GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
17 Mart 2022 Perşembe 13:37

'Asbest' tehlikesinde yeni perde... Baro dava açtı!

Asbest tehlikesi nedeniyle Buca Cezaevi'nin yıkım ihalesinin ve yıkım çalışmalarının durdurulması için dava açan İzmir Barosu açıklamasında “Yaptığımız tespitlere göre yıkım esnasında asbest ve diğer zehirli maddelere ilişkin hiçbir çalışma yapılmamış yıkım ihalesinde de asbest kontrolüne ilişkin bir maddeye yer verilmemiş” ifadelerine yer verdi. 

EGEDESONSÖZ - Son İzmir Depremi sonrasında boşaltılması kararı alınan Buca Cezaevi’nin yıkım ihalesi geçtiğimiz günlerde gerçekleşmiş ve ardından kısa bir sürede yıkım çalışmaları başlamıştı. Hızlı bir şekilde başlatılan yıkım süreci akla cezaevin asbest ve diğer tehlikeli maddelerden arındırılıp arındırılmadığı sorularını aklına getirdi. Açıklama yapan kurumlar asbest tehlikesine dikkat çekerek gerekli önlemlerin alınması gerektiğini dile getirmişti.

Son olarak İzmir Barosu, devam eden yıkım çalışmalarının ve  yıkıma dayanak yapılan ihalenin iptalinin için dava açtı ve yürütmenin durdurulmasını talep etti. Bölge Adliye Mahkemesi’nde açılan dava öncesi basın açıklaması gerçekleştirildi. 

Basın metnini okuyan İzmir Barosu Kent ve Çevre Hukuku Komisyonu Üyesi Av. Tuğçe Berber, yapmış oldukları tespitlere göre yıkım esnasında asbest ve diğer zehirli maddelere ilişkin hiçbir çalışma yapılmadığını yıkım ihalesinde de asbest kontrolüne ilişkin bir maddeye yer verilmediğini açıkladı. 

‘YANGINDAN MAL KAÇIRIRCASINA’
Yıkımın yangından mal kaçırırcasına yapıldığını belirten Berber “Nitekim 63 senelik binanın İnşa edildiği dönemdeki teknoloji ve kullanılan malzemelerin niteliği gereği asbest içerdiğinden kuşku yoktur.  Böylesine eski bir binanın içerebileceği zehirli maddeler düşünülmeksizin, hiçbir önlem alınmaksızın adeta “yangından mal kaçırırcasına” başlayan bu yıkımla hem alanda çalışan işçilerin hem de bölge halkının sağlığı hiçe sayılmaktadır.  25 Ocak 2013 yılında yayımlanan “asbestle çalışmalarda sağlık ve güvenlik önlemlerine ilişkin yönetmelik” uyarınca alınması gereken onlarca önlem alınmadan gerçekleştirilen bu yıkım devam ettiği sürece kanser riski dalga dalga yayılmaktadır.Sağlık yönüyle başlı başına bir tehdit olan bu yıkıma ilişkin ihale sürecinin de muğlak olması yıkımın durdurulması için bir başka sebeptir.” dedi. 

‘BÜYÜK RİSK BARINDIRMAKTADIR’
İhale öncesinde bazı parçaların sökümlerinin gerçekleştirilerek inşaat alanından çıkarıldığını ifade eden Berber şunları söyledi:

“Asbest içermesi çok yüksek ihtimal olan bu parçaların nereye götürüldüğü belli olmadığı gibi, ikinci ihaleyi alan firmanın yıkım şartnamesindeki koşulları gerçekleştirmeksizin ihalenin alındığı gecenin sabahında yıkıma başlamış olması durumu daha da şaibeli kılmaktadır. Biliyoruz ki bu yıkımın sürdürülmesi, sonuçları zaman içinde ortaya çıkacak büyük bir riski barındırmaktadır. Buca’da yaşayan yurttaşlar her yıkılan tuğlada biraz daha zehirlenmektedir. Bu nedenle devam etmesi halinde halkın sağlını ciddi boyutta tehdit etmeye devam edecek olan bir yıkımın derhal durdurulması zorunludur. İzmir Barosu olarak, kamu kurumları ve şirketlerin rant uğruna bir araya gelip halk sağlığını tehdit eden iş ve işlemlere imza atmasına ve kanunların hiçe sayılmasına göz yummuyoruz.  Usulsüzlük silsilesi haline gelmiş bu yıkımın durdurulması talepli davamızı açmış bulunuyoruz. Bölge halkını ve tüm STK’ları bu konuda duyarlı olmaya davet ediyor, bu sürecin takibinde birlikte hareket etme çağrısında bulunuyoruz.”



'KONTROL YAPILMADAN YIKIMA BAŞLANDI'
Açıklama öncesinde konuşan İzmir Barosu Başkanı Av. Özkan Yücel, uzun yıllar faaliyet gösteren Buca Cezaevi’nin asbest konusunda hiçbir önlem alınmadan ve kontrol yapılmadan yıkımına başlandığını ifade ederek, “Yakın zaman önce İzmir bir deprem felaketi yaşadı. Çok sayıda bina ağır hasarlı. Çok sayıda bina yıkıldı. Bütün bu binaların kaldırılması konusunda da asbest konusunda da yeterli önlemler alınmadığı biz biliyoruz. Bu nedenle, hem buna dikkat çekmek hem de cezaevi yıkımına ilişkin alınan ihale kararı ve yıkım kararının iptali için dava açıyoruz.” dedi.

'ESKİ YAPILARDA ASBEST İHTİMALİ YÜKSEK'
Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi adına konuşan Selma Akdoğan ise, deprem sürecinde ve kentsel dönüşüm uygulamalarında da kötü örneklerle çok karşılaşıldığını ifade ederek, “Eski yapılarda asbestin bulunması yüksek ihtimal. Bu nedenle, yıkım öncesi asbeste ilişkin bir tespit raporunun hazırlanması, yıkım aşamasında  ilgili idarelere sunulması gerekiyor.” dedi.