GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
29 Haziran 2022 Çarşamba 21:05

'Türkiye küresel ısınmayla yüzleşmek durumunda'

Tarım ve Orman Bakanı Kirişci, Kastamonu'da sel bölgesinde Habertürk yazarı Kemal Öztürk'ün sorularını yanıtladı. Bakan Kirişci burada yaptığı açıklamada, "Artık Türkiye küresel ısınma, iklim değişimi adına ne derseniz deyin, bunlarla yüzleşmek durumunda" ifadelerini kullandı

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Kastamonu Bozkurt'taki sel bölgesinde yaptığı açıklamada şunları kaydetti:

"Geçtiğimiz kış olağanüstü bir kış olarak yaşandı. Türkiye'de ve özellikle de bu bölgede 3 ay boyunca bu kış en sert şekilde yaşandı. 3 metreye kadar kar yağışının olduğu ifade edildi. Karlar havanın ısınmasıyla birlikte de su halini alıyor. İkinci olarak da bu yıl yağışlar 45 gün öne çekildi. Bu bizim her halükarda teyakkuzda olmamızı gerektiriyor. Buna bir takvim vermek adeta imkansız hale geldi. Şu anda mesela Ezine deresinde geçtiğimiz yıla göre çok çok fazla bir yağış görüldü. 8 saat gibi kümelenmiş bir zaman aralığında yağış yaşandı. Eğer derede yapılan çalışmalar olmasaydı daha büyük bir felaket yaşanabilirdi.

ESNAFIN ZARARI KARŞILANACAK
Şu aşamada Meteoroloji'nin yeni bir sel uyarısı olmadı. Ama hepimiz 25 Haziran'daki uyarıyla birlikte teyakkuza geçtik. Burada iş yerleri hasar alan esnafın da zararları karşılanacak. Zonguldak'a göre Kastamonu'da ise yol ve köprü gibi alanlarda zararlar fazla.

Bozkurt'ta dere yatağının genişliğini ise 28 metreden 71 metreye çıkardık. 71 metrenin yanı sıra 14 metre servis yolları ile 85 metreye ulaştı."

Özellikle dere yataklarındaki sel baskınlarına karşı yaptıkları çalışmalara da değinen Bakan Kirişci, şöyle devam etti:

"Tabi bu koordineli çalışmayı gerektiriyor. Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı ve Tarım ve Orman Bakanlığı ile birlikle bu çalışmalara daha çok önem vermemiz gerektiği noktasına geldik. Bu çalışmaları ilgili genel müdürlüğümüz yaptı, yapmaya da devam ediyor. Ama bizim bu kentleşmeyle ilgili, şehirleşmeyle ilgili, imarla ilgili bu konularda da çok daha dikkatli ve özenli olmamız gerekir. Mesela karşıda orman var. Neredeyse ormanla iç içe geçmiş bir yerleşim yeri var. Normalde bizim Orman Genel Müdürlüğü olarak mesuliyetimiz, orman alanlarını korumaktır. Yerleşim yerleri de bizim koruma görevimiz değil aslında. Burada yerel yönetimler var, yerel yönetimlerin bunları yapması gerekiyor. Ama mesela bu yerleşim yerleri belirlenirken ormanla bu yerleşim yerleri arasında bir kuşağın dahi olmaması bir eksikliktir. Son Marmaris yangınında da bir kez daha bunu gözlemledik. Bu konulara ilişkin de Sayın Cumhurbaşkanımıza bunları arz edip devamında da bunlarla ilgili mevzuat düzenlemelerinin bir an önce yapılması kanaati bizlerde oluştu. Artık Türkiye küresel ısınma, iklim değişimi adına ne derseniz deyin, bunlarla yüzleşmek durumunda. Tıpkı 1999 Marmara Depremi'nde bir deprem ülkesi olduğumuz gerçeğini kabul ettiği gibi. Yani biz sellerle, taşkınlarla ve orman yangınlarıyla iç içe olacağız. Ama bunların gereğini yapmamız gerekir. Verebilecekleri hasarları etkileri de en aza indirmemiz gerekir. Gerekirse de öncesinde birtakım eylemlerde bulunmak gerekir."