Liderini değiştiremeyen CHP:
Tüzüğünü değiştiriyor…
Tüzüğün değişmesi, iktidarı değiştirmiyor…
18 kere tüzük değişmiş… Değişen bir şey yok…
Keramet tüzükte değil, yönetenlerde ama…
Anlatamıyoruz…
*
CHP’ye taze kan lazım ya…
Yeni bir umut, yeni bir ruh, yeni bir atılım, yeni kadrolar…
Taslağı hazırlayan yöneticiler tüzükte buna kesin çareyi bulmuş!
% 10 olan gençlik kotasını, % 20’ye çıkarırken:
30 yaş olan gençlik yaşı sınırını da 35 yapıvermişler…
İktidar, seçim kanununda seçilme yaşını 18’e düşürürken:
CHP’nin gençlik yaşı sınırını, 35’e yükseltmesini takdir etmemek mümkün değil (!)
36 sına merdiven dayamış, neredeyse torun sahibi olabilecek bir yaş sınırından genç çıkarmak herkesin aklına gelmez!
Yakında bir dedeyi, veya bir nineyi, CHP gençlik kolu başkanı olarak görürseniz hiç şaşırmayın…
Tüzük müsait…
*
Gençlik yaşı sınırını 35’ e çıkaran anlayış:
Belediye başkanlığına, milletvekilliğine, seçim kaybeden genel başkana nedense hiç dokunmamış…
Onların yeri sabit… Bir dönem sınırlaması falan yok…
Atanabilen, seçilebilen ölünceye kadar o makamda kalabiliyor yani...
Tüzükteki diğer değişikliklere gelince:
MYK’yı, parti meclisi kendi içinden seçerken, genel başkan 5 yardımcısını kendisi belirliyor…
Cumhurbaşkanlığı adayının belirlenmesinde, seçmen yoklaması tercihi de konuluyor.
Belediye başkanı adayının belirlenmesinde ön seçim de yapılabiliyor…
Kongrelerde blok ve çarşaf liste uygulaması aynen devam ediyor…
Milletvekili adaylarının saptanması; yine önseçim, adaylık yoklaması ve merkez yoklaması şeklinde…
Milletvekilliği adaylıklarında; ön seçim dışında % 15’i geçmemek şartıyla atama yapılabiliyor. Ancak % 10 ve daha az oy alınan yerlerde, % 15 sınırı uygulanmıyor…
Oy oranı, % 10’nun altında olan il sayısı 50… Böylece ön seçim yapılabilecek il sayısı 30’da kalmış oluyor. Ayrıca önseçim yapılan bu illere kontenjan da konulabiliyor…
Türkçesi… Genel başkan isterse; aşağı- yukarı seçilebilecek sıraların hepsini kendi belirleyebiliyor…
Onun için bu tüzük demokratik değil… Üyenin özgür iradesini yansıtmıyor…
Çünkü her düzeyde adayı, tüm üyelerin katılımıyla ve hakim denetiminde yapılacak bir önseçimle belirleyen bir düzenleme yok…
Söz ve karar sahibi üye değil…
*
Bırakın örgüt tabanını, ilçelerde bile tartışmaya açılmadan, bir oldu bittiye getirilerek, yangından mal kaçırırcasına, baskın bir kurultayla kabul ettirilmek istenen bu tüzük kimseyi tatmin etmez…
Karar vericiler, yerel seçimlere ve milletvekili adaylığına göre mevzilendikleri için belki kurultaydan geçer… Yarın üzerinin çizileceğinden korkanlar, belki açıktan karşı çıkmazlar, çıkamazlar…
18 defa değişen tüzük, 19. defa değişir ama:
Yönetimin istediği gibi değil…