GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Fatih YAPAR
YAZARLAR
8 Temmuz 2020 Çarşamba

O fotoğrafın arka planı!

TMSF namı diğer Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu!

Resmi tanımında şöyle yazıyor;  “Tasarruf sahiplerinin haklarını yolsuzluk ve usulsüzlüklerden korumak amacıyla kurulmuş devlet kurumudur. Eskiden T.C. Merkez Bankası bünyesinde iken, artık Cumhurbaşkanlığına bağlı olarak faaliyet göstermektedir”

Bünyesinde 800’e yakın irili ufaklı şirket var. Mali büyüklükleri de değerlendirildiğinde 60 milyar TL’lik bir yapıyı kontrol ediyor.  15 Temmuz darbe girişiminden sonra başlatılan soruşturma ve mahkeme kararları sonrasında büyük şirketlerin tamamı bu kurumun kontrolüne verildi.

Geçtiğimiz günlerde TMSF Başkanı Muhiddin Gülal sessiz sedasız İzmir’e gelerek Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile buluştu.  Büyükşehir konuyu “nezaket ziyareti” olarak kamuoyuyla paylaştı. İzmir üzerine sohbet edildiği, çalışmaların konuşulduğu bir hayırlı olsun ziyareti gibiydi. Gülal, Soyer’e vazo hediye ederken Soyer de İzmir’e uygun tarihi saat kulesi maketini takdim etti.

Peki ziyaretin aslı neydi?

Tabi ki İzmir’in kanayan yarası ve çözülemeyen problemi Basmane Çukuru… Acaba yeni bir süreç mi başlatılacaktı? Yoksa TMSF Başkanı Gülal bir teklifle mi gelmişti? Peki mahkeme ve yargıdaki hukuki süreç nasıl aşılacaktı?

Gelin biraz geriye gidelim.

12 Eylül 1980 darbesinde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na getirilen Cahit Günay’ın fikriyle ortaya çıkan “Basmane Otobüs Garajı’nın Kaldırılması” fikri yerine seçimle gelen ANAP’lı Burhan Özfatura döneminde devam eder. Araya 1989’da Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na seçilen Yüksel Çakmur girse de tekrar koltuğa oturan Özfatura çalışmaları sürdürür. 1997 yılında da burayı ihaleyle kat karşılığı sözleşme yapılarak  “Güç Birliği ve EGS Holding”e verir.  Yapılacaklar bellidir; ortaya çıkacak kompleksin yüzde 11’i Büyükşehir’e yüzde 89’u şirkete kalacaktır. Yüksel Çakmur eski belediye başkanı sıfatıyla projeye dava açar ama daha sonra bu göreve gelen Ahmet Piriştina arazinin tapusunu şirkete devreder. Ardından ekonomik kriz nedeniyle batan Güçbirliği’nin tüm malları TMSF’ye geçer ve borçlarına karşılık tapu da artık devlete bağlı bir kurumun olur. Sonrasında Aziz Kocaoğlu dönemi başlar. Muhatap şirket değil TMSF’dir. Yapılan pazarlıklar sonrasında Büyükşehir’in hissesi yüzde 30’a çıkartılarak sabitlenir. TMSF ihaleye çıkar ve ihaleyi 80 milyon dolara Folkart A.Ş-Akça Holding ve Namet A.Ş ortak girişimi kazanır. Daha sonra ortaklar işi Folkart’ın yapmasını ister. Folkart, tek başına mimari projeden inşaat işlerine kadar tüm çalışmaları yürütür fakat imar planlarına ilişkin sorun aşılamadığı için işten vazgeçer. Ve TMSF’den 80 milyon doları geri alır.

Gelelim bugüne!

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin başkanlık koltuğunda Tunç Soyer oturuyor.  Güçbürliği’nin TMSF ile arasındaki hukuki mücadele devam ediyor. 30 yıl önce başlayan süreçte bir arpa boyu yol alınabilmiş değil. Kazılan çukurda ördekler, kurbağalar yüzüyor. İzmir, kıymetli bir yeri ne yazık ki yıllardır değerlendiremiyor.

O halde şimdi ne olacak?

Gelelim ziyaretin arka planına; TMSF Başkanı Gülal kapalı toplantıda Başkan Soyer’e yani yüzde 30 hissesine karşılık gelen ortağına “araziye talipliler var, satmayı düşünüyoruz” der. Toplantıda önceki satış olan 80 milyon doların yapılacak yeni ihalede elde edilemeyebileceği ve vurgulanır. Çünkü ekonomik koşullar, piyasanın durumu bellidir. Başkan Soyer masada bir teklif sunar ve şöyle der: “O zaman TMSF kontrolündeki yüzde 70’lik hisseyi bize satın!”

TMSF’ye ortaklığın giderilmesi ve bir sonuca ulaşılması konusunda daha önce mektup yazan İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yeni kaptanı Başkan Soyer, Gülal’ın“biz yatırımcıya satmayı düşünüyoruz” sözleri üzerine, “Bize satın, size borçlanalım. Uygun koşullarda bir ödeme planı yapalım. Burayı biz alalım ve Kültürpark ile entegre halde bir proje yapalım. Yüksek yapı, büyük devasa proje olmasın” der.

Ve karşılıklı iyi niyet, teklifler ve önerilerle toplantı sonlanır. Amaç ise meseleyi daha fazla uzatmamaktır!

Eğer TMSF ile İzmir Büyükşehir Belediyesi anlaşırsa BasmaneÇukuru’ndaki yüzde 70’lik özel mülkiyet kamunun olacak. Böylece “kamusal haklar” nedeniyle açılan davaların mantıksal olarak altı boşalacak.  Eğer Büyükşehir hissesini TMSF’ye devrederse şirket bünyesinde İzmir’in farklı yerlerinde bulunan BasmaneÇukuru’na eş değer maliyetli araziler Büyükşehir’e kamusal amaçlı devredilecek.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer konunun çözülmesini istiyor. Ve şöyle diyor:

“Bu halinden memnun değilim. BasmaneÇukuru’nu İzmir’e kazandırmak lazım. Biz taşın altına elimizi sokacağız ve mutlaka üzerimize düşeni yapacağız”