GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
9 Ekim 2023 Pazartesi 15:08

'Üniversitelerimiz bir daha yasakla anılmayacak'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Üniversitelerimizin bir daha asla yasakla, baskıyla, kavgayla veya ideolojik dayatmalarla anılmasına müsaade etmeyeceğiz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde Yükseköğretim Kurulu 2023-2024 Akademik Yılı Açılış Töreni’nde konuştu. 

Erdoğan, "27 Mayıs darbesi öncesince üniversitelerin görev yapmak yerine vesayet planlarının bir parçası olarak kullanıldığını gördük. Daha yakın tarihte 28 Şubat döneminde ise hafızamıza yüksek öğretim adına utanç verici sahneler kazınmıştır. Okul ve inanç tercihi arasında zorlanan kızlarımızın yaşadığı zulmü asla unutamayız. Üniversitelerde bizzat hocalar kullanılarak başlatılan cadı avını dün gibi hatırlıyoruz. Gezi'de sokakları ateşe verdiler. Tüm devasa projelerimizi durdurmak istediler" ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:

"Üniversitelerimizin 2023-2024 açılış yılı vesilesiyle birlikteyiz.

Üniversitelerimiz ve akademisyenlerimizle gurur duyduğumuzu kendilerinden daha nice başarılar beklediğimizin altını çiziyorum. Biz de ilme, bilime, kültüre ve eğitime dair yapacağımız her türlü nitelikle çalışmada sizlerin yanında olmayı sürdüreceğiz.

Üniversiteler bireylere mesleki formasyon kazandırmanın ötesinde rollere sahiptir. Öğrencilerin entelektüel gelişmelerine katkı sunan, yeteneklerini keşfetmelerini sağlayan, kendi gelenekleri olan evrensel kurumlardır.

Üniversiteleri sadece bilim ya da meslek öğrenme yeri olarak görme sığ bakış açısıdır. Üniversitenin asıl işlevi, kültür aktarımına ve gelişimine öncülük etme, döneminin fikirleri sistemini inşa etme, toplumun seviyesini yükseltmektir.

Üniversiteler ne kadar dinamik, özgür ve gelişmiş olursa toplum da bundan olumlu etkilenir. Tersi bir durumda ise toplumun önce durağanlaşması eğitim kültür sanat ve sanayide gerilemesi kaçınılmadır.

Bunun sayısız örneğiyle karşılaşıyoruz. Bilgiye sahip olan insanlığa yön verir. Buna karşılık ilim ve akademide geriye düşen öbür alanlarda da geriye düşmekten kurtulamaz. Sürekli gelişmenin ilerlemenin gücünün muhafaza etmenin yolu bilimde kültürle sanatta mümbid bir iklime sahip olmaktan geçer. 

İslam dünyası yerinde sayarken veya kan kaybederken üniversitelerin öncülüğünde ABD ve Avrupa yükselen güç haline gelmiştir. Bilgiye sahip olan insanlığa yön verir. Buna karşılık ilim ve akademide geriye düşen diğer alanlarda da geriye düşmekten kurtulamaz. Bizim üniversitelerin üzerine titrememizin arkasında bu anlayış vardır.

27 Mayıs darbesi öncesinde üniversitelerin vesayet planlarının parçası olarak kullanıldıklarını gördük. 12 Mart ve 12 Eylül öncesinde de üniversiteler ideolojik çatışmaların merkezi haline gelmiştir.

28 Şubat'ta ise hafızamıza utanç verici sahneler kazınmıştır. Başörtüsünden dolayı ikna odalarına alınan kızlarımızın yaşadığı zulmü asla unutamayız. Özgürlüğün simgesi olan üniversitelerde, üstelik bizzat hocalar kullanılarak başlatılan cadı avını dün gibi hatırlıyoruz.

Üniversite sayısını 76'dan 208'e çıkartarak, gençlerin evine en yakın yerde yüksek öğretime katılmasının yolunu açtık. 

Gezi olaylarında sokakları ateşe vermekle kalmadılar, tüm devasa projelerimizin de durdurulmasını istediler. 

Başörtüsü düzenlemesi dahil hak ve özgürlükler yolunda attığımız her adımı engellemeye çalıştılar. İBB Başkanıyla başlattığımız üniversite öğrencilerine burs uygulamasını AYM'ye götürerek iptal ettirenler bundan şikayetçi oldular.

2002 yılında yüzde 14 olan yüksek öğretimde net okullaşma oranı 2023'te yüzde 45'e yükseldi. 7 milyon üzerindeki öğrenci sayımızla Avrupa'da yüksek öğretim alanında ilk sıralarda yer alıyoruz. Tam 198 ülkeden gelen 340 bine yakın öğrenciyle dünyada en fazla uluslararası öğrencinin bulunduğu ilk 10 devlet arasındayız.

22 yıl önce 70 bin olan toplam öğrenim elemanı sayısı bugün 184 binin üzerine çıktı.  Profesör sayımızı 9 bin 396'dan 32 bin 488'e, doçent sayımızı 5 bin 367'den 20 bin 768'e, doktor öğretim üyesi sayımızı ise 11 bin 190'dan 71 bin 700'e ulaştırdık.

Toplam öğrenim elemanlarının yüzde 46'sının kadın olması bizim için iftihar kaynağıdır.

Bu sene ilk defa, daha önce yükseköğretim imkânı bulamamış 34 yaş üstü kadınlar için devlete ait yükseköğretim kurumlarında 21 bin kişilik ek kontenjan ayırdık.

Üniversitelerimizin bir daha asla yasakla, baskıyla, kavgayla ya da ideolojik dayatmalarla anılmasına müsaade etmeyeceğiz.

Az sayıdaki hazımsız marjinalin de bu gerçeklerle yüzleşeceklerine inanıyorum. YÖK tarafından bilim diplomasisi alında bugüne kadar atılmış adımlardan memnuniyet duyuyoruz.

Depremzede öğrencilerin eğitimlerinin kesintiye uğramaması için gereken çabayı gösteriyoruz. Depremden etkilenen kampüslerimizin yeniden inşası için tüm imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız."