CHP'li Başkan Aziz Kocaoğlu yönetimindeki İzmir Büyükşehir Belediyesi, 2018 yılında hizmet kalitesini artırmak için Konak'ın Güney Mahallesi'nde 23 milyon 250 bin liraya malolacak yeni bir "hizmet binası" kurmak için harekete geçmişti.
9 Mart 2018'de 16 bin 829 metrekare inşaat alanına sahip arsa için ihaleye çıkılan modern binada belediyenin 8 farklı biriminin barındırılması hedefleniyordu.
2019'un mart ayında bölgeyi ziyaret ederek çalışmaları inceleyen İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Dr. Buğra Gökçe, Mezbaha Şube Müdürlüğü, Defin İşleri Şube Müdürlüğü, Katı Atık Şube Müdürlüğü, Veteriner işleri Şube Müdürlüğü, İnşaat Atıkları Şube Müdürlüğü, Çevre Koruma ve Kontrol Şube Müdürlüğü, Sağlıklı Kentler Proje Koordinatörlüğü, Gıda Kontrol ve Laboratuvar Şube müdürlüklerine ait ofisler, analiz laboratuvarları ve Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi'nin komplekste yer alacağını belirtmişti.
Ayrıca komplekste 85 araçlık kapalı, 18 araçlık açık otopark, 29 adet morg ünitesi ve 40 kişilik personel yemekhanesinin bulunacağını ifade eden Gökçe, binanın yıl sonuna kadar tamamlanacağını da sözlerine eklemişti.
***
İzmir'in ve Ege Bölgesi'nin en önemli hastanelerinden biridir Tepecik Hastanesi.
Konak'ın Güney Mahallesi'nde yeralır.
Gerek doktor ve sağlık personeli kalitesi, gerekse imkanları bakımından hemen her konuda övgüyü fazlasıyla hakeder.
Ancak hastanenin çevresi itibarıyle devam eden büyük bir sorunu var: Otopark.
Gelen ziyaretçiler araçlarını güven içinde park edemez.
Personel için sorun yok gibi görünse de durum böyle değil.
Hastanenin kiraladığı arsaya araçlarını gönül rahatlığı ile bırakamayanların sayısı oldukça fazla.
Zira bölgenin en büyük sorunu hırsızlık.
Önceki gün ziyaret ettiğim Tepecik Hastanesi'nde görüştüğüm hemen herkes aynı dertten, yani otopark sorunundan yakındı.
Bunun üzerine hastanenin hemen üst bölgesinde bulunan ve bir dönem park olarak da kullanılan; Büyükşehir Belediyesi'nin 9 Mart 2018'de ihaleye çıktığı, 2019 yılı sonunda hizmete açacağı ek hizmet binasını (!) ziyaret ettim.
Gördüklerim içimi acıttı...
Temel atılıp bırakılan kolonlardaki demir filizleri çürümeye başlamış.
Sizin de içiniz acısın diye özçekim yaptım.
Halen görevde olan Genel Sekreter Buğra Gökçe'ye naçizane tavsiyem;
CHP'li Başkan Tunç Soyer'le birlikte bölgeyi ziyaret etsin.
Etsin ki Tunç Başkan sorunu yerinde görsün ve müdahale etsin.
Zira devlette hizmet süreklidir.
Halef, selefin başlattığı hizmetleri bitirir. En azından bu geçmişte böyleydi.
Özelikle de aynı partiye mensup olan başkanlar bu yazılmamış kaidelere dikkat ederdi.
Çünkü sözkonusu millete hizmetse gerisi her zaman teferruattı...
***
"Okuduğun her şeye inanacaksan, hiç okuma" der bir Japon atasözü.
Menemen'in CHP'li Belediye Belediye Başkanı Serdar Aksoy'un önceki gün Kasımpaşa Üst Geçidi'nin açılış töreninde yaptığı konuşmayı Ege'de Sonsöz'den okuyunca doğrusu inanamadım.
CHP'li Başkan, kendisi gibi CHP'li olan selefi Tahir Şahin dönemini kast ederek şöyle diyordu:
“Yıkık bir belediyeden iş yapan bir belediyeye geçiş yaptık. Yıkık belediyeden bir Anka Kuşu gibi kendi küllerinden doğan bir belediyeyiz. İş yapan bir belediyeye dönüş yaptık. Dedikoduyla işimiz yok. İş yapmakla yükümlüyüz. İş yapmaya devam edeceğiz. Tunç başkanımızın önderliğinde bunu yapacağız.”
İzmir'in kuzeyine pek fazla geçmeyen bir yaşantım var.
Gazetecilik mesleği gereği sadece bir kaç kez görüştüğüm Tahir Şahin'i de şahsen tanımam.
Hadi bir dönem başkanlık yapsa Serdar Aksoy'un eleştirileri için "bir bildiği vardır" diyerek hak verebilirdim.
Ancak; burada 20 yıl Menemen'i yöneten, ilçenin bir çok yerinde icraatlarıyla iz bırakan birinden bahsediyoruz.
Yani halefin selefi, hem de aynı partiden olmalarına reğmen bu kadar ağır bir şekilde eleştirmesinden ben rahatsız oldum.
Sevabıyla günahıyla onu başkanlık koltuğuna getiren;
Daha sonra o koltuktan indiren Menemenli seçmen de rahatsız olacaktır.
SONSÖZ: "Evet. Bu ülkeye demokrasi getirdik. Parti içi demokrasiyi de getireceğiz. Parti içi demokrasi ile bu ülkeye demokrasi örneği olacağız." (Kemal Kılıçdaroğlu)