GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nüvit TOKDEMİR
YAZARLAR
26 Ekim 2017 Perşembe

O çark sizi de yutacak!..

Farkında mısınız?..

Bir izlence zevkimiz olan futbolu katlediyorlar!..

Görsel zevkimiz yitip gidiyor!..

Bunu Türkiye'de "futbolun varlığı"nı savunanlar...

O varlıktan ekmek yiyenler...

Arkalarındaki gücü futboldan alanlar yapıyor!..

X

Siz...

Biz...

Onlar...

Herkes...

Sanıyoruz ki...

Bu ükede futbol; adil, eşit; yöneticisinin, futbolcusunun, teknik adamının, taraftarının...

Ve tabi ki...

Yöreselliğinin ağırlığına göre büyük camiaların...

Tutkusunu, renk aşkını; gençliği bir arada örgütleyen yapısını...

Ama illa ki spor tutkusunu...

O tutkuyla birlikte sporda erdemliliği, kardeşliği, sevgiyi, yarışma heyecanını...

Onurla paylaşımı getiriyor...

Yanılıyoruz...

X

Çünkü futbol...

Özellikle gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerinde...

Büyüyen Dünya Futbol Ekonomisi'ne yetişmek amaçlı çok büyük bir bütçeyle anılıyor...

Ve o ülkelerin yabancı girdisi-çıktısı ekonomik boyutuyla öylesine büyüyor ki, bu ister istemez değişik dengeler yaratıyor!..

Ekonomik dengesizlik, futbolun aracı kurumlarının kazancına kazanç katıyor...

Suni bütçe büyüklükleri kulüplerin batışına...

Menejerlerin, yönetici işbirliğiyle yarattıkları vurgun, borçlanma batağının sulanmasına ve giderek büyümesine yolaçıyor...

Bu öyküde geçenlerin yakınmaları, değişimin zorunluluğu gibi yaklaşımları, ilk bakışta "hoş-güzel-çözüm ister" görünse de...

Anlaşılıyor ki...

Komik!..

Çünkü, çözüm isteyen oyunun içinde olmaz!...

Komedidir gidiyor işte!..

X

Bir yönetim açmazı varsa...

Çözümü de olmalı oysa!..

Ama...

Güzelim ülkemde hangi sorun, hangi yolla çözülebildi ki...

Beylik lafların ötesinde?

Adalet saraylarında mı?

Beylik sözler için adaletin üstüne bile çökülmedi mi?

X

Futbolun adaletini sağlayacak kurumun başının sesi çıkmıyorsa bu ülkede...

Hakemlerin "beyliğim beylik" deyip...

Hemen her maçta (bırakın derbileri tüm lig maçlarının detaylarını iyi izleyin) inanılmaz hatalar zinciri; kavram kargaşası yaratacak kararları, futbolcu, faul, penaltı, teknik adam seçiciliklerine bir bakın...

Gerçekten doğru izleyip, doğru yaklaşımla bir değerlendirmeye alın...

Bakalım neler göreceksiniz?..

X

İşte o zaman...

Ne oturup Galatasaray-Fenerbahçe maçı hakem kararlarına; ne Beşiktaş-Başakşehir kararlarına bakarsınız...

Karşınızda yürekli, sportmen, bir sporcunun yarışmacı kimliğiyle bütünleşen adalet dağıtıcıları ararsınız...

O zaman...

Cüneyt Çakır, Mete Kalkavan ya da Ali Palabıyık için kılıf aramazsınız...

Onların da bir koruyucuya gereksinimleri olduğunu anlarsınız da...

Onlar sizin bu farkındalığınızın ayırdında olmayıp...

İşin "sıyırma" yönünde dururlar!..

X

Bu yüzdendir değişik bakarım Türkiye'de oynanan bu oyuna!..

Baştan bu yana futbolu katlediyorlar yaklaşımında bulunurken...

"Türk futbolu" yakıştırmasında bulunamam!..

Çünkü...

Bugüne dek "Türk futbolu" olgusunun oluşmamasının ana nedeni...

Yapısı ve yaklaşımıyla hep yutmaya yönelik bir çarkın işlemesidir...

O çark bir gün sizi de yiyecek efendiler!..