GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Muhittin AKBEL
YAZARLAR
19 Mayıs 2020 Salı

Yıllarca çalıştıktan sonra 1565 TL emekli maaşı al!

1980'li, 90'lı yıllarda emekli olanların aldıkları maaşların çok düşük olduğunu duyuyor, üzülüyordum.

Yıllar geçtikte küçülen emekli maaşları, asgari ücret ayarında, hatta biraz altında kalmıştı.

Fakat yeni emekli bir arkadaşın alacağı maaşı öğrenince, üzüntüm farklı bir boyut kazandı.

Kulaklarıma inanamadım.

Kahroldum.

Çıldırdım.

Utandım.

Türkiye'de asgari ücret, 2 bin 324 lira.

Allah aşkına, asgari ücretin altında emekli maaşı olur mu?

Asgari ücretin altında bir emekli maaşı, üstelik yeni emekli olmuş birine layık görülüyor!

Yeni emekli olmuş bir vatandaştan dinledim.

Henüz ilk maaşını almamış, gün sayıyor.

Ne kadar alacağını biliyor.

Emekli olduğuna sevinsin mi, üzülsün mü?

Çalıştığı yerden 3 bin 500 lira maaş alırken...

Emekli olması sebebiyle artık 1565 lira alacak.

Adam yıllarca çalışmış.

7 bin küsur günü doldurmuş.

İşçi olarak çalışırken 3 bin 500 lira maaş al, emekli olunca yarıdan fazlasını kaybet!

Alacağı para, hükümetin öngördüğü 1500 lira taban maaşın 65 lira fazlası...

Yani asgari ücretin 800 lira altında bir maaşla geçinmeye çalışacak.

Damat Bakan Bey diyor ya...

Her evin geliri iki kat arttı.

Sanırım dili sürçtü.

Her evin geliri, iki kat azaldı, demek istedi!

***

Asgari ücretin altında emekli maaşı bağlanması kabul edilemez.

Bu nasıl bir vicdandır, bu nasıl bir adalettir?

Hepimiz farkındayız.

Emekliyi sevmiyorlar maalesef.

Onlardan bir an önce kurtulmak istiyorlar.

Tuzu kuruların umrunda değil emekliler...

Avrupalı emekli bekçi bile eşiyle her yıl yurtdışında tatil yapabilirken...

Namerde muhtaç olmadan yaşamını konforlu bir şekilde sürdürürken...

Benim güzel ülkemin fakirleştirilmiş emeklisi, bırakın tatile çıkmayı...

Karnını nasıl doyuracağını, evini nasıl geçindireceğini, faturaları nasıl ödeyeceğini düşünüyor.

***

Geçtiğimiz günlerde televizyon ekranlarına 50'li yaşlarda bir beyefendiyi gördüm.

Geçici çalışma ödeneği başvurusu için gelenlerin oluşturduğu kuyrukta bulunanlara çay satmaya gelmiş.

Elinde bir termos, birkaç kağıt bardak...

Muhabir mikrofonu uzatınca ne diyeceğini bilemedi, utandı, sıkıldı; "Ne yapayım, çocuklarıma ekmek alacağım. Cebimde bir ekmek parası yok" dedi.

Ağlamaya başladı, için için...

O adamcağız gözyaşlarını dökerken benim de yüreğim parçalandı.

"Sen utanma kardeşim, seni bu hale getirenler utansın" dedim, kapattım televizyonu...

Yahu, ne oldu bize?

Bu güzel vatanda insanlarımız insanca yaşayamayacak mı?

Zengini daha zengin eden, fakiri daha da fakirleştiren zihniyet hiç mi değişmeyecek?

***

Uzmanların açıklamalarına göre...

Çalışanın ortalama aylık kazancı ile aylık bağlama oranının çarpımı sonucu elde edilen tutar, emekli maaşı olarak bağlanıyor.

Geçmişte yapılan düzenlemeyle çalışma süresi arttıkça aylık bağlama oranı, artırılacağına düşürülüyor.

Yani, asgari ücretle çalışanlar, emekli olmayıp yüksek emekli maaşı alabilmek hayaliyle daha fazla çalıştıklarında, emekli aylıkları asgari ücretin altına düşebiliyormuş.

Vallahi benim aklım da vicdanım da bu adaletsizliği kabul etmiyor, edemiyor.

Makam sahibi yaptığı yandaşlarına 30 bin, 50 bin lira maaşı hiç tereddüt etmeden verenler...

Kendi maaşlarına yapılacak zammı bir gecede elleri havaya kaldırıp kabul edenler...

Bu büyük adaletsizliği düzeltmek sizin elinizde.

İsterseniz pekala düzeltirsiniz.

Emekliye düşman gibi gördüğünüzü biliyoruz ama...

Çok küçük de olsa vicdan sahibi olduğunu da biliyoruz.

O vicdanınızın sesini dinleyin, bu telaffuz etmeye bile utandığımız emekli maaşlarını makul düzeye getirin.

Ayıptır.

Yazıktır.

Günahtır.