GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Metin ÖNEY
YAZARLAR
22 Şubat 2019 Cuma

Yığınakta yapılan hata

Bilinen bir sözdür:

“Yığınakta yapılan hata kendini cephede gösterir…”

Niçin yazdım?

31 Marta 38 gün kaldı… Çok az bir zaman… Oysa bu seçim çok çok önemli…

Çünkü:

24 Haziran Genel ve Cumhurbaşkanlığı seçiminden hemen sonra yapılacak ilk seçim… Katılım durumu göz önüne alındığında bir “yerel seçim”den çok bir “genel seçim”

Bu açıdan “Güven devam ediyor mu, etmiyor mu?” sorusun cevabı olacak bir seçim.

Ancak ittifaklar dikkate alındığında hangi partinin ne miktarda oy aldığının anlaşılması mümkün değil.

Hatta şunu da ekleyebiliriz:

Seçilecek belediye başkanı hangi görüşe göre “belediyecilik” yapacak?

Şimdilik bunları geçelim.

Öncelikle hiçbir il ve ilçede “seçim heyecanı” yok.

Niçin?

Seçim heyecanını muhalefete yaratır. Muhalefet yeni bir umuttur. Yeni bir çıkıştır. Geleceğe dönük çok ciddi bir beklentidir. Yanlış yapılanların düzeltme kaynağı ve odağıdır.

Tamam.

Ancak:

Mevcut muhalefette böyle bir tavır görüyor muyuz?

Ne gezer?

Hemen, “Her şey tamam da eleştiri sırası muhalefete mi geldi?” demeyin. Yukarda tarif ettim; “Muhalefet yeni bir umuttur” dedim. O halde ben bu umudu göremiyorsam veya muhalefet gösteremiyorsa kimi eleştireceğim?

Ve sonra:

Bakalım olup bitene…

Hala aday tespiti tam olarak yapılabildi mi? Yok.

Örgütlerde huzur sağlandı mı  Yok.

Adaylar genel olarak göz dolduruyorlar mı? Yok.

İlan edilmiş adayın ne zaman değiştirileceği belli değil… Çünkü seçim takvimi için son gün 23 Şubat… Bu sebeple kimse yerinden emin değil ki, sahaya çıksın.

Birkaç örnek:

Mersin İYİ partinin en güçlü olduğu yer ve tek yer…

Adayın evrakları zamanında İl Seçim Kurulu’na verilmemiş.

Ben üç yıl İl Başkanlığı yaptım ve listelerin verileceği son günden önceki akşam arkadaşlarımla beraber uyumadık. Zamanından çok önce de listeleri ilgili yerlere teslim ettik.

Bu yerine getirilemiyor veya getirmiyorsa, dönüp bakıp “Biz nerede hata yapıyoruz” denmesi gerekmez mi?

Yoksa, mazeret üstüne mazeret…

Şu adaylık süresince yaşananlara geçmiş dönemlerde hemen hemen rastlamak mümkün değil.

Bir de sahaya inilecek, anlatılacak ve oy istenecek.

Bir şarkı vardı:

“Ne zaman ne zaman?”

Ünlü bir düşünür şöyle diyor:

Bir yönetimin üç vasfı olmalıdır:

Halkın iaşesini temin etmek…

Halkın güvenliğin sağlamak...

Ve kendisi güvenilir olmak…

Ve ekliyor:

İlk ikisini sağlasa bile kendisi güvenilir değilse o yönetim ayakta kalamaz…

Düşünürün bu sözünü partilere uygulayın.

Alacağınız sonuç, geleceğin tayininde çok önemli rol oynayacak ve pek çok soruya cevap verecektir…