GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Cumhur BULUT
YAZARLAR
27 Kasım 2017 Pazartesi

Siyasette MHP’nin Yeri

Evvel emirde şunu itiraf etmeliyim; siyasi tahlil yapmak için tam mezun saymıyorum kendimi. Yani bu hususta yıllardır siyasetin içinde olmamdan başka hiçbir ihtisasım yok.

Açıkçası intisap ettiğim partimin de siyaset yapmaktan çok önce milli vazifeleri olduğunu ben değil herkes bilir.

Fekat “asıl siyaset” in hangisi olduğu konusunda literatür ve Türk Devlet Felsefesi merkezinde herkesle de tartışırım…

Neyse, geçelim.

***

Türkiye’nin önemli Kamuoyu Araştırma şirketlerinden olan İntegral’in başında bulunan kıymetli Üstadım Ümit Yaldız Bey ile mutat zamanlarda politika üzerine konuşur fikir alışverişinde bulunuruz. Kendisiyle son bir yıldır yaptığımız sohbetlerimizde, “Türkiye’de siyasetin tıkanıklık yaşadığını bunu açmanın da bir zaruret olduğunu ve yeni seslere ihtiyaç duyulduğunu” hararetle savundu. Bununla beraber de fikirlerinin araştırmalara dayandığının da altını çizdi.

Şimdi burada durup, parantez açıp geri geliyorum…

***

Yıllar önce Türk Siyasetinin bilerek parçalara ayrıldığını hatta bunun için özel gayret sarf edildiğini yazıp söylemiştim. 

Asıl önemlisi bu parçalama harekâtlarıyla bir “ön-kesme” planlanırken, perde arkasında da yeniden dizayn etme projelerinin olduğunu savunmuştum.

Bu parçalama ve yeniden tasarlama organizasyonlarına en fazla mazur kalan ya da diğer bir ifadeyle hedef olan siyasi parti de hiç şüphesiz MHP’dir.

***

Bu noktada MHP’den üç önemli kopma olmuş diyebiliriz. Merhum Yazıcıoğlu’nun BBP’si, Y. Tuğrul Türkeş Beyin ATP’si ve Meral Hanımın İP’si… Diğerlerini saymaya gerek yok.

BBP hiçbir zaman istenilen fırtınayı estirememiş, aksine her zamanda gerilemiştir. Bunun da birçok sebebi vardır.

ATP ise, kısa zamanda münfesih duruma düşmüş ve kurucusunun tekrar MHP’ye dönmesiyle yok olmuştur. Bu da çok normal bir seyirdir.

***

Şimdi yeni bir deneme ile karşı karşıyayız. Meral Akşener’le birlikte yeni bir adım atıldı. Adım gerçekten de etkili “yansımıştır”.  Dikkat ederseniz yansımıştır diyorum. Zira daha hakikatle yüzleşilmemiştir.

***

İmdi, evet Ümit Yaldız Ustama hak verdik diyelim, ama kurulacak-kurulan yeni partinin tutunabilmesi hiç de kolay değildir. Yani bu istek ve beklentilere bağlı değildir. Olmayacaktır da…

Zira bu “kainattın boşluk prensibi” ile alakalıdır. Yani boşluk yoksa yeniye ihtiyaç da yoktur. Açık bir ifadeyle herhangi bir partinin yer tutması ve tutunması da bulacağı boşluğa yani yere bağlıdır.

Şu anki görüntüyle MHP bu boşluğu vermemiştir. Aksine MHP siyasi alanda daha etkili olmaya başlamıştır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dediğimiz yeni yapılanmada da  bu etki kendini çok üst seviyede  gösterecektir.

Çünkü MHP vardır. Ve MHP Türkiye’deki “Siyasi-Sosyal” tabakaların tam ortasına yer almaktadır.

Biraz daha açalım; kabul edelim etmeyelim Türkiye’de %65 seviyelerinde “Mukaddesatçı, Demokrat ve Milliyetçi Şifreli Seçmen” bulunmaktadır. Bu “siyasi-sosyal” bir gerçeklik politik sahamızın ana damarlardan birini oluştur. Alparslan Türkeş ve Devlet Bahçeli’nin MHP’si işte bu merkezin tam ortasında yer alır.

***

Geriye kalan %30 dilimin de %10’nu akışkandır. Kalanın ise yeri bellidir.

***

Şimdi boşluk nerededir?

Yeni kurulan veya kurulacak olan bir parti nereye yerleşecektir?