GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Harun ÖZDEMİR
YAZARLAR
21 Haziran 2018 Perşembe

Saadet Partisi değerli bir seçenektir

Çok partili demokrasilerin bireylere sunduğu önemli fırsatlar var. En azından seçmeni bir siyasete mahkûm olmaktan kurtarır.

Şükürler olsun ki seçmenin hala seçme şansı var.

Umarım önümüzdeki seçimlerde kurulu bütün partiler, geniş katılımlı ittifaklar ile seçime girerler.

Seçim sonrasında da geniş tabanlı koalisyonlar kurarlar.

Bu tablo aslında hiç istenmeyen bir durumdu.

Olmaması için de önlemler alınmıştı.

Ama olmadı.

Herkes bir plan yapar ama sonunda Allah’ın dediği olur!                          

***                                                                   

-Refah Partili yıllarda Adil Düzen’i hazırlayan ekipte yer almam…

-İzmir’de RP’nin gençlik kollarını kurup 12 temsilciliğini açmam…

-Propaganda kitapçıkları, uzun metrajlı tanıtım video kasetleri çekmem…

-2 Radyoda 2,5 yıl siyasi programlar yapmam…

-7 yıl RP il başkan yardımcısı olmam…

-Konuşma yapmadığım ilçe ve belde bırakmamam…

Ve daha nicelerini “daha iyisi olabilir” düşüncesiyle yaptım. Her etkinliğimde beni yalnız bırakmayan Akevler’deki arkadaşlar ve RP içindeki Mehmet Ali Acar, İsmail Öztürk, Nevzat Bilgili, Hüseyin Nazlı, Yakup Karaca… laik ve demokrat arkadaşları her zaman saygı ile anarım.

Bu kadar emekten sonra RP-DYP hükümetinin ilk 100. gününde işlerin yolunda gitmediğini gördüğümden kenara çekildim. 

***

Ak Parti, “RP; daha iyi olabilirdi ama olamadı”, diyenlerin kurduğu bir parti oldu.

Ak Parti’de 2007’de başlayan ve 11 Haziran 2011’de tavan yapan zihniyet değişiminin, hayırdan çok “çürümeye” dönük olduğunu mahalle temsilcileri bile görüyordu.

Şeref ve haysiyet yoksunu biri olsaydım, İZMİR 2023 kitabım, Ak Parti’nin 2011 seçim bildirgesine, 35 İzmir 35 Proje gibi bütün büyük şehirlerin, bir süre sonra da devletin 2023 Vizyonu olmuştu. Çürümeyi umursamaz, bazı menfaatlerin peşinde koşabilirdim.

2013 Nisan’ına kadar yaptığım sözlü ve yazılı uyarıları daha ciddi boyutlara taşıdım…

Bunların hiçbirinden bir sonuç alamadım.

Ak Partili kaldığım süre içinde, durum öyle bir hal aldı ki, Ak Parti’nin artık iflah olmaz bir noktaya geldiğine ikna oldum.

2015 Kasım’ından beri de acaba diyebileceğim bir gelişme olmadı.

Acaba Ahmet Davudoğlu…” dememe kalmadan o da kısa sürede merakımı giderdi!

***

Ak Parti’ye verdiğim emeği Allah’tan başkası bilemez:           

-600 kadar TV programı,

-RP’li günlerden beri savunduğum Alevilerin ve Romanların mağduriyetlerini, en üst düzeyde Ak Partili bakan, başbakan ve cumhurbaşkanlarına taşımam…

-Belgeseller çekmem…

-Bir grup Alevî dedesi ile birlikte Alevi İslam Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yardımcı Ders kitapları yazmam…

-Gezi günlerinde gösteri yapanları eleştirdiğimde yaşadıklarım…

-egedesonsoz.com un okuyucuları iyi bilir, Ak Parti’yi ne kadar savunduğum…

 -Milletvekilleri evlerinde otururken köylere ve yaylalara kadar gidip konuşmalar yaptığım…

-Ve daha neler neler yaptığımı anlatmama gerek yok!...  

Dediğim gibi yaptıklarımı en iyi Allah bilir!

***

Geldiğim nokta şudur:

Artık benden Ak Parti’ye oy çıkmaz!

Bunu herkesin bilmesini isterim!

Namuslu ve şerefli bir insan, “ülkeyi sen yönet!” diye oy vermişse o kişi de bunu hak etmişse, güven verdiği sürece oy vermeye devam edebiliriz. Artık o güveni vermiyorsa oy verecek yeni bir parti aranır.

Yola çıkarken, bize verilen sözleri ciddiye alarak yola çıktık!

Hala bana “Sen söz vermiştin!” diyorlar!

Dostum, sözün tamamını hatırla:

Sen söz verdin, dinledim, sözleri değerli buldum, ben de destek sözü verdim!

Hala söz vermiştin diyorsun! Ama kimlere ne sözler verdiğini bir türlü hatırlamıyorsun!

Önce verdiğin sözleri hatırla!                

Gördüğüm kadarıyla verdiğin sözleri unutmuşa benziyorsun.

Aklında kalan, sadece benim destek sözüm mü, bre uyanık!

***

-Önümde en azından eski arkadaşlarımın olduğu…

-Önce ahlâk ve maneviyat diyen… 

-Üretim ekonomisi…

-Sanayileşme…

-Her şeyin başı hürriyet ve adalet… diyen siyasetin Dede Korkut’u Temel Karamollaoğlu var.

İçime sine sine, herkese rahatlıkla tavsiye edebileceğim bir Saadet Partisi ve Temel Karamollaoğlu varsa “Haydi sandığa!” diyebiliriz.