GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Kemal ARI
YAZARLAR
18 Ağustos 2021 Çarşamba

Sancar Maruflu’nun ardından…

Bazı insanları anlatmak zordur.

Sancar Abi’yi de...

Onu tanıdığımda 20'li yaşlardaydım.

Sanırım Uğur Mumcu, Uğur Alacakaptan ve Seyfullah Ediz'in katıldığı bir paneldeydi.

Panel, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü’nün Alsancak’taki binasında, konferans salonunda yapılıyordu.

Oldukça kilolu; görünüşte yiğit mi yiğit, açık renkli gömleğinin içinde temiz duruşu ve parlayan yüzü derhal belli olan, gülümsemesi yüzüne yansımış birisi…

***

Kim ve nasıl biri olduğunu sonradan tanıyacaktım; meğer hayatımda gördüğüm adam gibi adamlardan birisiymiş bu has İzmirli…

Adam suretinde yığınla yabani kılıklı ve ruh hastası kişilerin çokça olduğunu gördüğümüz şu günlerde, böyle insanların varlığı ne önemliymiş meğer!

O gün bana bu kişinin kim olduğunu, ne iş yaptığını yanımda bulunan ve yine hayatımda tanımaktan çok mutlu olduğum ve kendimi şanslı hissettiğim, Karşıyaka’nın tanınmış yüzlerinden değerli büyüğüm Av. Necdet Çolakoğlu anlatmıştı.

O da göçüp gideli bu yalan dünyadan nicedir oldu, ışıklar içinde uyusun.

Çok şeyi az beğenen bir kişiliği olan Necdet Bey ondan, yani ilk kez bu panelde gördüğüm Sancar Maruflu Abi’den inanılmaz ölçüde olumlu birisi olarak söz ediyor ve çok da sevdiği birisi olduğunu söylüyordu.

Hayret ki ne hayret!

Necdet Çolakoğlu bu; birisinden bu denli olumlu konuşsun ve çok sevdiğini söylesin; olacak şey değil!

Ancak Sancar Abi’ye karşı daha o gün ne denli cömertçe kullanmıştı bu sözleri, şaştım.

Zaten Sancar Bey de daha o selamlaşma anında Necdet Çolakoğlu’na öylesine iltifatkâr sözler söylemişti ki!

Necdet Bey, emekli bir avukat olmasına ve ilerlemiş yaşına karşın, Henri Benazus ile başladığı Atatürk koleksiyonculuğunu sürdürüyor ve Sn. Benezus’tan ayrı olarak Atatürk fotoğrafları sergileri açıyordu.

***

Her ne ise;

İşte bu ilk tanışma giderek Sancar Abi ile gerçek bir dostluğa dönüştü.

Zaman ilerleyip, bulunduğumuz kulvarda yol almaya başladığımda ve değişik konferans ve sergi etkinlikleri yaptıkça ben de yanımda bu sevimli dev adamı görmeye başlamıştım.

Her ortamda size yanınızda olduğunu hissettiriyor ve hep olumlu sözler söylüyor ve cesaret aşılıyor…

Ve böyle anlarda kendinizi değerli hissetmenizi sağlıyor.

Nerde şimdi böyleleri, kaç tane var çevremizde bir düşünmeye değmez mi?

Sonradan öğrendim elbette; onu tanıdıkça ve kimi sohbetler yaptıkça ya da başkalarından onu dinledikçe…

***

Meğer Sancar Maruflu kendisini 68 kuşağı olarak tanımlayan gerçek bir İzmir, Atatürk ve Cumhuriyet sevdalısı imiş…

Türkiye’nin ilk Halkla İlişkiler uzmanlarından sayılıyormuş ve birçok önemli organizasyonu gerçekleştiren kişi olarak tanınıyormuş. Önemli kurumlarda önemli sorumluluklar üstlenmiş; yazar ve düşünce insanıymış.

Yani yanımızda beliren ve şimdi ben ve benim gibileri sahiplenen bu dev adam, yalnız cüssede değil, ruh ve gönül dünyasında da çok önemli bir adammış; iyi mi?

Önemli zamanlarda ya da benimle bir işi olduğunda; diyelim bir şey danışacakken ya da bir konuda bilgi alacakken telefon açar, ama o konuşma yalnız bu konuşmaya neden olan konuyla sınırlı kalmaz, size özgüven aşılayan değerli sözlerle tamamlanırdı.

Bir moral ve cesaret kaynağıydı Sancar Abi, gerçeğe gerçek.

İzmir’i, Atatürk’ü, cumhuriyet değerlerini ve yurtseverliği her ilgilendiren konuda meydanlardaydı Sancar Abi. Hem de öylesine değil, ulaşabildiği birçok kişi ve destek veren kurumlarla… Ve yeri geldikçe, örneğin bir şey protesto edilecekse öylesine yiğitçe çıkardı ki ortaya; bu hareketin ses getirmemesi olanaksızdı.

Basın ondan söz eder, yapılan iş ya da eylem konuşulmaya başlar; bir de Sancar Abi’nin çabalarıyla kentte ya da ülkede kime ulaşılabiliyorsa, bu kişi ve çevrelere kadar konu ulaşır, bir biçimde gündemdeki yerini alırdı.

Sonra yeşil, ormanlarla kaplı bir İzmir oluşturmaya vermişti kendini ve bu amaçla kurulmuş birçok kuruluşta gönüllü olarak yer aldı, isteyerek, hevesle.

Sizin bile unuttuğunuz, anımsamadığınız ya da aklınıza gelmeyen, ama sizin için önemli olduğunu sonradan derhal anlayacağınız bir konuda bir bakmışsınız telefonunuza bir mesaj düşmüş; kocaman harflerle konu her ne ise anlatılmış, ancak heyecanlı bir tonda ve altındaki imza da derhal dikkatinizi çekerdi: Sancar Maruflu…

***

Benim hayatımda hiç unutamayacağım etkileri oldu, bunu itiraf etmeliyim. Ama bir şey var ki, onu paylaşmadan geçemeyeceğim.

Yazdığım bir kitapla ilgili olarak, İzmir’in kurtuluşu ve kurtuluşun kahramanları ile ilgili bir tiyatro olayı gündeme gelmişti. Bu tiyatroda benim dışımda kimilerinin başlattığı bir imza kampanyası ile ilgili polemiklerin içinde buluvermiştim kendimi.

Basında yer alan kimi yazılarda konular çarpıtılarak yer alıyor, olur olmaz yerlerde doğrudan beni hedefleyen dilekçeler ortaya çıkıyordu.

Böyle anlarda derhal yanımda buldum Sancar Ağbi’yi; bana çalışmalarımı cesaretle sürdürmem için moral veriyor; bir de yaptığım araştırmanın öneminden söz ederek, yeni kanıtların varlığını işaret ediyordu.

Ve şimdi Sancar Abi, bir sürpriz yapar gibi bir anda bizi bıraktı ve sonsuzluğa doğru yürüdü.

Vay be...

Sancar Abi de uçmaya vardı ha!

***

Bir kaç gündür içim gidip geliyor, hastanede yattığını ve uydurulduğunu öğrendiğim andan itibaren her an kötü bir haber gelecekmiş duygusunu yaşıyordum.

Ve korktuğum başıma geldi...

Ah ki ah; ah ki ne ah...

Başımız sağ olsun...

Nur içinde yat Sancar Abi...

Yokluğunu hep hissedeceğiz; ancak varlığını her yerde görecek ve senden kalan izlere bakarak, yine senden güç almayı sürdüreceğiz…