GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
4 Aralık 2020 Cuma 15:25

4,1 büyüklüğündeki deprem diğer fayları tetikler mi?

Sisam Adası’nda gerçekleşen 4,1 büyüklüğündeki depremin artçı bir deprem olduğunu ve bu artçı depremlerin 7 büyüklüğünde sarsıntı doğurması beklenen İzmir Fayı’na bir etkisi olmadığını söyleyen Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, “İzmir fayının yakın bir gelecekte deprem üreteceğini sanmıyorum.  İzmir fayından daha güçlü faylar var İzmir’de. Örneğin; Gülbahçe, Seferihisar fayları daha güçlü…” dedi.

30 Ekim’de gerçekleşen depremin üstünden 1 ay geçti ve hala artçı depremler meydana geliyor. Bugün saat 12.34 sularında Sisam Adası yakınlarında 4,1 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Depremi hisseden İzmir halkının kafasında bu depremin artçı bir deprem olup olmadığı ve İzmir’deki faylara etkisi konusunda endişeler oluştu.

BİRKAÇ AY DAHA SÜRER
Menduha Ceylan'ın sorularını yanıtlayan
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, gerçekleşen bu depremin artçı bir deprem olduğunu söyleyerek, “Bir yıla yakın sürecek daha bu artçılar, hemen bitmez azalarak geçmesi gerekiyor. Bazen böyle küçük küçük pikler yapabilir 4’e 5’e kadar çıkan artçılar olabilir. Birkaç ay daha biz bu depremleri hissedeceğiz İzmir halkı olarak” diye konuştu.

“BU ARTÇILARIN İZMİR FAYI'NA ETKİSİ YOK”
İzmir fayı denildiğinde bir tane faya atıfta bulunulmuş olduğunu, İzmir’de ise 17 tane fay hattı bulunduğunu açıklayan Sözbilir, “Bu artçı depremlerin İzmir Fayı'na bir etkisi yok. Ben İzmir fayının yakın bir gelecekte deprem üreteceğini sanmıyorum.  İzmir fayından daha güçlü faylar var İzmir’de. Örneğin; Gülbahçe, Seferihisar fayları daha güçlü… Tuzla fayı en güçlü faylardan bir tanesi… 50 kilometre uzunluğunda bir fay o ve şu anda var olan bir ay önce olmuş olan odak depremin en yakın olanlardan bir tanesi Tuzla fayı. Sisam depremlerinin Tuzla fayına şu ana kadar bir etkisi olmadı sadece Tuzla fayı depremden sonra sıcak su kaynakları çıkartmaya başladı. Gayzer türü küçük ölçekli sıcak su kaynakları çıktı. Zaten Tuzla Fayı jeotermal sistemi kontrol eden bir fay. O jeotermal sular yerin 2-3 kilometre altında fayın içinde gerilimden dolayı depremden sonra yüzeye geliyorlar. Yeni yeni sıcak su kaynakları, buhar, gaz, gayzer çıkıyor. Geçen gün gittiğimizde 92 santigrat derece bir su sıcaklığı vardı orada su çıkışı devam ediyor. Sisam’daki depreme bu şekilde cevap verdi bu fay. Kırılıp deprem üretmedi, sıcak suyunu yukarı çıkardı diyebiliriz” dedi.

“FAYIN ETKİLERİ VE TEHLİKELERİ BİLİNMELİ”
30 Ekim’deki depremin ardından Tuzla’da olduğu gibi Gülbahçe’de de sıcak su kaynaklarını yüzeye ulaştığını belirten Sözbilir, şu ifadeleri kullandı:

“İzmir faylarının hiçbirinde bir kırılma olmadı, zaten kırılma olması demek deprem üretmesi demek. Suyun ısınması, yüzeye gelmesi gibi durum Gülbahçe fayında da yaşandı. Gülbahçe fayının kuzey sınırında,  deniz kenarı kısmında meydana geldi. Orada bir hamam var, eski bir sıcak su hamamı. Orada da bir jeotermal sistem var. O sıcak suyun deprem öncesi kaynaklarını bildiğimiz için depremden sonra gittiğimizde yeni kaynakların çıktığını gördük. O da benzer şekilde yeni kaynaklar yüzeye getirdi depremden sonra. Gülbahçe’de küçük ölçekli yüzeyde sıvılaşma izleri var. İçi su dolu zemin var denizin kenarında, onu sarstığınız zaman o suyla birlikte kum yukarı çıkıyor; sıvılaşma dediğimiz şey bu. Bu sıvılaşma olayı eğer evlerin altında meydana gelirse evler yerin içine göçüyor. Olduğu yer yerleşim yeri olmadığı için sadece bir doğa olayı gerçekleşmiş oldu. Mesela sıcak suyun çıktığı yerde siz duruyor olsanız o yüzeye geldiğinde 92 santigrat derece her tarafınızı yakar, kimse olmadığı için o bölgede zarar vermedi; çıktı akıyor. Siz o fayın etkilerine ve tehlikelerine göre kendinizi uzakta tutarsanız fayla ilgili deprem sırası ve sonrasında zarardan korunmuş oluyorsunuz.”

İZMİR’DE 7 BÜYÜKLÜĞÜNDE BİR DEPREM BEKLENİYOR LAFININ BİLİMSEL BİR DEĞERİ YOK BENCE...
2011 yılında Maden Teknik Arama Enstitüsü’nün Türkiye’deki fayları resmi olarak ilan ettiğini ve dolayısıyla tüm fayların kaç büyüklükte deprem üreteceğinin uzunluklarından bilindiğini vurgulayan Sözbilir, şunları söyledi:

“İzmir’de 7 büyüklüğünde bir deprem bekleniyor lafının bilimsel bir değeri yok bence. Çünkü İzmir’de 17 tane fay var; hangisinin ne zaman ne büyüklükte deprem üreteceğini bilmiyoruz. Bilim öyle bir şey değil. Siz İzmir fayında 7 büyüklüğünde bir deprem bekliyorum dediğiniz anda yüzlerce makaleniz olması, orada çalışma yapmış olmanız lazım. Bizim çalışmalarımız var 9 Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi olarak. Hendek açtık içine baktık, her türlü çalışmayı yapıyoruz. Yine de önümüzde 10 günde 5 günde 1 yılda 7 büyüklüğünde deprem üretir sonucu çıkmaz. Bilim böyle bir cümle kurmaz. İzmir’deki faylar çizildiğinde söylenilmiş bir şey bu fayın 7 büyüklüğünde bir deprem üretebileceği, yeni bir şey değil. Faylar çizildiği anda uzunluğu bilindiği anda üretebileceği deprem büyüklüğü biliniyor zaten, bu yeni bir şey değil. Dün veya 5 gün önce ya da depremde anladığımız bir konu değil. Devlet tarafından onaylanmış resmi faylar, hepsinin kaç büyüklüğünde deprem üretebileceği biliniyor zaten. Bir hoca söyleyince onun bilgisi olmuyor, bu zaten devletin bildiği bir bilgi. İzmir’deki faylardan bir tanesi bile her an deprem üretebilir ama bunu bilemiyoruz, bilimin bildiği bir şey değil. Çünkü bu faylar üzerinde daha yeterli bir çalışma da yapılamadı. Fayda ne kadar çalışırsanız, ne kadar üzerinde dolaşırsanız, ne kadar üzerinde hendek açarsanız, ne kadar üzerinde aletlerle incelerseniz bilim açısından sürekli çalışma yaparsanız o kadar fayı tanıma hakkına sahip olursunuz. Ama ne kadar tanısanız da bu fay beş gün sonra deprem üretecek diyemezseniz.”