Turizm Bakanı, Çeşme projesi hakkında bilgilendirmeye geliyor İzmir’e. Toplantı İzmir Ticaret Odası’nda olacak. İlgili kesimler bilgilendirilecek. Daha doğrusu ilgilenen kesimler…
Bakan’ın “sivil toplum” diye tarif ettiği kesimler, bu işin paydaşı konumundaki ticari meslek grupları. Onların desteği ile “istemezükçü”lerin kamuoyundaki etkisini geriletmeyi planlıyor besbelli.
İşin bu aşamasında yerel yöneticileri de bilgilendirme arzusu, “bilgilendirme”den ziyade, projeyi “tebliğ etme” izlenimi veriyor.
Devletin hukuki normları kalmayınca, imar ve koruma ilkeleri zaten formalite. Aç haritayı, boş (!) hazine arazilerini paraya çevir.
Medeni bir devlette böyle bir girişime kimse cesaret edemez. Normal hukuk düzeninde bunun karşılığı yok çünkü. Bunun için hukukçu olmaya gerek yok ki; kamulaştırma için kamu yararı gerekçesi nerede? Hastane yapılacak da arsa mı bulamadık? Yol geçecek de hazine arazisi mi dar geldi? Veya yurt savunması için mi bu tapulara el koyma ihtiyacı doğdu?
Hayır.
Peki, gerekçe ne? Ticari faaliyet... Bir de 100 bin istihdam... Yatırımcı yanıp tutuşuyor, istihdam yaratayım diye. Uykuları kaçıyor vallahi... Diyarbakır/Sur’u Toledo yapanlar bir de Çeşme’yi Cannes yapabilse, rahat uyuyacaklar.
***
İstihdam düşmanı istemezükçüler var tabii; bilip bilmeden konuşuyorlar.
“İmara kapalı, söz konusu proje alanı” diyor istemezükçü. İsterükçü, “Fark etmez, hemen açarız” diye karşılık veriyor.
İstemezükçü, “Ama koruma alanı buralar” demeye çalışıyor; isterükçü, “Dert değil, kaldırırız korumayı. Allah Kelamı değil ya bir imzaya bakar” diye cevap veriyor.
“Çeşme kurak yer, su fakiri, golf sahalarına suyu nereden bulacaksınız…” demeye kalkıyor istemezükçü, ama isterükçü çok hazır cevap; “Yeni baraj yaparız golf sahası için” deyiveriyor.
***
Bilgi verecekmiş Bakan.
Gerçi 20 golf sahasını söylemişti zaten ama her bir sahada kaç delik olacak, onu öğreneceğiz belki.
Bazı özel mülklere el konduğunu ve milyonlarca metrekare hazine arazisinin tahsis edildiğini Bakanlık sayfasından da öğrenmiştik, ama satılma koşullarını ve kaç milyar dolar elde edeceğimizi öğreneceğiz belki.
Ticaret Odası Salonu’nda, bu tarihi bilgilendirme toplantısında mutlaka Leonard Cohen de bir şeyler söylemeli:
“Herkes biliyor, geminin su aldığını…
Herkes biliyor, kaptanın yalan söylediğini…
Ve herkes biliyor, zarların hileli olduğunu…”