Günlerden 19 Mart’tı…
Aşağı yukarı…
Bugünden 122 gün önce!
Tunç Soyer…
İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı’ydı…
“Üçüncü Cemre Buluşması”nı…
Kadifekale’de gerçekleştiriyordu…
Neden Kadifekale?
Soyer, açılış cümlesinde verdi tüyoyu:
“Öncelikle söylemek isterim ki; burada pazar yerini başlatıyoruz… Kadifakele’ye ilk müjdemiz bu olsun…”
Ardından ekledi:
“Seçilirsem ilk 100 gün içinde bu iş tamam…”
Zaman aşımı yok!
Haftasonu dediğini yaptı…
***
Aslında o gün başka sözler de verdi:
Şehir tiyatroları kurulacak dedi…
Eski elektrik fabrikasını kente kazandıracağız dedi…
Kültürpark bir müzik okulu olacak dedi…
Popüler müzik müzesi yaratacağız dedi…
Hıdırellez geceleri festivale dönüşecek dedi…
Saydı, saydı, saydı ve…
Bi’de…
Nasıl olduysa…
“Zeki Müren de sizi görecek!” dedi…
Neden böyle dedi?
Çünkü…
Hep şu hayalinin gerçekleşmesini istiyordu:
“Bu kent amfi tiyatroya benziyor… Yıllardır o tiyatro ön sıradakilere hizmet etti… Bu kentte bir de arka sıradakiler var…”
Daha açık yazalım…
Diyordu ki, Tunç Soyer…
Kadifekale gibi, İzmir’in sırtlarında yaşayan hemşehrilerine…
“Hiç sizi unutur muyum? Daha mutlu olacaksınız…
Kentin kalbinde yaşayanlar da farkınıza varacak…”
O farkın…
İlk adımı “Pagos Pazarı”dır…
Başkan Soyer, orada verdiği söz naftalinlenmeden…
Kadifekale’yi “Anka Kuşu” ilan etti…
Bunu yaparken de…
Adeta yarını görürcesine, şunu dedi:
“Şimdi Kadifekale'nin, Anka Kuşu gibi küllerinden yeniden doğuşuna tanıklık edeceğiz... Hep beraber göreceğiz ki; Kadifekale'nin ışığı pırıl pırıl İzmir'e yansıyacak ve bütün İzmirliler Kadifekale'ye akacak…”
Nasıl akacak?
Kadifekale’ye giden 33 numaralı otobüs…
Bundan böyle Konak’tan 15 dakikada bir kalkacak…
O otobüs…
Her Cumartesi…
İzmirliler'i bu kadim kentin tarih yazan kalesinde buluşturacak…
Peki…
Gelenler ne bulacak “Pagos Pazarı”nda?
Kadifekale'den 90 kadın üreticinin…
İzmir genelindeki 24 tarımsal kalkınma kooperatifinin…
İlaveten 12 üretici kadın kooperatifinin…
Meyvesini, sebzesini, peynirini, balını, zeytinyağını alacak…
Tandır ekmeğini tadacak…
Ana vatanında midyenin lezzetine varacak…
El emeği göz nuru ürünlerle tanışacak…
Dilerse dokuma halı bile satın alabilecek…
Güzel değil mi?
***
Başkan Tunç Soyer…
Başı bulutlara değen…
İzmir’in Kadifekale Üretici Pazarı’nı açarken…
Gelenekleri hatırlattı…
Testi kırdı…
Bereketli olsun diye…
Bunu yaparken de…
“Mayasında kadın düşüncesinin, kadının rolünün olmadığı toplum parçalanmaya mahkumdur” dedi…
Sözünü perçinlemek için…
Cemal Süreyya’nın şirini seslendirdi…
Kadını “gölgede bırakmaya yeminli” zihniyetin…
Kafasına vura vura:
“Bir kadını ortadan ikiye böl yarısı annedir, yarısı çocuk, yarısı sevgili, yarısı aşk…”
Ve…
Al sana bir “kadın müjdesi” daha…
“Çok yakında büyükşehir otobüslerinin şoför koltuğunda kadınları göreceksiniz…”
***
Kadifekale bir aşktı Tunç Soyer için…
Daha parmak kadarken başlayan bir aşk…
Ben demiyorum, kendisi diyor:
“Çocukken ailem beni elimden tutar turistlerle konuşmam için Kadifekale'ye getirirdi… Çünkü Kadifekale turist otobüsleriyle doluydu… Dünyanın her yerinden gelen turistlere ev sahipliği yapardı… İstiyorum ki, o günleri yeniden yaşayalım…”
***
Bitiriyoruz…
Neyle?
Pagos Dağı eteklerinde kurulmuş Kadifekale’deki…
Yeni doğan “Pagos Üretici Pazarı”nın…
Adının başındaki “Pagos” kelimesi ile…
Şu sıralarda…
“Neden Yunanca bir kelime?” diye polemik var…
Bence…
Üstünde fazla durmaya gerek yok…
Tamam, “Pegos” Yunanca kökenli olabilir ama…
Amerikalılar da “hindi”ye…
“Turkey” (Türk) diyorlar…
Ne yapalım yani…
Kendimizi mi paralayalım?
“Pagos Pazarı”na da…
Bundan böyle…
İsteyen, dileyen, arzu eden…
“Kadifekale Pazarı” deyiversin…
Nokta…
Sonsöz: “Her dil, gönlün perdesidir… Perde kımıldadı mı, sırlara ulaşılır… / Hz. Mevlana…”