GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
5 Nisan 2021 Pazartesi

‘Vah… Vah!’ deyip… Acımakla bitmiyor!

Çocuk sormuş:

“Anne bu köpek neden sokakta?”

“Ne bileyim çocuğum,yürü ha’di!” demiş, çekiştirmiş annesi…

Çocuk susmuş…

***

Fransa’nın başkenti Paris’in nüfusu 2.5 milyon…

“Aşıklar Başkenti”ndeki evcil hayvan sayısı ise…

Paris nüfusunun iki katı!

Gelgelelim…

Sokakta bi’tane başıboş kedi-köpek göremezsiniz…

Sahipleriyle dolaşırlar, birlikte Paris’in tadını çıkarırlar…

***

Çocuk sormuş:

“Baba, bu köpek susamış mıdır? Hani hava çok sıcak ya…”

“Bize ne susadıysa çocuğum, susadıysa bulur içer suyunu” demiş babası…

Çocuk susmuş…

***

Dünya “can dostlar” için iki özel kutlama günü yaratmış…

Birincisi, eski ve harbi uluslararası bir gün:

Dünyanın dört bir yanında kutlanıyor; “4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü”

İkincisi, az-biraz zorlama:

“4 Nisan Dünya Sokak Hayvanları Günü”

Hiç bi’işe yaramıyor…

***

Çocuk sormuş:

“Dede, kedilerle köpekler hep kavga mı ederler?”

Dede yanıtlamış:

“Bize öyle öğrettiler… Kedi-köpek gibi kapışmayın derler ya… Hiç geçinemediklerinden…”

Çocuk susmuş…

***

“4 Nisan Dünya Sokak Hayvanları Günü”

Aslında “adı gün olsun, torba dolsun”dan başka bi’şi değil…

Topu topu yedi yıldır kutlanıyor…

Nerede?

Bizim gibi “sokaktaki hayvana sadece acıyan” gözlerle bakan…

Ya da evdeki yemek artığını…

Köşedeki elektrik direğinin altına bırakarak…

Sözüm ona…

“Dünya Sokak Hayvanları Günü”nü…

Kutlamaya çalıştığını zanneden bizim gibi 33 ülkede!

Sınıfta kalmışız; haberimiz yok…

***

Çocuk sormuş:

“Abla havlayan köpekler var ya… Geceleri nerede uyur? Ne yer ne içerler?”

“Sana ne, ne yapacaksın ki? Eve mi alacaksın hepsini?” demiş abla…

“Annem duymasın!” diye de eklemiş…

Çocuk susmuş…

***

Gönüllü veteriner klinikleri olmasa…

İzmir’in duyarlı ilçe belediyeleri olmasa…

İzmir’in minikleri “pet shop” vitrinlerinin önünden ayrılmasa…

Her apartmandaki birkaç altın kalpli…

Kaldırıma kuru mama ve su kabı bırakmasa…

Dünya sevimlisi sokaktaki can dostların vay haline!

***

Çocuk sokakta hayvanları besleyen birini görmüş; öğretmenine sormuş:

“Öğretmenim kimdir bu kişi? Bu iş onun görevi mi?”

Öğretmen, “Ne işi çocuğum, işi gücü bitirmiş her sorunu çözmüş de hayvanların derdine düşmüş biri!” diye gülmüş, geçmiş…

Çocuk susmuş…

***

Asıl komedi, “Hayvan Hakları Yasası”nın başına gelenlerde…

Ha çıktı, ha çıkacak derken…

10 yıldır Türkiye resmen oyalanıyor…

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki buçuk yıl önce…

“Bu yasa hâlâ neyi bekliyor? Bir an önce çıkartın” demişti…

Eşi Emine Erdoğan da…

Yasanın takipçilerinin başında geliyor…

İktidar, en son Şubat başında…

“Yasa iki hafta içinde TBMM’de olacak!” diye söz verdi…

Nisan’ın ortasına yürüyoruz; bir nefes bile yok!

Kimilerine göre…

Gazi Meclis’in tutumu “gaz almak” ile eş değer…

***

Çocuk sokakta ayaklarına sürünen bir yavru kediyi sevmiş, gıdısını okşarken görmüşler…

Kızmış da kızmışlar… “Ne işin var kediyle köpekle! Dokunma demiyor muyuz sana, pis şeylere!”

Çocuk susmuş, biraz da ağlamış…

Kedi korkmuş, kaçıp gitmiş…

Çocuk korkmuş… Kedi korkmuş… Dünya susmuş…

***

Hayvan Hakları Yasası bu ülkede çıkar mı?

Çıkmaz!

Zaten çıkacağına ait cılız bi’mum ışığı bile yok!

TBMM Hayvan Haklarını Araştırma Komisyonu…

Hak… Hukuk… Adalet…

Anlayışını öne sürerek…

Hayvan dövüştüren derneklerinin temsilcilerini…

Ve dahi…

Turnayı gözünden vuran “profesyonel avcıları” dinlemek için çağırıyorsa…

Bırakın, o kanun çıkmasın daha iyi…

***

Çocuk büyümüş…

Muhtar olmuş, belediye başkanı olmuş, milletvekili olmuş, bakan olmuş, öğretmen olmuş, doktor olmuş, şoför olmuş, marangoz olmuş, mühendis olmuş, sporcu olmuş, sekreter olmuş, iş sahibi, söz sahibi olmuş…

Daha da ötesi…

Anne olmuş, baba olmuş, kendi çocukları olmuş…

Çocukken sorduğu soruları, çocukları ona sormuş…

Çocukken susturulduğundan, o da susmuş…

Susturmuş…

***

İzmir “fayton” geleneğini toprağa gömdü…

Avusturya’dan getirttiğimiz…

Sırtında bi’kez bile kamçı şaklamayan o atlar satıldı…

Büyük olasılıkla şimdi yük taşıyorlar…

Bu yaşananlara iç geçirirken…

Sokak hayvanlarına eziyet söz konusu olduğunda…

Zevk için kedilerin patilerini kesen “insan” dediğimiz manyakları…

Para cezası ile evine göndermeyi hangi kalp kabullenir?

***

Çocuk aklıyla sorduklarımızı…

Susturulup, susturdukça sormaz oluruz…

Sormayınca bilmez oluruz…

Bilmeyince korkak oluruz…

Korktukça uzaklaşırız…

Uzaklaştıkça unuturuz…

Unutunca da burnumuzun dibini…

Gözümüzün önünü bile göremez oluruz!

***

İzmir Veteriner Hekimler Odası Başkanı Gökhan Özdemir’e göre…

Hayvan haklarını koruyabilmek için…

Hayvan sahiplerinin ya da hayvanseverlerin bilinçli olması yetmiyor…

Bir türlü “hayata geçmeyen” yasanın…

(Bakın burası çok önemli…)

İnsan ya da hayvan öncelikli değil…

“İnsanlık” için en iyisi olması dört gözle bekleniyor…

***

“Hayvan Hakları Yasası” neden çıkmıyor?

Yaygın söylentide olduğu gibi…

Ne diyor, lafı uzatmadan vicdanını sesini dinleyenler?

“Hayvanı hunharca öldüren, hayvana işkence ve tecavüz eden kişiler hapse girsin…”

Karşı taraf da diyor ki:

“Bu kişiler adliyenin, cezaevlerinin yükünü arttırır…”

***

Bitiriyoruz…

Dün…

“Dünya Sokak Hayvanları Günü”nüydü…

Farkına bile varmadan(!) geçti, gitti…

Belki de yerden göğe haklıydı Aziz Nesin Usta…

“Hayvan Sevgisi”ni…

“İnsanın insanlardan kaçışıdır!” diye tarif ederken…

Bu satırlara kalbimizi koyarken…

Oda Başkanı Vet. Hek. Gökhan Özdemir ile…

Masalsı şiirsel anlatımından yararlandığımız…

İzmir Veteriner Hekimler Odası Genel Sekreteri Dr. Ebru Tong’a…

Teşekkürlerimle…

Nokta…

Sonsöz: “Bir kedinin dostluğu tonlarca ilaçtan daha şifalıdır… / Enzo Jannacci – İtalyan Şarkı Sözü Yazarı…”