GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
1 Eylül 2020 Salı

Yeni uygarlık üstüne düşünmek

21. yüzyılın şafağında, Dünya sistemi kapitalizmin 500 yıllık tarihsel varlığının sonlanmakta olduğuna dair düşüncelerimizi yüksek sesle dile getirmeye başladık.

Yanı sıra, iklim krizi ve ekolojik çöküş bağlamında uygarlık krizini konuşmaya başladık.

Entelektüel bir kaygı olarak sıkça sözü edilen “paradigma çökmesi” gerçek oluyordu.

Ve büyük prova, Covid-19 ile start aldı.

Bir çağ kapanıyor.

Mülkiyet, üretim ve piyasa üstünde yükselen uygarlığın 10 bin yıllık hikâyesi son buluyor.

On bin yılın uygarlığa dayalı kültürel birikimi, “yeni normal” tarafından kuşatılıyor.

Ve bu kuşatma, yeni paradigmanın yoluna taş döşüyor.

Uygarlık hariminde inşa ettiğimiz sisteme, beşyüz yıldan beri, “kapitalizm” diyoruz. Nihayetinde, olan biten, üretim ve piyasa hattında yaptıklarımız ettiklerimizden ibaret…

Bir çağ kapanırken, çağdaşlık, ilerleme, aydınlanma ve modernlik ile hemhal kentleşme karşısında, bu sürece direnen köylülerin haklı çıktığına tanık oluyoruz.

Köyler yok olduğunda, hayatın da ellerimizin arasından kayıp gittiğini göreceğiz. Hava kirli, toprak kirli, su kirli ve gidecek yerimiz yok…

Hergün, yaklaşık 15 bin insan açlıktan ölüyor. Yeryüzünde 850 bin insan açlık çekiyor, 6 milyara yakın insan yoksul. Bu günleri de arar hale gelmemiz, kuvvetle muhtemeldir.

7.8 milyar insan kıskıvrak Dünyalı… Ekolojik çöküş, iklim krizi, sistem krizi ve insanın tükenişi, gidecek yeri olmayan insanlığa çıkış olarak yeni bir uygarlık inşasının zaruretini işaret ediyor.

Bir çağ kapanıyor, bir çağ açılıyor. Bir çağın alaca karanlığından bir çağın şafağına giden yolu arayan insanlık, her şeyi yeniden düşünmek ve yeniden söylemek zorunda...

Kapitalizmin hayata musallat ettiği hızdan kurtulmak bir zarurettir.

Ekolojik çöküş ve iklim krizi köylüleri haklı çıkardı.

Bu saptamalardan itibaren “yeni dünya düzeni ve akıllı hayat” üstüne düşünmek gerek.

Doğu Akdeniz; 3 din, 4 kitap bu bölgede zuhur etti. Batı kültürünün temelleri burada atıldı.

Şimdi, yeni bir çağın şafağında, yine bu topraklardan insanlığa seslenmenin zamanıdır.

İzmir Siyaset Okulu, tam da ikibin yıl öncesinin “felsefe okulları” gibi, ufukta beliren yeni çağı konuşmaya geliyor.

Bu okul sokakta kuruluyor, gündelik hayatın içinde vücut bulacak. Sokaktaki insan üstünde tahakküm kuran söz ve yazıdan azade…

Amacımız, gitmekte olanı ve gelmekte olanı anlamak ve anlatmaktır.