GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Engin ÖNEN
YAZARLAR
3 Ocak 2020 Cuma

Üniversiteler… Nereden nereye?

Son birkaç yıl bayağı kıvranıp durmuştum üniversitede. Mesleğimi çok sevdiğim halde, kalmakta zorlanıyordum. Belli bir doyum noktasına ulaşınca, dilekçemi verip ayrıldım… Çünkü bu meslek, her koşulda ve her şeye rağmen sürdürülebilecek bir iş değil…

***

Şimdi, zaman zaman soruluyor veya ben de düşünüyorum; pişman mıyım diye…

Özlediğim şeyler var tabii. Öğrencilerim, derslerim, saha çalışmalarım vb. Ama mesleğimi bırakmadım. Okuyup, yazıyorum ve araştırmalarımı sürdürüyorum…

Makro iktidarın kötülüğü, mikro alanlarda daha da ağır olarak hissediliyordu. Bu iktidar üniversiteyi, kurum olarak çökertmeyi başardı. Ama insan malzemesinin buna uygunluğu da bu çözülmeye yardımcı oldu. Korku, yaranma gayreti, küçük hesaplar ve beklentiler üniversiteleri içeriden çökertmeyi kolaylaştırıyor…

***

Öğrenciliğimiz darbe koşullarında başlamıştı… Kampüste silahlı askerler ve kantinlerde sivil polisin bol olduğu dönemdi. Fakültede sosyalist hocalar da vardı, liberaller de, muhafazakar ve milliyetçiler de... Rektörler de genellikle iktidar yanlısı ve muhafazakardı…

Ama üniversite yönetimleri, iyi-kötü, belli bir geleneği sürdürüyorlardı. Kadro ve görevlendirmelerde hiç kayırmacılık olmuyordu diyemem ama üniversitede belli bir parti yönetime hükmedemiyordu…

Bazı hocalarımız sıkıyönetim koşullarında geçici de olsa görevlerinden uzaklaşmışlar ama mahkeme kararı ile geri dönmüşlerdi. O zamanki imza, Aydınlar Dilekçesi’ne atılmıştı…

***

Şimdi çok daha ağır bir dönem… Rektör, dekan, müdür atamaları ve kadro ilanları artık partiye bağlı… Üniversite yönetimlerinde, AKP il ve ilçe teşkilatları akademisyenlerden daha etkili bir görünüm veriyor.

Koskoca bir üniversite akademik yönetim kadrosu, AKP Genel Başkanını karşılamak için havaalanında yol kenarına diziliyor... AKP İl Kongresi’ne katılmak üzere geldiği halde, Cumhurbaşkanını / AKP Genel Başkanını havaalanı yollarında üniversite akademik yönetim kadrolarının yollarda beklemesi olağanlaştı artık…

***

Kadro ilanları dikkatinizi çekiyor mu, bilmem... Ege Üniversitesi Felsefe Bölümü Başkanı Mehmet Kuyurtar, geçenlerde üniversite yönetimini mahkemeye verdi. Gelenek ve yönergelere aykırı olarak felsefe bölümü için verilen profesörlük kadrosu ilanında bölümün ihtiyacı ve görüşleri dikkate alınmadığı için... İlan adrese teslim: “Din Felsefesi ve Postmodernizm konularında çalışma yapmış olmak…”

Geçen gün Oktay Gökdemir de, tarih bölümü için benzer bir örnek verdi. Kimseye haber verilmeden çıkan kadro ilanı, “Ermeni meselesi, asayiş ve misyonerlik” konularında çalışma diye tarif ediyormuş alınacak kişiyi…

Yıllarca duayen hocalarımız Nuri Bilgin ve Ahmet Arslan ile sohbetlerimizde, başta Ege Üniversitesi gibi gelişmiş üniversiteler olmak üzere, gelenek oluşturduklarını, AKP iktidarına rağmen ayakta kalacaklarını ve çözülmeyecekleri yönünde çeşitli görüşler dinlemiştik. Bize de teorik açıdan açıklayıcı geliyordu bu tespitler...

***

İtiraf etmeliyim ki, üniversitelerin bu hale geleceğini öngöremeyenlerdenim…