GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Engin ÖNEN
YAZARLAR
16 Ekim 2020 Cuma

Sus… Sustukça sıra sana gelecek!

Sloganın aslını biliyorsunuz, “Susma, sustukça sıra sana gelecek!”

Baskı, zulüm ve sömürü düzenine karşı yurttaşı muhalefet etmeye, tepki göstermeye davet eden bir çağrıydı bu… Uzun süredir kullanılmıyor dikkat ederseniz…

Bir süredir AKP ve MHP bloğuna karşı muhalefet etmesi ve hatta iktidarı hedeflemesi umulan Millet İttifakı farklı bir strateji benimsemiş gözüküyor… Gerilimden beslenen iktidarın hamleleri karşısında toplumdaki milliyetçi ve dindar/bazen dinci kitle tabanını tutmak için akıl almaz hamleler yapıyor... Bu hamleler karşısında ise muhalefet eleştiri dozunu yükseltmeyi değil, düşürmeyi tercih ediyor…

***

Rejim değişikliği yaparak devletin bütün kurumlarını ele geçirmiş olan tek adam iktidarı, destek kaybını azaltmak ve muhalefet ittifakını çatlatmak için özel bir strateji izliyor. Salgın koşullarını istismar ederek, belediyelerin meşru yetkilerini kısıtlıyor, onunla da kalmıyor HDP’li belediye yönetimlerini yasal bir gerekçeye ihtiyaç duymaksızın görevden uzaklaştırıyor... Durup dururken Ayasofya’yı ibadete/siyasete açıyor... Kıbrıs seçimlerine aleni müdahale ediyor, Azerbaycan ile Ermenistan gerilimine doğrudan müdahale etmekle kalmıyor, verdiği mesajlarla ülke içinde de nefret suçuna elverişli bir ortam yaratıyor…

Örnekler o kadar fazla ki…

Bütün bu olup bitenlere karşı tepkileri biz ancak sosyal medyada bazı gazeteci, yazar ve yurttaş paylaşımlarında görüyoruz. Buna karşılık iktidarı hedefleyen muhalefet partileri bu hamleler karşısında ya iktidarın yanında yer alıyor ya da çok düşük dozda fısıldamakla eleştirmeyi tercih ediyor…

Gerekçe basit, tek adam iktidarı gerilim ortamına çekmek istiyor ve biz bu oyuna gelmeyelim. Muhalefet aklı bir süredir böyle işliyor. Ekonomik kriz derinleşiyor, iktidar yıpranıyor…

Doğru mu, doğru…

Ancak seçmen cephesine baktığımızda, MHP destekli tek adam iktidarı gibi muhalefet de destek kaybediyor... Bu da üzerinde durmaya değer bir konu…

***

Normal şartlarda iktidar ekonomik krizle tabii ki, destek kaybeder ama onun gidişi için gelen bir güç olması gerekir. Burası biraz sorunlu... Çünkü muhalefet ve özellikle CHP, iktidarın destek kaybının otomatik olarak kendi hanelerinde yükseliş getireceğini umuyor…

Bu nedenle “Sus, sustukça sıra sana gelecek!” stratejisi izleniyor. Bu nedenle hukuksuz görevden almalar ve kayyum atamaları sessiz geçiştiriliyor. Kayyumlara karşı çıkarsak, “PKK sevicisi” diyecekler... Ayasofya’nın siyasete açılmasına karşı çıkarsak, “din düşmanı” diyecekler, onun için destekleyelim ve Cuma namazına biz de katılalım. Dış politikada ülkeyi çok zora sokan hamleleri eleştirirsek, “dış güçlerin yanında yer alıyorlar” diyecekler…

Evet, diyorlar zaten…

Ancak “Sus, sustukça sıra sana gelecek” stratejisinin, muhalefetin yükselişini sağlamadığı da bir gerçek... Ayrıca sustukça, ne kurumsal tahribat azalıyor ne de toplumdaki ayrışma... Eleştiri ve muhalefet dili sadece iktidarı hedef almakla kalmamalı, bu kutuplaşma ortamında zor olmakla birlikte, yeni bir toplum (bir arada yaşama modeli) önerisi de içermelidir…