GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
24 Ocak 2019 Perşembe

Siz inanıyor musunuz AK Parti’nin İzmir’e kendini anlatamadığına?

Tam 18 yıl oldu…

Yani, AK Parti kurulduğunda dünyaya gelenler…

Şimdi 19 yaşına basmak üzere…

Aşağı yukarı bir “nesil”

Bu süre içinde yerel-genel bi’düzine seçim yaşadık…

AK Parti, bi’türlü İzmir’de, “Ohh, şükür kaleyi fethettik!” diyemedi…

Onun yerine ne dedi?

Şunu dedi:

“İzmir’e kendimizi anlatamadık…”

Bu “mazeret” belki…

Bi’ölçüde kabul edilebilir ama…

Sizce de “eskimedi” mi?

17 yıldır hep “aynı” cevap ezbere düşmedi mi?

***

Daha iki gün önce…

Bunu bizzat AK Parti İzmir Büyükşehir Adayı Zeybekci’ye sordum…

Cevabı yazacağım ama…

Önce bi’Zaman Tüneli’ne girelim…

***

Tarih; 25 Haziran 2009…

AK Parti İzmir İl Başkanı Ömür Kabak: “İzmir bizi anlamadı demiyoruz, biz kendimizi İzmir’e anlatamadık…”

 

Tarih; 16 Mayıs 2011…

AK Parti’nin (o tarihteki) İzmir Milletvekili Nesrin Ulema: “Belki AK Parti kendini iyi anlatamadı, belki de İzmirli Ak Parti’yi iyi anlayamadı her  ikisinin de etkisi vardır mutlaka... Ben buna korku siyaseti diyorum…”

 

Tarih: 22 Mayıs 2011…

AK Parti’nin (o tarihteki) İzmir Milletvekili Ali Aşlık: “İzmir belki bizi anlamakta birazcık zorlandı… Ya da biz kendimizi anlatmakta zorlandık…”

 

Tarih; 16 Ağustos 2011…

Dönemin AK Parti İzmir İl Başkanı Ömer Cihat Akay: “AK Parti daha önce kendini İzmir'e anlatamamış ben göreve geldiğimde bunu gördüm... Bunun için geride kaldık…”

 

Tarih; 16 Mart 2013…

AK Parti’nin (o tarihteki ve bugünkü) İzmir İl Başkanı Aydın Şengül: “İzmir’de belli bir kitlenin Ak Parti'yi tanıma gibi bir fikri yok… Bizim (İzmir'i almamız lazım, son kale) gibi bir şeyimiz de yok... Bu söylemi karşı taraf geliştiriyor… Safları sıklaştırsınlar diye…”

 

Tarih; 3 Mart 2015…

AK Parti Sosyal İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Nükhet Hotar: “Sorun, İzmir’in bizi yeterince tanımıyor ve yaptıklarımızı bilmiyor oluşu… Suç bizde, demek ki biz anlatamamışız…”

 

Tarih; 19 Temmuz 2015…

Dönemin Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu: “Biz İzmir’e ne kadar adil davrandığımızı anlatamıyoruz… Karşı taraf sanki hayat tarzını değiştirecekmişiz gibi bir algı meydana getiriyor... Bu da bizim kabahatimiz…”

 

Tarih; 3 Ocak 2016…

AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya: “AK Parti olarak İzmir'de (Kendimizi İzmirlilere anlatmalıyız) gibi bir kaygımız yok… Kendi evimizdekilere kendimizi anlatmamıza gerek yok…”

 

Tarih; 31 Ağustos 2017…

AK Parti (o tarihteki) İzmir İl Başkanı Bülent Delican: “Maalesef ideolojik yaklaşım ve korkularla, belki biz kendimizi iyi anlatamadık ama böyle bir tablo çıkıyor…”

 

Tarih; 28 Nisan 2018…

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Şimdiye kadar İzmir’e kendimizi pek iyi anlatamadığımıza inanıyorum…”

***

Bi’tek kim demedi, “İzmir’e kendimizi anlatamadık!” diye?

Binali Yıldırım!

Ağzına bile almadı bu ifadeyi…

Sizce neden?

***

Bugünlere dönelim…

Tarih; 3 Aralık 2018…

AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Nihat Zeybekci…

Çok temiz girdi bu mevzuda topa…

Bakın burası önemli…

Hayat tarzına müdahale edilmesinden endişe eden İzmirliler’e…

Zeybekci nasıl seslendi, ayağının tozu ile?

“Demek kendimizi anlatamadık, biz hep İzmir’i AK Partili yapmaya çalıştık, aslında AK Parti’yi İzmirli yapmalıyız ve ideolojik duvarın ötesine geçmeliyiz…”

İlk kez AK Partili üst düzey isim…

Kartları masaya açıverdi…

Peki, sorarlar bu sözün sahibine doğal olarak?

“AK Parti’yi İzmirli yapmak mümkün mü?”

 

Aklıma Semiha Yankı’nın o şarkısı geldi:

“Zor dostum zor…

Sevilmeden sevmek,

Gülerken ağlamak…

Sevip sevip sonunda,

Yabancı olmak…” filan gibiydi sözleri galiba sözleri…

Yine de yabana atmayalım Zeybekci’nin sözlerini…

Kimbilir?

Gün gelir AK Parti de…

İdeolojik duvarın ötesine geçebilir!

Bakın…

Sekiz ay öncesine kadar…

“İttifak / mittifak” gibi laflar dolaşıyor muydu piyasada?

***

Nihat Zeybekci çok azimli…

“İzmir’e kendimizi sevdireceğiz, kabul ettireceğiz” diyor…

Hatta bi’adım daha ileri gidiyor…

Bu kadim kenti…

“Mahallenin en güzel kızı”na benzetiyor…

Ve dahi…

Ölümsüz halk masalındaki “Şirin”e benzetiyor…

Kendisini de…

Aşkı uğruna dağları delen “Ferhat”a…

Orijinal efsanenin sonu acıklı ama…

Nihat Zeybekci’ye sorarsanız…

Efsaneyi bugünün modern Türkiyesi’ne uyarlayacak olursak…

Güzeller güzeli Şirin’in…

Ferhat’ın projelerinden ve hayallerinden bi haber, hiç duymamış…

Ferhat…

Anlatabilse hepsini…

Efsanenin sonu çok mutlu bitecek…

***

Bitiriyoruz…

Sıcağı sıcağına sordum önceki gün Nihat Bey’e…

“17 yıldır neden kendinizi anlatamadınız İzmir’e?”

İktidar partisi adına “ibretlik” sözlerdir…

Özeti şu:

“AK Parti İzmir’i almaya çalıştığı için bugüne dek alamamıştır… Gönül kazanmalıydık, anlatamadık… Maşeri (toplumsal) vicdan dediğimiz kamunun vicdanı vardır… O kadar hassas bir terazidir ki; hata yapmaz... Çoğunluk yanlışta ittifak etmez… Biz kendimizi anlatamadık… Becerikliydik, hakikaten kabiliyetliydik ama anlatma hususunda başarılı olamadık… Almak, kazanmak yerine İzmir’in de içine dahil olduğu İzmir’in baş aktör olduğu, öznesi olduğu bir hikayeyi ortaya koymayı tam olarak yapamadık... Ben bir tek şey istiyorum, İzmir’de konular doğru tartışılsın... İzmirliler, İzmir’deki gerçekleri tartışsın…”

***

Demek ki, ne yapmalıydı 17 yıl içinde AK Parti?

İzmir’in suyuna “arsenikli” demeyecekti!

İzmir’e “sümüklü çocuk” demeyecekti…

“İzmir’e irfan gerekir” demeyecekti…

Dokuz Eylül Bayramı böyle “sönük” yaşatılmayacaktı…

Rakı muhabbetine filan hiç girmeyecekti…

Hele hele…

Laiklik tartışmasını asla ve asla açmayacaktı…

Şunu unutmamak gerekir…

İzmirli özgürlüğünü hiçbir şeye değişmez…

Hani, İzmir için…

Kimileri “kale-male” diyor ya…

Tutun ki, öyle olsun…

O zaman…

Bilinmelidir ki…

Bazı kaleler değerlerine sahip çıkar, teslim olmaz…

Çünkü…

Kaleleri “kale” yapan…

O kalenin içindeki ruhtur…

O nedenledir ki…

İzmir’e gelen “İzmirli” olur…

Ayrıca…

Bundan da “acayip” mutlu olur…

Nokta…

Sonsöz: “İzmirlilik ruhu özgürlük ve özgür yaşam ruhudur…”