Bizi yuhalatmayı siyaset sananlarla hesaplaşacağız demiş Sayın Bakan.
Bende bir İzmirli olarak size soruyorum Sayın Bakan
Neden yuhalandınız?
Sorun bunu kendinize.
Ara sıra, durup dururken...
Kafanız karışmasın isterken, olduğunuz yerde, neresiyse orası…
Durup düşünmek için fırsat kollarken… SORUN.
"BİZ" deyin,
Dışımızdaki biz ve içimizdeki biz.
Birbirimizden bu kadar uzaklaşmışken,
Birbirimizin gözüne bakamaz hale gelmişken...
Sorun kendinize.
Peki, niye neden diye?
Vermeye değil verememeye korktuğunuz cevaplarla hem de,
Baş başa, diz dize, kol kola...
Evet, Sayın Bakan,
Eğer memleket yangın yerine dönmüşse ve İzmirli her gün uyandığında vatan evlatlarının birer, ikişer, yirmi beşer toprak olduğunu duyuyorsa,
Sözde demokratik açılımla PKK’lılar dağdan indirilip halkın arasına karıştırılıyorsa, Ergenekon Balyoz gibi ya da başka başka sebeplerle değerli ve dürüst insanlar koğuşlara dolduruluyorsa, sapla saman birbirinden ayrılmıyorsa, İzmirli STOP der Sayın Bakan.
Hassastır İzmirli.
Öyle birilerinin galeyanına gelerek hareket etmez. İnce eleyip sık dokur. Olmazsa olmazları vardır.
Her ne kadar gâvur da dense, faşist de dense ulusalcı ve misakı milli sınırlarına sadıktır.
İzmirli öyle hesaplaşacağız laflarına hiç pabuç bırakmaz Sayın Bakan…
Çünkü özgür düşünceyi korkusuzca ortaya koymak demektir İzmirli olmak
Her sabah komşusuna günaydın diyen, tabu diye kabul edilen, saptırılmış her şeyi ezip geçenlerin yaşadığı şehirdir.
Ve
90 yıl önce küllerinden doğan bir ulusun zaferini taçlandırdığı şehrin ismidir İZMİR