GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Neşe ÖNEN
YAZARLAR
10 Kasım 2019 Pazar

Toplu uçuştan toplu intiharlara

Bir ara milletçe uçuyorduk. Yüzde yüz yerli uçağımızı kendimiz yapacaktık. Yabancı sermayeye bağımlı olmaktan kurtulacaktık. Milletçe göğsümüz kabarıyordu. Kasım kasım kasılıyorduk. Öyle ki daha kendi uçağımızı yapmadan neredeyse kanatlanıp topluca uçacaktık! Sonra ne mi oldu! Yüzde yüz yerli uçak yapmanın son derece saçma bir fikir olduğu anlaşıldı. Uçak imal eden ülkeler bile uçağın bazı parçalarını başka ülkelerden ithal ediyorlardı. Böyle akıldışı bir teşebbüse gerek yoktu. 2015 yılında nihayet proje rafa kaldırıldı...

2015 yılı Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, yok edilen tarımcılık nedeni ile meyva, sebze ve tahıl ithalatı da uçuşa geçmeye başlamıştı. Sonra ne mi oldu! Kasamızda yeteri kadar döviz olmadığı için önce döviz fiyatları, arkasından süratle cari açığımız da uçuşa geçti. Böylece ülke olarak hızlıca bir uçuştan diğer uçuşa geçmenin derin hazzını da yaşamış olduk...

2014 yılında bazı gazeteler iri puntolarla şu haberi yayınlıyorlardı; ‘’Kanatlı sektörü uçuşa geçti’’. Haberin devamında, Rusya’nın Batı’lı ülkelere uyguladığı ambargonun Türkiye’ye yaradığı ve beyaz et sektöründe ithalatçı konumunda olan Rusya’nın tavuk eti ürünlerini altın gibi  talep ettiği açıklanıyordu. Sonra ne mi oldu! Gazeteler 2018’de Güney Afrika’da düzenlenen BRCIS Zirvesi’nde Rusya lideri Putin’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir et şakası yaptığını yazdılar. İki gün sonra verilen bir haber sanki Türkiye için de bir şaka gibiydi; ‘’Türkiye Rusya’dan önce kırmızı et sonra da kümes hayvanı eti ithal etmeye başlayacaktı’’...

2016 yılında Türkiye Uzakdoğu ülkelerine balık ihracatında uçuşa geçti. Yapılan açıklamalara göre Türkiye levrek ve çipura ihracatıyla Avrupa’da yakaladığı başarısını ve pazar payını Uzakdoğu’ya da taşıyacaktı. Sonra ne mi oldu! Türkiye İstastistik Kurumu, 2018 yılında avcılıkla yapılan su ürünleri üretimi 2011 yılında 514 bin 755 ton iken bunun 2018’de 314 bin 94 tona gerilediğini beyan etti. Gerilemenin en önemli sebepleri arasında denizlerdeki kirlilik nedeni ile balıkların yaşamasının zorlaşması ve av yasağına uyulmaması gibi faktörler yer alıyordu...
2019’un son çeyreğinde ise Türkiye gündeminde toplumca uçuşa geçtiğimizi müjdeleyen haberler (!) yerine, toplu intihar vakaları ön plana çıkmaya başladı. İlk önce 6 Kasım’da İstanbul Fatih’te geçim sıkıntısını gerekçe göstererek, siyanür içip intihar eden dört kardeş. Arkasından 9 Kasım’da, yazdığı mektupta yine geçim sıkıntısına dayanamadığını belirten ve iki çocuğu ve eşi ile birlikte Antalya’daki evinde ölü bulunan bir baba. Bu toplu ölümde de siyanür şüphesi bulunduğu bildiriliyor. 

Şimdi oturup bir düşünelim ve şu sorulara bir cevap bulalım. İki ailenin birbiri arkasından toplu intiharı ya da ölümü bir tesadüf mü ya da ne anlama geliyor? Sizce ülke olarak daha ne kadar fazla toplu uçuşa ihtiyacımız var, bu kadar toplu uçuş yeterli değil mi?