GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Engin ÖNEN
YAZARLAR
5 Ağustos 2019 Pazartesi

Taşra siyaseti ve belirtileri…

Geçen yıl bugün, sosyal medya hesabımda yayınlamışım bu yazıyı… Altındaki yorumlara göz attım. Çoğu arkadaş kendi ilçesini tarif ettiğimi söylemiş. Oysa bu yazıyı yazarken herhangi bir kişi, kuruluş veya yeri anlatmak istememiştim.

“Taşra Siyaseti” halen memleketimizde yaygın bir tarzdır. Hamasete dayanır. Dar görüşlüdür. Her şeye şüphe ile bakar. Kendinden olmayan ve kendisi gibi düşünmeyen her kişi ve gurubu tehdit ya da düşman olarak algılar.

Partiler üstüdür. İktidar ile muhalefeti kapsama alanına almıştır.

Siyaset, doğası gereği şovu içerir. Şov siyasetin bir parçasıdır belli ölçüde. Ama taşra siyasetinin şovu, makul düzeyde değildir. Çok kaba sabadır. İçi boştur. Samimiyetten uzaktır. İkiyüzlüdür.

Taşra siyasetçisi, kalabalığı dikkate alır. Haber olmayı önemser. Hamaseti sever. Bölgeye ve kitleye göre farklı farklı davranır. Bunu marifet sayar. Onun şovu, egoya ve siyasi istikbale yöneliktir.

Dolayısıyla taşra siyasetçisi çevresindeki insanlara bu gözle bakar ve böyle algılar. Karşısındakinin görüş, tutum ve davranışının samimi ve sahici olduğunu aklına getirmez.

Taşra siyaseti, hem makro düzeyde hem de yerelde ağa yanaşma veya himayecilik ilişkilerine göre şekillenir. Partilerin ve belediyelerin işleyişinde bunun derin izleri görülür. Ağa, yanaşmalarına bazı hak ve şanslar verir. Siz bunu mevki, makam ve ihale olarak da okuyabilirsiniz. Yanaşma siyaseti yapanlar ise, ağaya yaranmak için kişiliğini tatile gönderir genellikle.

Bu anlayış ve ilişki biçiminden muasır medeniyet çıkmaz tabi. Zaten uzun süredir muasır medeniyet kazanımları epey törpülenmiş durumda. Sadece AKP’nin organize saldırıları ile değil, yaygın siyaset pratiğiyle de.

Bu tarzdan öyle toplum veya kent için ortak iyinin arayışı olarak siyaset de çıkmaz. Bu ilişki yurttaş ile sistem arasında değil, seçmen / delege ile siyasetçi arasında al gülüm ver gülüm anlayışına sıkışan müşteri tüccar ilişkisine dönüşür. Yurttaşı ara ki, bulasın…

Taşra anlayışının güçlü olması, yeniden destek bulması, biraz da postmodernizmin etkileriyle olmuştur. Postmodern etkiler, modernizmi geriletirken önemli ölçüde premodern ilişki ve yapıları yeniden üreterek taşralaşmayı beslemiştir.

Dillerden düşmeyen siyasetteki kalibre düşüşünün nedenlerini buralarda aramak gerek. Dünyada da böyle bir esinti var şüphesiz. Bizde rüzgar daha sert esiyor.

Bu tarz siyaseti sadece köyde ve kasabada sanmayın sakın. Metropollerde ve ülkenin hemen her yerindeki örgütsel ilişkilerin ve kurumların tamamında görebilirsiniz.

Yazı uzun, örnek çok. Gerisini siz tamamlayın artık…