GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Yaşam
3 Eylül 2017 Pazar 09:20

3 ayda kazandıklarıyla İzmir'de apartman dikmişler!

Hayatlarını midyenin dolmalaşma serüvenine adamış iki aile. Midyeci Pamuk ailesi 33 yıldır, Midyeci Şakir ise 47 yıldır bu işte. İki aile hafta sonları günde toplam 20 bin midye satıyorlar.

Hürriyet'ten Sibel Arna, Çeşme'de midye satan iki ailenin yaşam öyküsünü hazırladı. İşte o haber...

"Midye dolma sevenler, bu lezzet nasıl ortaya çıkıyor, bileniniz var mı? Plajda güneşlenirken birden canımız çekiyor, midye dolmacı arkadaşın yolu bağırarak kesiliyor, kabuklar hızla açılıyor, limonlar itinayla sıkılıyor, midyeler geldikleri hızla 10’ar 10’ar mideye indiriliyor. Ama bu midyeler nasıl dolma oluyor, bu pilavı kim pişiriyor, kimler elleriyle tek tek dolduruyor diye sormuyoruz.

Midyenin denizden mideye yolculuğuna tanık olmak için Çeşme’nin en ünlü midyecilerinden Midyeci Şakir ve Midyeci Pamuk’un kapısını çaldık. Hayatlarını midyenin dolmalaşma sürecine adamış iki aile ile tanıştık.

İki aile de Mardinli. Pamuk ailesi 33 yıldır, Şakir ise 47 yıldır hayatlarını midye satarak geçiriyor, İki ailenin arasındaki rekabet Barcelona-Real Madrid’den farksız. Çeşme’nin en kıymetli beach club’larını paylaşmış ya da paylaşmak zorunda kalmış durumdalar. İki aile hafta sonları Çeşme’de toplam 20 bin midye satıyor. Üç aylık sezonda sadece midyeden kazandıkları parayla İzmir’de kendi apartmanlarını bile dikmişler.

Mardin, Milano, Çeşme

Midyeci Şakir’in ismi ailenin ortanca ve en girişken oğlu Şakir Akagündüz’den geliyor. Aslında kurucu babaları Hüseyin Akagündüz (63). Hikâyesini şöyle anlatıyor: “Mardin’de altı çocuklu bir ailenin oğluyum. Babam arpa, buğday yetiştiren bir çiftçiydi. 12 yaşımda Mardin’den bana ekmek çıkmayacağını anladım, evden ayrılıp Adana’ya pamuk tarlalarında mevsimlik işçi olarak gittim. Adana’da sezon bitince bir arkadaşım ‘İzmir çok güzel memleket’ dediği için İzmir’e geldim. Önce inşaatlarda çalıştım. Sonra manavda, sonra gemilerde... Hataylı bir arkadaşım midye satıcılığı yapıyordu ve elemana ihtiyacı vardı. Onun sayesinde midyeciliğe başladım. Altı ay sonra ‘onun yaptığını ben de yaparım’ dedim. Kendi midye dolmamı yapıp satmaya başladım. Benim ortanca oğlan Şakir çocukluğumdan beri evlere midye götürdüğü için herkes onu tanıyor. Bir de sosyal çocuk. Herkesin numarası vardır onda. Ebru Gündeş, Beyazıt Öztürk gibi ünlüler daha uçağa binerken Şakir’i arayıp sipariş veriyor. O yüzden adımız Midyeci Şakir oldu.”

Pamuk ailesine gelince... ‘Mardin, Milano, Çeşme’ sloganı ile çalışıyorlar ve kendilerine ‘Pamuk Holding’ diyorlar. Bir ara İzmirli işadamı İbrahim Görücüoğlu aileye destek vermiş ve midyelerini Milano’ya kadar ulaştırmış.

“Mardin, Nusaybin, Görentepe Köyü’nden geldim İzmir’e. Bizim köylüler geldi biz de arkalarından geldik. 1984’de Çeşme’de Emlak Bankası sitelerinde ve Ayayorgi Paparazzi’de midye satmaya başladım. O gün bugündür işimiz midyedir ” diyor Kutbettin Pamuk.

Tıpkı Akagündüz ailesinde olduğu gibi Pamuk ailesinde de ailenin ortanca oğlu daha ünlü. Feyzullah kısa ismi ile Feyzo özellikle ünlüler arasında popüler. En son Arda Turan ve Oğulcan Engin’e elleriyle 260 tane midye yedirmiş. Kadınlarda ise rekor Bergüzal Korel, Azra Akın ve Küçük Ceylan’daymış. “Ceylan Hanım bir oturuşta 100 tane yer” diyor. 

Nasıl dolma oluyor?

Bir gün sonranın midyeleri akşam 18:00 gibi evlere teslim ediliyor. İlk iş midyelerin temizlenmesi. Temizlik işi bitince midyeler dolaplara yerleştiriliyor.

Gün iki evde de sabah 04:00’de başlıyor. Midye dolmanın içinden sorumlu bakanlar evin anneleri. Hafta sonları sabah 04:00’den 06:00’ya kadar 30’ar kilo pilav pişiriyorlar. Midyeci Şakir ailesinde pilavları 47 yıldır Rahime Akagündüz, Pamuk ailesinde ise 33 yıldır Temrihan Pamuk pişiriyor. Bu onlar için artık dünyanın en kolay işi. Çünkü otomatik pilot devrede. Öyle ölçüp tartarak koymuyorlar malzemeleri. Gözlerinin ve ellerinin kararı tamam oluyor. Bu sebeple pilavlarının tadı hiç değişmiyor. Bir tek özel sipariş verip “Benimkinin içine üzüm ya da fıstık koyun” diyenler olursa iş de lezzet de farklılaşıyor.

Pirinçler yarı pişmişken ocaktan alınıyor. Birazcık soğuduktan sonra evin kadınları eldivenlerini ellerine takıp yere oturuyor.

Doldururken iki şeye dikkat ediyorlar. Midyeler ikiye ayrılmayacak ve öyle tıka basa pilav koyulmayacak. Çünkü sırada ikinci bir pişirme seansı var. Ve bu işlem sırasında pirinçler şişiyor. Fazla koyarlarsa şişen pirinç midyeyi de bozuyor.

Midyeler piştikten sonra kadınların işi bitiyor. Erkekler midyeleri yüzer yüzer ayırıyor. Bu yöntem, satış sırasında işlerin kolaylaşmasını sağlıyor. Aksi halde müşterilerin yediklerini saymaları gerekiyormuş bu da hiç hoş olmuyormuş. Hüseyin Amca anlatıyor: “Midyeyi tabağa koyarken 20, 21 diye saymak iyi olmaz. Saydığın rakamı duyarsa müşteri daha fazla yemez. Ama duymazsa 100-150 tane yer. Dün bir delikanlı havuz başında 300 tane yedi. Benim rekorum 412.”

Midyeler naylon torbalara konduktan, sonra her şey arabaya taşınıyor. Saat 10:30 gibi erkekler evden çıkıyor. Ve Çeşme plajlarına dağılıyorlar."