GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Metin ÖNEY
YAZARLAR
6 Aralık 2019 Cuma

Seçme ve seçilme hakkı

5 Aralık “Kadınlara seçme ve seçilme hakkının” Atatürk tarafından verilmesinin 85’inci yıl dönümü…

Cumhuriyet 29 Ekim 1923 tarihinde kabul edildi…

Cumhuriyet’in ilan edildiği tarihte kadınların seçme ve seçilme hakları yoktu…

1930’da kadınlara yerel yönetimlere katılma hakkı verildi.

1933’de ise, ihtiyar heyetlerine ve muhtarlıklara katılma hakkı verildi…

Ve nihayet 5 Aralık 1934’te genel seçimlere katılma hakkı tanındı…

***

Devrimler bir anda olmuyor…

Her biri uygun bir zaman ve zemine tabii olarak gerçekleşti.

Şimdi…

Esas vurgulamak istediğim konu şudur:

5 Aralık, kadınlara “seçme ve seçilme hakkı”nın verildiği tarihtir…

Ancak:

Bu aynı zaman da “Demokrasi Bayramı”dır…

Bu olayı sadece “seçme ve seçilme hakkı” olarak düşünmek dar çerçevede algılamak olur. Hadise doğrudan “Demokrasi Bayramı” olarak nitelendirilmelidir…

Çünkü:

“Egemenlik kayıtsız şartsız milletin” ise ki, elbette ve tamamen...

O zaman Türk Milleti’ni oluşturan insanların sadece bir kısmının bu “egemenliğe sahip olması ve temsil etmesi” düşünülmezdi…

***

İşte 5 Aralıkta Atatürk bu gerçeği de görerek, seçme ve seçilme hakkını vermiştir ve böylece “Egemenliğin topyekün Millet’e ait” ve “Millet’in bütün fertlerine kadın erkek” ait olduğu gerçeğini de bu kararı ile tamamen ortaya koymuştur…

O halde bir kez daha altını çizerek vurgulayalım ki; 5 Aralık aynı zamanda “Demokrasi Bayramı”dır…

***

Şimdi buna bağlı olarak bazı gerçekleri da dile getirmek istiyorum.

1934’te kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır ama…

1987 yılına kadar kurulan 46 hükümette kadın bakan yoktur…

Daha önce merhum Türkan Akyol vardı; diyeceksiniz ama benim burada kastettiğim “TBMM’ye seçilerek gelip bakan olmuş” kadınlardan söz etmek istiyorum... Bu açıdan bakıldığında ilk kadın bakan Sayın İmren Aykut’tur…

***

Yine yakın sayılacak tarihlere kadar kadınlar çeşitli gerekçelerle Hakim ve Savcı olamıyorlardı. Daha doğrusu toplam sayının ancak yüzde 10’u kadarı olabiliyordu... Daha sonra yasalarda yapılan değişikliklerde sınavları kazananların kadın erkek herkesin hakim ve savcı olması sağlandı…

Şimdi konunun tekrar başına dönelim:

Atatürk tarafından sağlanan bu hakkın ve bizim deyimimizle “Demokrasi Bayramı”nın, şimdilerde kadınlar hangi noktasındadırlar?

Yani bu hakkı ve bayramı ne kadar kullanabiliyorlar?

Esas tartışılması gereken husus budur…

Hatta 85 yıl önce sağlanan bu hakkı şimdilerde yoğun bir biçimde meydana gelen “şiddet ve bilhassa kadına ve çocuklara karşı şiddet” olayları ile birlikte düşünüldüğünde ne kadar geri gittiğimiz daha açık bir biçimde anlaşılacaktır…

Ve topyekun çözüm bulunması gereken husus budur ve acildir…

***

Son sözüm şudur:

5 Aralık “Demokrasi Bayramı” olarak kutlanmalıdır ve fakat şimdilerde içinde bulunduğumuz vahim durumlara da tez elden çözüm bulunmalıdır…