Muhittin AKBEL / EGEDESONSÖZ - Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin, İzmir İktisat Kongresi ile ilgili düzenlenen basın toplantısında söylediği sözlere, Almanya’da bulunan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’den yanıt geldi.
BAKAN NEBATİ'DEN BÜYÜKŞEHİR'E İKTİSAT KONGRESİ SALVOSU: OLMAZ, İZAHI YOK!
BİZ O BİNADA İKTİSAT KONGRESİ YAPACAĞIZ, DEMEDİK
Bakan Nebati’nin, “Binayı yetiştirmek için hazırlıklar yapılıyor, sonra birileri çıkıp, ben burada toplantı yapacağım, diyor. Bunun izah edilebilir bir tarafı yok. Olmaz! Bunun dışına çıkarsanız tek başınıza kalır ve şehrinize katkı koyacak olan programı sekteye düşürmeye çalışır konumuna gelirsiniz” sözlerini değerlendiren Başkan Soyer, Egedesonsöz’e yaptığı açıklamada, “Bir kere biz orada, yeni inşa edilecek binada İktisat Kongresi yapacağız, demedik ki” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, 100 yıl önce İktisat Kongresi’nin yapıldığı yere inşa edilecek binada İktisat Kongresi yapmak gibi niyetlerinin olmadığına özellikle vurgu yapan Başkan Soyer, Bakan Nebati’nin “Bir ülkenin iktisat politikalarını ve uygulamalarını belirleyecek olan, merkezi hükümettir. Merkezi hükümetin yapması gereken bir işi başkaları üstleniyorsa, bu amacı dışına çıkan bir çalışma demektir” sözlerine de cevap verdi. Başkan Soyer, şu ifadeleri kullandı:
100 YIL ÖNCE NE YAPTILARSA, BİZ DE ONU YAPMAYA ÇALIŞIYORUZ
“Mesele şurada; iktisat işleri, devletin işidir, diyorlar. Sormak isterim; 100 yıl önce devlet mi vardı, İktisat Kongresi toplandığında? Dahası; demokratikleşmeyi, demokrasiyi ağızlarından düşürmeyenlerin biraz iktisat politikalarını konuşmak tartışmak için sivil toplum kuruluşlarına, yerelleşmeye alan bırakmaları gerekmez mi? Devlet her şeyi yapsın. Peki sivil toplum örgütleri, yerel yönetim ne yapsın? İstiyorlar ki, iktisat politikalarıyla ilgili o tepkiyi koymasınlar, herhangi bir şey talep etmesinler, oturup sussunlar, konuşmasınlar. Böyle bir şey olabilir mi? 100 yıl önce ne yaptıysalar, biz de onu yapmaya çalışıyoruz. Gelecekle ilgili kafa yoruyoruz. Bundan daha doğal, daha güzel ne olabilir ki. Böyle bir çalışma yaptığımız için, helal olsun size, var mı bir ihtiyacınız kardeşim, diye sorsunlar diye beklerdik. Biz öyle yaptık; Valimize sorduk, yapabileceğimiz bir şey var mı diye…”