GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Metin ÖNEY
YAZARLAR
7 Mayıs 2021 Cuma

Yasak...

İki gün önce, benim 50 yıllık arkadaşım, Çalışma ve Sosyal Güvenlik eski Bakanı Yaşar Okuyan telefon etti.

Bir müddettir, Rize’nin İkizdere İlçesi’nde açılmak istenen taş ocakları sebebiyle, başta orda oturan hemşehrilerimiz olmak üzere, tepkilerini dile getirenleri desteklemek üzere, Rize ve ilçelerinde doğmuş olup da, başka illerden milletvekilliği veya bakanlık yapmış arkadaşlarımız, bir açıklama yapmak istendiği ve bu sebeple benim de bildiğim isimleri kendisine iletmemi istedi…

Gerekli temaslardan sonra bildiğim isimleri kendisine verdim ve yapılacak açıklamaya ismimin yazılmasını istedim…

Yaşar Okuyan, ulaşabildiği isimlerle temas kurup gerekli açıklama yapıldı.

Açıklama çeşitli yayın organlarında yer aldı. Bunu köşemden de kamuoyunu bilgilendirmek için yazıyorum… Herhangi bir hukuksal sorun oldu diye değil…

***

Şimdi…

Bizler geçmiş dönemlerde devletin çeşitli kademelerinde görev yapmış insanlarız…

Hiç şüphesiz ülkenin içinde bulunduğu yerel veya genel sorunlarla ilgili fikirlerimizi açıklamak sorumluluk duygusu gereği hem hakkımız ve hem de görevimizdir.

Biz ve bizim gibiler, görüşlerini açıklamazsa, kimler açıklayacak?

Demokratik rejimin temel dayanağı “özgürlük”tür…

Ünlü hukukçu Montesquieu, “İktidarı ellerinde bulunduranlar, bunu kötüye kullanmaya meyleder!” diyor…

Yani…

Yasaklar başlar.

Oysa insanlar için “temel gıda” özgürlüktür…

En az yasak en çok özgürlük…

Demokrasi budur…

***

Şimdiye kadar yasaklarla ayakta durabilmiş bir yönetim görülmemiştir...

Halk er veya geç “yasakçıları” oyları ile tasfiye etmiştir… Çok bilinen bir vecizedir:

“Fikirlerinizin hiç birine katılmıyorum ama fikirlerinizi söyleyebilmeniz konusunda gerekli ortamın yaratılması için elimden gelen her türlü gayreti göstereceğim şüphesizdir…”

***

Bunları yazma ihtiyacını nerden duydum?

Birkaç gündür okuyorum...

İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, bir ziyarette, ellerini arkasında bağladığı için “ön araştırma”ya tabii tutulmuş...

“Bir yaşıma daha girdim…” derler, ya…

Aynen öyle…

Siyaset “gök kubbede hoş sada bırakmak için” yapılır ve yapılmalıdır...

Bir zaman sonra şu veya bu sebeple herkes “eski” unvanını kazanacaktır.

İşte o zaman geldiğinde…

Halk, “Filancanın zamanında doya doya özgürlükleri yaşadık” diyebilmelidir.

Yoksa…

“Yasaklardan elimizi kolumuzu nereye koyacağımızı bilemedik!” dememelidir…

Not: Uzunca bir müddet yazamayacağım… Başta annem olmak üzere akrabalarıma gideceğim… İyi bayramlar diliyorum…