GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
31 Ocak 2021 Pazar

Şadan Gökovalı ölür mü?

John Berger, “Görme Biçimleri” adlı kitabında, bakmanın, görmenin ve algılamanın birbirinden çok farklı olgular olduğunu söyler... Herkes Gökova’ya Sakar’dan bakmıştır ama herkes gerçekten de görmüş müdür. Herkes algılamış mıdır? Bu sorulara evet demenin yolu biraz da soyadını Gökova’dan alan Şadan Gökovalı ile yapacağınız flanörce geziye bağlıdır.

Gerçekten de önce Sakar’dan insanın kaygılarından kesinlikte kurtulacağı Kaygıseki’ye çıkıp bir kahkaha patlatmak gerekiyor,- ki o kahkahalar yuvarlana yuvarlara balığa dönüşüp Azmak’a insin, daha sonra da balık olarak rakı masasına kurulsun- ardından Cova’ya inip Azmak’a bakmak...

Biz dostları Şadan Gökovalı ile kim bilir kaç doğum gününü (15 Mart) Gökova’da kutladık bilmiyoruz, bildiğimiz yaşamımızın en güzel anlarının arasında bu kutlamaların yer alışı... Son kez doğum gününde 2019’da buluşmuştuk.

Havada pus yoksa Datça’nın “Deveboynu” denilen Knidos antikitesinin de bulunduğu ucundan, Köyceğiz Gölü’ne, Dalyan Boğazına, Dövüşbelen’e kadar olan geniş bir coğrafyanın Gökova’dan seyredildiği... Hani Halikarnas Balıkçısı’nın, “Roma’yı gör de öl diyorlar a canım. Gökova’yı gör de yaşa” dediği coğrafyaya en iyi hakim olunacak yerdir burası...

Şadan Gökovalı, 15 Mart 1939'da Muğla'nın Gökova beldesinde doğdu. 1959 yılında profesyonel gazeteciliğe başlayan Gökovalı 5 yıl sonra İzmir'de yılın gazetecisi seçildi. 1965'te "Profesyonel Ülkesel Turist Rehberi" oldu. 1967 yılında göreve başladığı TRT'de yaptığı programlar nedeniyle, 1975'te Türk Dil Kurumu "Radyo-TV Dil Ödülü"nü kazandı. 1974 yılından başlayarak, "Turizm Yükseklisansı", "Turizm Doktoru" ve "İletişim Bilimleri Üniversite Doçenti ve Profesörü" unvan ve yetkilerine hak kazandı. Ege'de nerede bir sanat etkinliği varsa, onun dışında olamayan Gökovalı'nın, Türkiye'nin hemen hemen tüm turistik köşeleri hakkında çeşitli dillerde yayınlanmış 20'yi aşkın eseri, çeşitli konularda 10'u aşkın kitabı var. Bunların dışında gazetecilik, radyo-TV dallarında bir çok ödülün sahibi olan Gökovalı; Efes'i, Fethiye'yi ve Bergama'yı "En iyi anlatan yazar" seçildi.

Ölmüş adama 22 kitap yazdırdı...

Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı, 13 Ekim 1973'te ayrıldı dünyamızdan. Bodrum'da, sağlığında Şadan Hoca ile birlikte seçtiği yere gömüldü.

Balıkçı ölmeden bir vasiyet bırakır Gökovalı’ya...  Vasiyet çok basittir:
”Ölümüne 2.5 ay kala, benim basıma hazırladığım öykülerden seçme "Ege'den" adını taşıyan kitabın iç kapağına şunları yazmıştı: Şadan Gökovalı'ya arkadaşım, oğlum desem azdır. Çünkü mevcut insanlar arasında beni temadi (devam) ettirecek, daha doğrusu temadi ettirmeye en müsait insan odur. Ölsem, ölüm bana galebe çalmamış olacak, çünkü Şadan var. Şadancığım, hanidir sana burada seslenmek istedim. Ama, aklımdan geçen her fikri, duygularıma karşılık çok zayıf buldum. Şimdi bile duygularım, burda yazdıklarımdan çok ötedir. Selam sana Şadan Halikarnas Balıkçısı. Cevat Şakir Kabaağaçlı .18 Haziran 1973."

Evet, bugün 31 Ocak 2021’de kaybettik Şadan Gökovalı’yı… Şadan Gökovalı, Anadolu’yu sevdirme işini Halikarnas Balıkçısı, Bedri Rahmi Eyüpoğlu, Azra Erhat ve Sebahattin Eyüpoğlu gibi büyüklerinden alıp bize taşıyan isim... Bu sevdirme işini de öncelikle Balıkçı’nın kitaplarını çevirerek yapıyor... Kendisi için, “manevi babası” Halikarnas Balıkçısı adına derlediği 22. kitabın basımı üzerine, bir yazı kaleme almış ve “Ölmüş adama 22. kitabı yazdırdı, aşk olsun!” demiştim. Cevabı bakın nasıl olmuştu: “Hayatta yaptığıma en çok sevindiğim şeylerden biri, Halikarnas Balıkçısı'nın kitaplarını basıma hazırlamak, eşdeyişle Balıkçı'ya yaşatmaktır. Balıkçı, ölmeden önce şunları yazmıştı: "Ölsem ölüm bana galebe çalmamış olacak, çünkü Şadan var! Sorarım size; her yirmi Türk yurttaşından ancak birinin yılda bir kitap okuduğu günümüzde, kitap yazmak kaç kula nasip olan bir özellik?”

Balıkçı, 13 Ekim 1973'de öldü. Hesapça 48 yıl olmuş. Bilgi Yayınevi'nin "Bütün Eserleri" dizisinde çıkan kitaplarının sayısı 22'yi buldu. 6 da çocuk kitabı çıktı.  Bu 22 kitaptan "Aganta Burina Burinata", "Turgut Reis", "Mavi Sürgün", "Uluç Reis", "Ötelerin Çocukları", "Anadolu'nun Sesi", "Deniz Gurbetçileri", "Anadolu Tanrıları" ve "Anadolu Efsaneleri", "Hey Koca Yurt" ve "Gençlik Denizlerinde", Balıkçı'nın sağlığında kitap olarak yayınlanmıştı.

"Düşün Yazıları" da Şadan Hoca’nın “manevi annesi” Azra Erhat'ın çabasıyla kitaplaşmıştı. Ötekiler; "Altıncı Kıta Akdeniz", "Ege'den Denize Bırakılmış Bir Çiçek", "Sonsuzluk Sessiz Büyür", "Parmak Damgası", "Çiçeklerin Düğünü", "Dalgıçlar", "Arşipel" ve "Bulamaç", Şadan Hoca tarafından, dağılmaya yüz tutmuş gazete kesikleri arasından bulunup çıkarılarak yaşama kavuşturuldu.

Şöyle demişti Hocam, “En son, Balıkçı'nın doğumunun 112. yılı dolayısıyla, 1968 yılında İzmir Radyosu'nda yaptığı konuşmaları kitaplaştırdım. "İmbat Serinliği", 11 Nisan'da 2002’de 7. İzmir Kitap Fuarında, Bilgi Yayınevi'nin etkinliği olan "Bir Akdeniz Gülümsemesi: Halikarnas Balıkçısı" konulu söyleşiye yetişti.

***

İzmir bugün çok değerli bir ismini yitirmiştir… Memleketimizin evrensel ünde bir ferdiydi Şadan Hoca… Yazımı; yine kaybettiğimizde çok üzüldüğüm Çınar Çığ ile tamamlıyorum:

“Üç Sözcük/ -Şadan'a-

Coşku ki
Her gün ödedi vergisini
Usta Bedros

Acı ki
Çınar içinden çürür

Şadan ki Görülünce Çoğalır insan

Çınar ÇIĞ

***

Şadan Gökovalı Ölür mü? Ölmez…