA!
Şehir içinde tarımsal üretim yapmanın daha zor olduğuna dikkat çeken Tansel Önder, Egedesonsöz’e şu değerlendirmelerde bulundu:

“Üretmek güzel bir şey ama şehirde bu işi yapmanın daha büyük zorlukları var. Başımıza gelmedik kalmadı. Domuzların istilasına uğradık. Ekinlere çok zarar verdi. Daha sonra buğdayın ne olduğunu bilmeyen birisi, arabasıyla tarlaya girdi. Tüm bunları bir kenara bırakalım, buğdaya verilen fiyatlarla bu iş olmaz. Her işin düzgün gittiğini düşünsek, yine de üretici, verilen fiyatla üretici bu işten para falan kazanamaz. Zarar eder. Zarar ediyoruz zaten. Kendi yerimin dışında kiraladığım yer vardı, orada külliyen zarar var. 1 dönüm yerin kirası, 3 bin liraydı. 3 bin lira olmasına rağmen zarar ettik. 20 dönümü kiralık olmak üzere 40 dönümde üretim yaptım ama bir kuruş kazanmadım.”

NEREDE BOŞ ARAZİ VARSA, ORADA TARIM YAPMAK LAZIM
Daha önceki yıllardaki tablonun, bu yılki kadar kötü olmadığının altını çizen Tansel Önder, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Geçen yıl bir ton buğday 7 bin liraydı. Bu yıl maliyetlerde inanılmaz bir artış olmasına rağmen 9 bin 250 liraya çıkardılar. Bizim bu fiyata ürünümüzü satmamız mümkün değil. Çünkü kamyona yükleyeceksin, randevu aldıktan sonra TMO’ya götüreceksin. Orada inceleme yapacaklar. Biz bu ürünü en kısa yoldan hayvancılık yapan çiftçiye vermemiz lazım. Ben bu işi üretim sevdalısı biri olduğum için yapıyorum. Bunu binlerce dönüme yapan insanlar var. Ekmeğini bu işten çıkarıyor binlerce insan. Ben buradan kazandığımla geçinmek zorunda değilim ama buğday üreterek geçimini sağlamak zorunda olan insanların işi sürdürmeleri mümkün değil. Benim araziden yaklaşık 12 ton buğday çıkacak. En fazla tonunu 7 bin 500 liradan satabilirim. Toplam 90 bin lira yapar. 20 dönüm yerin kirası zaten 60 bin lira. 30 bin lira da genel giderler var. Sıfıra sıfır, elde var sıfır! Soruyorlar, zarar ettiğin halde seneye yine buğday ekecek misin diye… Evet; yine ekim yapacağım. Bu verimli arazilerin boş kalmasına, üretimde kullanılmamasına gönlüm razı değil. Kiraladığım yerleri, seneye yine kiralayacağım. İnadına üretim, zararına üretim olsa da üretmeye, çabalamaya devam edeceğim.”