GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Fatih YAPAR
YAZARLAR
18 Eylül 2020 Cuma

Yeni dönemin favorisi göçmenler

Osmanlı Devleti Balkanlar’da gücünü kaybedip Anadolu topraklarına çekilmeye başlayınca peşinden gelen topluluklara genel olarak “göçmenler” diyoruz. Coğrafya aynı olsa da memleketleri farklı olan insanlar için Gazi Mustafa Kemal Atatürk, “Muhacirler kaybedilmiş ülkelerimizin milli hatıralarıdır” tanımlaması yapmış.

Balkanlar ve balkan ülkeleri üzerinde araştırma yapan kişilere göre Türkiye’de 15 milyon balkan kökenli Türk vatandaşı bulunuyor.  Trakya bölgesinin illeri, Ege kıyıları ve Marmara Bölgesi ağırlıklı olmak üzere Anadolu illerinin bazı yerlerinde hem siyasette hem de ticarette çok etkili isimler yer alıyor.

Türkiye’nin Batı’ya açılan kapısı, aydınlık yüzü İzmir de Balkan esintilerini taşıyan bir kent. Araştırmalara göre yaklaşık 2 milyon nüfus Balkan kökenli ülkelerden gelenlerden oluşuyor. Elbette siyasi partilerin de yakın markajında olan bir topluluk. Bu yüzden birçok siyasi parti toplantılarda, mitinglerde, söylemlerinde balkanların hassasiyetine vurgu yapıyor.

Bayrak, vatan, toprak ve aidiyet göçmenler için neredeyse kırmızı çizgi olarak tanımlanıyor!

İzmir’de geçtiğimiz günlerde ardı ardına iki farklı girişim gerçekleşti. Bunların önümüzdeki siyasi döneme ilişkin bir hazırlık, ön çalışma olduğunu söylemekte fayda var. Birincisi, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak’ın ziyaretiydi. Korona tartışmalarında araya karışan bu buluşmada kendisi de göçmen olan Öztrak, Balkan dernekleriyle buluştu. Öztrak’ın mesajları netti ve partilerine destek veren herkese teşekkür etti. 

İkincisi ise TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un ziyaretiydi. Şentop, Öztrak’ın hemen ardından Balkan dernekleri ve işadamlarıyla bir araya geldi. Onun da mesajları belliydi. Toplantıda, “İzmir bizim için çok önemlidir, destek verin” dedi.

Çünkü, İzmir balkan kökenlilerin ağırlıklı yaşadığı bir Bursa, Tekirdağ ya da Edirne gibi değildi. Kendine has bakış açısı, iktidarın fikirlerini yorumlayışı vardı. Ve yıllardır AK Parti’ye destek vermiyordu. Üstüne göçmenler İzmir’de büyük oranda CHP’yi ya da farklı bir partiyi tercih ediyordu.

Şentop toplantıda şöyle dedi:“Balkanlara TİKA vasıtasıyla önemli çalışmalar yaptık. Türkiye’de birçok şehir Balkanlarla özdeşleşmiştir. İzmir bir balkan şehridir.  Burada ne kadar güçlü olursak soydaşlarımız da oralarda güçlü olur. AK Parti, birçok ilde ve balkan kökenlilerin olduğu yerlerde birinci ama İzmir’de değil. İzmir’deki balkan kökenliler bize destek vermiyor. Demek ki kendimizi iyi anlatamadık”…

Evet, aslında bu sözler gerçekten çok şey ifade ediyor. Çünkü AK Parti icraatlarını değil kendisini, düşüncesini, yoğurt yiyişini İzmir’de anlatamıyor.

İzmir’de uzun süredir AK Parti’de kendisine temsil hakkı tanınan bir balkan göçmeni figür yok. Eski Milletvekili Rıfat Sait’in “zücaciye dükkanına giren fil” misali Balkan kökenli dernekleri bölüp parçalamasından sonra göçmenler iktidar partisinde bir daha toparlanamadı. Buca’da üç dönem belediye başkanlığı yapan eski Milletvekili Cemil Şeboy’dan sonra bir ciddi pozisyon da oluşmadı. Kendisini “Girit” kökenli olarak tanımlayan İl Başkanı Kerem Ali Sürekli’nin balkan hassasiyetinden memnun olan göçmenler daha fazla ciddiye alınmak istiyor.

AK Parti, İzmir’de göçmenlerin tekrar kalbine girmek için uzun süredir kapalı olan Yurt Dışı Türkler ve Akraba Toplulukları’nın İzmir ofisini tekrar açarak başlayabilir. Kuzey Makedonya'da Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'na getirilen Türk kökenli Hakim Salih Murat’ı toplantıda örnek vermek Şentop ve iktidar açısından yeterli olmayabilir.

Anlaşılan o ki başta yerelde iktidar olan CHP ile AK Parti’nin yeni dönemde üzerine titreyeceği kitle Balkan göçmenleri olacak. İYİ Parti ve MHP’nin de sürece dahil olmasıyla yeni partiler de bu alanlarda çalışacak.

Son bir not; CHP’nin düzenlediği toplantıda Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Abdurrahim Nursoy kendilerine randevu verilmediği ve görüşme taleplerinin karşılık bulmadığı gerekçesiyle İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’i eleştirmişti. Soyer, Nursoy’u arayarak önce kendisinin rencide edildiğini belirterek sitem ettikten sonra, “keşke bizzat söyleseydiniz, yanlış anlaşılma olmuş” ifadelerini kullanmış. Başkan Soyer, durumun düzeltileceğinin de sözünü vermiş.