GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
7 Kasım 2019 Perşembe

Yarınlara tohum attı

Küçük zahmetler…

İnançla birleşince…

Gün geliyor…

O zahmetin alnından ter damlayan kahramanına…

Bayram sevinci yaşatıyor…

***

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in…

Menemen “Karakılçık Ekim Töreni”ndeki…

Tarlaya tohum saçma görüntülerine bakarken…

Bir anı canlandı gözümde…

Şarkılardaki gibi…

“Kaç yıl geçti aradan” hatırlamıyorum…

Tunç Başkan’la Seferihisar’da Kaleiçi’ndeydik…

Bir ara…

Üşenmedi, masaya “yastık gibi” bi’köy ekmeği getirdi…

İki tanesini zor taşırsınız; o kadar yani…

“Abi, bu ekmeğin lezzetine bayılacaksın” dedi…

Gerçekten, çok lezzetliydi…

Üstelik 100 yıl önceki teknikle yapılıyordu…

Sonra gururla parlayan gözleriyle devam etti:

“Adını Ata ekmeği koyduk!”

İzmir’de satılıp, satılmadığını sordum…

Başkan’ın cevabı hem iddialı hem şaşırtıcıydı:

“Kendimize yetmiyor, ama inan bu Ata Ekmeği’ni gün gelecek Türkiye tanıyacak!”

***

Ardından “Ata Ekmeği”ni nasıl keşfettiğini anlattı…

“Ata Ekmeği”nin buğdayı “Karakılçık”tı…

Günlerden bir gün…

Tam da…

“Tohum Takas Şenliği” sırasında…

Seferihisar’ın Gödence Köyü’nde yaşayan

Yaşlı bir üretici kadının sandığından…

Tesadüfen son “Topan Karakılçık” tohumu çıkmaz mı?

Bir sevinç, bir sevinç…

Nasıl sevinmesin Tunç Başkan?

O tohumun neslinin çoktan tükenmiş olması gerekiyordu…

Hemen talimat veriyor…

Genetiği bozulmamış…

O “elmas kadar” kıymetli tohumu…

Aylarca süren uğraş sonunda…

Can Yücel Tohum Merkezi’nde çoğaltmayı başarıyorlar…

Heyecanla karar veriliyor…

Bu buğdayın unundan atalarımızın tekniği ekmek üretmeye…

O’nun da üstesinden geliyorlar…

Hem de sesiz sedasz…

Hatta ve dahi “reklamsız”

Üretilen ilk nimete…

“Ata Ekmeği” adını veriyorlar…

Bitmedi; devamı daha şahane…

Başkan Soyer, hemen köydeki çiftçilere…

O tohumları ücretsiz dağıtıyor…

Böylece…

Alım garantili “üretim sürecinin” startını veriyor…

Üretici ne kadar buğday üreteceğini taahhüt ediyor…

O günlerin Seferihisar Reisi de…

Devlet Baba’nın verdiği taban fiyatın…

(Bakın burası çok önemli…)

İki katından buğdayı alacağına söz veriyor…

***

Sonra ne yapıyor Tunç Başkan?

Buğdayı una dönüştürüyor…

Ve…

Hoş geldin soframıza, “Ata Ekmeği” bize merhaba diyor…

Bu bir mucizedir…

Yetmez diyor; Başkan Soyer…

Bu güzellik nesiller boyu yaşasın diye…

Bi’de “Ata Ekmeği Festivali” düzenliyor…

***

“Topan Karakılçık” buğdayından yapılan…

“Ata Ekmeği”ni yaratmak da meşakkatli bi’iş…

Ekşi maya ile yoğrulan hamur iki saat bekleyecek…

Ardından…

Ateş tuğlasından yaratılan fırında…

Bir saat pişecek…

Besin değeri çok yüksek…

Potasyum ve fosfor bakımından müthiş zengin…

Bildiğiniz tüm vitaminlerin deposu…

Buzdolabında günlerce saklayın; bi’şicik olmuyor…

***

Gelelim tekrar bugüne…

İşte o “Topan Karakılçık Buğdayı” var ya…

Bundan böyle…

Menemen’de 500 dönümlük alanda boy verecek…

O buğdayın unundan pişen “Ata Ekmeği”ni…

On binler, belki yüz binler tadacak…

Sağlıklı beslenecek…

Sağlıklı nesiller yetiştirecek…

***

Bunları neden yazıyorum?

Tarihe minik de olsa not düşmek için…

Bıktık, perişan olduk…

GDO’lu ürünler yemekten…

Usandık her gün bir kanser vakası duymaktan…

Allah’ın ıspanağının bile…

Yiyenleri hastanelik ettiği bir süreçten geçiyoruz…

Bi’şi hatırlatayım…

“Karakılçık Tohumu”, bir asır önce…

Kurtuluş Savaşı’nın kanla sulanan toprakların tohumudur…

Ve o tohumdan yaratılan ekmek…

Mukaddestir…

Yaratana, saklayana, bulana, işleyene…

“Ata Ekmeği”ni…

Bu vatana sunan herkese selam olsun…

Nokta…

Sonsöz: “Her zorluğun sonunda doğan bir ışık vardır… Eğer elleriniz diken yaralarıyla kan revan içinde kaldıysa gül’e dokunmanıza çok az kalmış demektir… / Hz. Mevlana…”