GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
21 Mart 2016 Pazartesi 14:14

AB ile anlaşma sonrası kaçak geçişler azaldı

Türkiye ile AB arasındaki sığınmacılara ilişkin anlaşmanın yürürlüğü girmesinden sonra il sonuçlar da alınmaya başlandı. Buna göre, anlaşmadan önceki her gün ortalama 3 bin kişi yakalanırken, yasağın ilk günü yakalanan sığınmacı sayısı 235'de kaldı.

Ülkelerindeki savaştan, ölümden kaçan Suriyeliler, Avrupa ülkelerine geçiş rüyalarını gerçekleştirmek için İzmir'i, umut yolculuğunun kapısı haline getirdi. Kentin deniz kıyısındaki hemen tüm yerleşim yerlerinden Yunan adalarına geçmek için büyük çaba gösterdi. Bu akını durdurmak için AB ile Türkiye arasında varılan mülteci anlaşması, 20 Mart Pazar günü yürürlüğe girdi. Kaçak geçiş yapan sığınmacıların 4 Nisan'dan itibaren Türkiye'ye iade edilmelerine başlanacağı açıklandı.

VALİ TOPRAK ÖNLEMLERİ ANLATTI
Anlaşma sonrasında, sığınmacı geçişlerine yönelik görülen büyük düşüş de, rakamlarla ortaya çıktı. Anlaşmadan önceki günlerde, Ege kıyılarına akın eden mültecilerden yaklaşık 3 bin kişi yakalandı. Bu rakam, anlaşmanın yürürlüğe girdiği 20 Mart tarihinde ise 235'de kaldı. Mültecilerin Çeşme ve Dikili ilçelerinde yakalandıkları belirtildi. Sahil Güvenlik Komutanlığı'nın yanı sıra jandarma ve polisin de etkin olarak kullanılmaya başlandığını belirten, önlemleri anlatan İzmir Valisi Mustafa Toprak, açıklamalarda bulundu. Sahil Güvenlik Komutanlığı'na bağlı gemi ve personel sayısının arttırıldığını, denizde denetimlerini sürdüğünü belirten Vali Mustafa Toprak, şöyle dedi: "Ayrıca karada da önlemlerimiz tamam. Jandarma ve polis sayılarını artırdık. Geçiş bölgelerine arama noktaları kurduk. Bu bölgelerde, mültecilerin denize ulaşmalarını engellemek için sürekli denetimler yapılacak. Bunun yanı sıra kaçak geçişlerde kullanılan kıyılarda ve kırsal alanlarda da yine jandarmanın denetimleri olacak. Bir şekilde denize açılanları da sahil güvenlik ekiplerimiz yakalayacak. Uluslararası sularda NATO'nun desteği var. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı gemiler de yine görev alıyor. Sahil Güvenlik komutanlığı, Sadece denizde önlem almıyor. İzmir'de filolarının bulunması havadan denetimi de kolaylaştırdı. Deniz kuvvetlerinden alınan destekle, uçaklar ve helikopterler de havadan denetimlerini artırdı."

SURİYELİLER'İ İÇ BÖLGELERE KAYDIRIYORUZ
Anlaşmadan önce günlerde yaşanan yoğunluğun anlaşmadan sonra ellerine gelen ilk bilgilere göre yaşanmadığını, rakamlarda düşüş olduğunu gördüklerini vurgulayan Vali Toprak, ancak bunun tam olarak anlaşılabilmesi için biraz daha beklenmesinin daha iyi değerlendirmeler için uygun olacağını aktardı. Geçişlerde yakalanan mültecilere neler yapıldığı konusunda da bilgiler veren Vali Mustafa Toprak, "Mültecilerden Suriyelileri, sınır dışı edemediğimiz için, kaçak geçişlerini önlenmek için iç bölgelere kaydırıyoruz. Burada da ekiplerimizin denetimleri kontrolleri, üzerlerinde oluyor. Buralarda kayıtları yapılıyor. Sadece çeşitli zamanlarda suça karışmış olanları, kamp olan çadır kent olan illere gönderiyoruz. Orada işlemleri yapılıyor. Mesela Afganistan'la geri gönderme anlaşması olduğu için, o ülkenin vatandaşlarını, savaşta olmadığı için iade ediyoruz" dedi.

DERNEK BAŞKANI, SAYILAR ÇOK DÜŞTÜ
İzmir'de bulunan Suriyeliler Derneği Başkanı Muhammet Özen, geçen aylara oranla Basmane'deki Suriyeliler'in sayısında önemli azalma olduğunu söyledi. Otellerdeki doluluk oranlarının da düştüğünü öne süren Muhammet Özen, şöyle dedi: "İnsanlar şu anda bekliyorlar. Anlaşmanın nasıl uygulanacağına bakıp ona göre karar verecekler. Bakın çevrede İzmir'de kalıp çalışan Suriyelilerden başkası yok. Kaçakçıların para transferlerini yaptığı işyerlerinde bile kimse yok. Oralar böyle devam ederse çok dayanamayıp kapanacak. Bu insanlar iyi bir yaşam istiyor. Aslında Almanya'nın verdiği hakları biz ülke olarak versek, bu insanlar zaten hiçbir yere kaçmaz. Ama şimdi vize uygulamasından sonra artık Suriye'den Türkiye'ye bile gelmiyorlar. Orada gerekli anlaşmaları sağlayıp, kaçış yolunu bulduktan sonra, İzmir'e gelmeleri bir gün sürüyor." Kaçak geçişin önünün alınmasının çok zor olduğunu da vurgulayan Muhammet Özen, “Bu büyük bir sektör haline geldi. Kaçak geçiş yaptıranlar, disiplinli çalışıyorlar. İzmir'den olması bile başka yollar bulup kaçacaklardır" dedi.

SURİYELİLER ARASINDA, BÜYÜK BELİRSİZLİK
AB ile Türkiye arasındaki anlaşmanın en çok ilgilendirdiği İzmir'deki, Suriyeliler arasında ise görüş birliğinin olmadığı gözlendi. Kimisi Türkiye'nin Müslüman ülke olduğu için burada kalacaklarını, kimisi de yaşam şartlarından dolayı ne pahasına olursa olsun Avrupa ülkelerine gideceklerini ifade etti. Suriye'de polis olmasına rağmen ülkesini terk edip 2 yıl önce Türkiye'ye gelen Muhammet Abdullah, bir çocuğunun olduğunu söyleyip, “Be burada kalmak istiyorum ama Türkiye bana iş versin. Oturma izni versin. O zaman ben de Almanya'ya neden gideyim? Verilmediği zaman aç kalmamak adına gitmek isteyeceğim. Şimdi bekliyorum. Benim gibi bekleyenler var" dedi.

Yaklaşık 2.5 yıldan bu yana İzmir'de olan Hasar Nasır ise, Burada olduğum için çok mutluyum. Burası Müslüman bir ülke. Benim oğlum Almanya'ya gitti. Ama pek yaşamından memnun değil. Almanya'ya gidip tekrar Türkiye'ye bile dönenler var" dedi. Musul'dan IŞİD saldırılarından kaçıp 4 ay önce İzmir'e gelen Salim Ali de, “Tüm ailem öldürüldü. Ben de yaralı olarak kaçtım. Burada şimdilik kalıyorum. Ama param bittiği zaman mecbur sokaklarda kalacağım. Bizlere yardım edilmesi lazım. Yerleşim yeri istiyoruz. Ben böyle çaresiz kalırsam, kaçarım. Yakalandığım zaman da intihar ederim" dedi.

Suriyeli Davut Davut ise, "Suriye'den çıktığımız zaman bizlere 'Ya gideceksiniz ya da geride kalıp öleceksiniz' dediler. Ben dönemem. Ancak, barış gelirse o zaman ülkeme dönerim. Bunun için ne pahasına olursa olsan Avrupa'ya gitmem lazım. Yakalansam da her seferinde yine gitmeye çalışırım" diye konuştu. (dha)