GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
29 Eylül 2017 Cuma

Yeni Parti’nin en zor sınavı!

Siyasetin gündemi yoğun… CHP, Adalet Yürüyüşü’nden sonra yakaladığı ivmeyi sürdürüyor.
Dahası sokağın dilini yakalama, konuşma ve de sokağın gündeminde yer tutma anlamında CHP, iyi işler yapıyor son dönemde. Karadeniz’deki fındık yürüyüşü ve Manisa’daki Üzüm Mitingi bu iyi işlerden öne çıkanlardı. Tüm bunlar ana muhalefet partisi olarak CHP’nin görevini yapmaya başladığını gösteriyor. Delege seçimleri sırasında yaşanan absürtlükler, kraldan fazla kralcılıklar, vahim hatalara rağmen Kılıçdaroğlu’nun ve de CHP’nin halk nazarında itibar kazanmaya devam ettiğini yaptığımız saha çalışmalarından da anlıyoruz.

Ve yeni parti…

Meral Akşener önderliğinde kurulacak olan Yeni Parti’nin kurucu kadrosuna dair bazı isimler açıklandı. 18 kişilik listede İzmir’den DSP’li Bakan Suat Çağlayan da vardı. Çağlayan’la birlikte listede Aşık Veysel’in torunu, 15 Temmuz Gazisi, eski vekiller, bakanlar yer buldu.

Bu liste ne anlama geliyordu?

Ve neden sadece bir bölümü açıklanmıştı kurucular kurulunun?
Bu iki sorunun tek bir yanıtı vardı. Akşener ve arkadaşları kuracakları partiye dair son dönemde artan “Küskün MHP’lilerin partisi” algısını yıkmak istiyorlardı. Ve açıklanan ilk partide küskün MHP’li yoktu.

Duyumlarımız İzmir’den Yıldırım Ulupınar’ın da listede olacağını söylüyor. Müsavat Dervişoğlu’nu saymaya lüzum yok herhalde. O zaten sürecin en önemli aktörlerinden…

Ama İzmir’den başka sürpriz isimler de olabilir kurucular arasında. Şu anda liste sır gibi saklanıyor.

Akşener, daha önce açıklandığı üzere merkez parti sözünün arkasında olduğunu vurgulamak istiyor. Merkezden kasıt ‘merkez sağ mı yoksa gerçek bir merkez partisi mi’ diye bir soru akla geliyor haliyle.

Akşener’in açıkladığı o liste bu soruya da yanıt veriyor aslında. Siyasete, dünyaya soldan bakan isimleri barındıran listeye ek olarak kurucular kurulunda başka sürpriz solcuların da olabileceği söyleniyor.

Görünen o ki Akşener gerçek bir merkez parti inşa etmek istiyor.

Ama evdeki hesabın çarşıya ne kadar uyacağını zaman gösterecek. Kurulacak yeni partide solcu unsurlar bulunmakla birlikte sağın ağır basacağını tahmin etmek zor değil.

*
AK Parti’ye baktığımızda geride kalan haftanın en büyük olayının İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın istifası olduğunu görüyoruz. 17-25 ve 15 Temmuz sürecinde ABD’de bulunmak ve damadının FETÖcü çıkması bir yana 13,5 yıldır İstanbul’u yöneten Kadir Abi’nin imar dosyaları üzerinden by-pass edilmesine kendi deyimiyle ‘adam yerine konulmamasına’ kızıp bırakması önemli bir olaydı.

AK Parti’de cumhurbaşkanı ve başbakandan sonra en önemli makam olarak gösterilen İBB Başkanlığı’nın el değiştirmesi kulisleri de hareketlendirmeye yetti.

İki soru öne çıktı bu süreçte.

Kadir Abi’nin gidişinin Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun istifasıyla benzerlikleri var mıydı? Yani emir büyük yerden miydi?

İkinci soru ise 2019’da o koltuğa kimin oturacağı?

Başbakan Binali Yıldırım’ın da adının geçtiğini hatırlatalım.

Genel Başkan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi yaşamının mihenk taşı İstanbul’dan gerek cumhurbaşkanlığı seçimlerinde gerekse 16 Nisan referandumunda istediğini alamadığını biliyoruz. Ve anlıyoruz ki parti içi reform için kolları sıvayan Erdoğan işe İstanbul’dan başlayacak.
2019 yerel seçimlerinde İstanbul’un kaybı aylar sonra yapılacak başkanlık seçimlerinde her şeyin kaybı olabilir çünkü.

Tam da bu noktada yeni parti dair yeni şeyler söylemek gerekiyor.

Yeni bir parti kurarak siyasette yeni umutları besleyeceğinin işaretlerini veren Akşener’in cumhurbaşkanı adayı olarak Erdoğan’ın karşısına çıkmaya gönüllü olduğunu yaptığı açıklamalardan anlıyoruz.

Ama Akşener’in yeni partisinin ilk sınavı 2019 yerel seçimleri…

Yani Akşener’in cumhurbaşkanı adaylığı bu seçimdeki başarısına bağlı.

Demek oluyor ki Akşener tüm gücüyle yerel seçimlere asılacak.

Özellikle CHP’nin kontrolündeki bölgelerde bu durum muhalefet bloğunda büyük çatlaklar yaratabilir.

Yıllardır yerel seçimlerde CHP’nin başarısını başta MHP seçmeni olmak üzere siyasal muhalefetin toplanma alanına dönüşmesiyle açıklıyoruz.

Batı’da AK Parti karşıtlığı siyasal/toplumsal muhalefeti en şanslı partinin şemsiyesi altında topluyor.

Bu kimi illerde CHP’yi kimi illerde MHP’yi yerelde iktidar yapan en önemli sebep…

Şimdi Akşener’in ilk sınavı yerel seçim olduğuna göre bu ittifakın dağılması kaçınılmaz.

Cumhurbaşkanı adayı olarak öne çıkmaya çalışan bir liderin yerel seçim ittifakı yaparak kimi illerde aday göstermemesi de düşünülemez.

Haliyle yeni partinin en kritik virajının 2019 yerel seçimleri olduğunu söylesek yalan olmaz.

Muhalefet bloğundaki çatlağın uzun süredir blok duran AK Parti’ye yaraması tabi ki olası… Ama daha önemlisi 16 Nisan’daki yüzde 49’luk muhalefet bloğunun ruhunda açacağı deliktir.
Belki de bir iç siyaset kurdu olduğunu kanıtlayan Erdoğan, 16 Nisan öncesi MHP’nin başına gelmesini istemediği Akşener’in parti kurmasını 2019 planı çerçevesinde hoş görebilir hatta destekleyebilir.

Kim bilir?

Elimizdeki veriler ışığında söylüyorum.

Yeni parti talebi toplumsal bir taleptir. Akşener en güçlü lider adayıdır.

Bu açıdan atılan adım doğrudur, halkta da karşılığı vardır.

Ancak Akşener’in çözmesi gereken en önemli denklem 2019 yerel seçimleridir. Hem başarılı olacak hem de birkaç ay sonra yapılacak başkanlık seçimleri için muhalefet bloğunda oluşması muhtemel çatlakları tamir edecektir.  

Gezi Parkı sürecinden itibaren seçmenini konsolide etmeyi başaran Erdoğan’ın yüzde 50+1 hedefine ulaşmasının tek mümkünü muhalefet cephesindeki kırılmadır çünkü.

İlk seçim yerel değil de genel seçim olsaydı durum farklı olurdu. Ama işin içinde yerel iktidarların kaybedilmesi, kazanılması var. Ve siyasi muhalefetin elindeki tek güç yerel iktidarlar iken Akşener’in önünde kılı kırk yarması gereken bir sürecin olduğunu söylemek durumundayız.

Bu denklemi hasarsız çözebilirse önü her bakımdan açılır.