GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Metin ÖNEY
YAZARLAR
31 Aralık 2019 Salı

Seçime doğru

31 Mart ve 23 Haziran seçimlerinin verdiği mesajla ilgili pek çok yazı yazdım.

Bir kez daha tekrarlamak durumundayım.

Mesaj apaçık “bir genel seçimi” vurgulamaktadır.

Ancak:

Muhalefet her ne sebeple olursa olsun bu mesajı doğru algılamamış veya algılamak istememiş ve seçim konusunda çekimser kalmıştır. Yani ısrarla seçim talebini tekrarlayarak iktidarı seçime mecbur bırakamamıştır. Topu sürekli taca atmıştır…

İktidar cenahı ise seçimden kaçınmıştır…

***

2023 tarihine kadar iktidarda kalmak dururken, ülkeyi seçime götürmek kendileri açısından doğru bir strateji olmayabilir.

Durum böyleyken, birdenbire, yıllar önce “çılgın proje” olarak sunulan “Kanal İstanbul” niçin gündeme çok kullanılan bir deyimle “bomba gibi” düştü?

Sadece gündeme düşmekle kalmadı, bütün itirazlara rağmen inat ve ısrarla, “isteseniz de istemeseniz de yapacağız” noktasına geldi.

Ve yine:

Yıllar önce gündeme getirilen planı, projesi olmayan “yerli ve milli” araba nasıl oldu da bu günlerin en aktüel konusu oldu?

Her iki konu da görülmemiş bir propaganda malzemesi halinde hemen herkesi meşgul eder duruma geldi.

Çünkü:

Burada bir kez daha merhum Demirel’i analım.

Analım ve O’nun meşhur sözünü hatırlayalım:

“Tencerenin deviremeyeceği hükümet yoktur…”

Evet.

Tencere kaynamıyor veya dert kaynıyor.

Tencere kaynamazsa aş da yok iş de yok demektir.

Aş ve iş yoksa huzur da yok demektir…

***

O halde:

Kamuoyuna bakalım.

Ankete şuna buna gerek yok.

Bizler her gün akşama değin sokaktayız.Yurttaşlarımızla görüşüyoruz.

Ülkenin hemen her yerinden haberler alıyoruz.

Ve tespitimiz o dur ki, AKP ve Erdoğan her geçen gün güven kaybediyor. Ve çare de bulamıyor.

Yapılacak iş muhalefetin talepten kaçındığı işi yapmak…

Yani, ülkeyi seçime götürmek…

Ama nasıl bir seçim?

İşte ben burada bir senaryo yazıyorum:

***

Şöyle ki:

Erdoğan, çok savunduğu “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”nden vazgeçecektir.

Muhalefete “Bu sistem iyiydi ama ülkemize göre değilmiş, gelin parlamenter sisteme dönelim” diyebilir.

“Bir şartla, seçime gidelim…”

***

Bu öneriye itiraz edecek bir muhalefet var mı?

Haklı olarak yok.

Ama önerinin arkası ilginç…

Nasıl bir seçim sistemiyle?

Senaryonun devamı biraz da siyasal manevraya bağlı…

Şöyle:

“Dar Bölgeli Seçim Sistemi”…

Partiler itiraz eder, etmez…

Veya kimler “evet” der, kimler “hayır” der…

O ayrı bir konu…

Bütün bunlar “Kanal İstanbul ve Yerli Araba” konusundan çıkardığım “Erken seçim ama nasıl bir erken seçim?” senaryosunun özeti.

Olur mu, olur.

Türkiye’de neler olmadı ki…

Dün ak denilene sonra kara denmedi mi?

Bekleyelim görelim.

Yeni yıl daha nelere gebe…

İyi yıllar diliyorum…