CHP Üsküdar İlçe Başkanı Suat Özçağdaş'ın Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un Kuzguncuk'taki evinin fotoğrafını çekmesi nedeniyle Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. Soruşturma ve yapılan eylem hakkında Türk Alman Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Kemal Yıldız değerlendirmede bulundu. Yıldız, “Benim haberlerden anlayabildiğim kadarıyla fotoğraf çekilirken oradaki polislerden tarafından şöyle bir uyarı yapılıyor; 'Sürekli koruma altındaki bir kişiye ait bir ev dolayısıyla fotoğrafını çekmeyin' diyorlar. Bu yüzden de savcılığın suç duyurusu çerçevesinde soruşturma başlatması zorunlu. Hangi suçtan başlattığı ile ilgili olarak iki ihtimal var. Yasak olan yerlerin fotoğrafının çekilmesi ile ilgili düzenleme. İkincisi özel hayatın gizliliğini ihlal. Üçüncü olarak da belki kişisel verilerin korunması ile ilgili bir düzenleme karşımıza çıkabilir. Ancak burada kişinin sürekli korunuyor olması kendisinin ya da evinin fotoğrafının çekilmesinin yasak olduğu anlamına gelmiyor. Bunun için kanunlarda özel düzenlemeler var. Mesela askeri yasak bölgeler var. Bu bölgelerin fotoğrafı çekilemiyor" dedi.
"KİŞİSEL VERİLEN KORUNMASINA YÖNELİK KANUN ÇOK ÖNEMLİ"
Prof. Dr. Yıldız, özel hayatın gizliliği sebebiyle soruşturma başlatıldığını düşündüğünü ve ihtimaller üzerinde konuştuğunun altını çizerek, “Haberin genelinden anladığım kadarıyla rahatsızlık daha ziyade özel hayatın gizliliğini ihlal ile ilgili. Kişisel verilen korunmasına yönelik kanun çok önemli. Kişinin her ne kadar konutuna ilişkin bilgi kişisel veri olsa da bunu fotoğrafı kişinin özelliği sebebiyle o çerçevede ele alınıp alınmayacağı tartışılır. Dolayısıyla savcılığın soruşturması kanaatimce bu üç esasa dayanabilir. Ama burada yanlış anlaşılma olmasın. Böyle bir suç oluştu anlamında demiyorum. Savcılık ebetteki kendilerine yapılmış bir başvuru varsa veya kanunda şikayete bağlı soruşturulması gerekmeyen, resen soruşturması ve kovuşturması gereken bir suçun işlendiği haberini aldıysa bununla ilgili harekete geçip işin esasını öğrenmek zorundadır. Sonuç itibarıyla savcılık görevini yerine getiriyor. Ancak oradan ne çıkar şu anda söylememiz mümkün değil. Sadece ihtimalleri konuşuyoruz" dedi.
“SÜREÇ DOĞRUDUR VE HUKUKA UYGUN YÜRÜYOR"
Prof. Dr. Yıldız sözlerine şöyle devam etti;
“Aile üyeleri kendileri suç duyurusunda bulunmuş olabilirler. Ya da kolluk görevlilerin raporları üzerine. Bunda da bir anormallik yok. Kolluk görevlileri doğru bir biçimde görevlerini yerine getiriyorlar. Sürekli korunan bir kişi var, fotoğrafın çekenin hangi amaçla çektiğini bilmiyor oradaki görevliler. Bir sonraki adımda ne geleceğini bilmiyorlar. Burada iki nokta birbirinden ayrılıyor. O fotoğraf çekme eyleminin suç oluşturup oluşturmayacağı ayır bir konu. Belki savcılık 'suç oluşturmaz' diyecek ve iddianame düzenlemeyecek. Ama o fotoğraf çekilirken oradaki kolluk görevlileri bu tutanağa bağlayıp da savcılığa ve amirlerine bildirmeleri başka bir konu. O fotoğrafların çekildiğini kolluk görevlileri gördüğü halde uyarı yapmasa ve o eve yönelik saldırı ve eylem olsa bu defa o görevlilerin sorumluluğunu konuşuyor olurduk. Savcılığa iletildiği için de savcı bir suç ihbarı olarak eylemi soruşturmaya başlamış. O çerçevede ne çıkacağını hepimiz göreceğiz. Bu evin fotoğrafının çekilmesi mutlaka bir suçtur gibi bir sonuca da ulaşılmasın. Ama süreç doğrudur ve hukuka uygun yürüyor"
Prof. Dr. Yıldız cezai yaptırım hakkında da bilgi verdi. Prof. Dr. Yıldız, “Eğer özel hayatın gizliliği ihlal suçundan dolayı bir düzenleme yapılırsa. Sırf kayda alınması bile 1 yıldan 3 yıla kadar kanunda. Bunların başkalarına verilmesi söz konusuysa 2 yıldan 5 yıla kadar oldukça ağır cezaları olan eylemler" diye konuştu. (DHA)