GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Erkan SEVÝNÇ
YAZARLAR
23 Ekim 2019 Çarşamba

Nerede hareket orada bereket!

Bugün Çarşamba… Kültürpark’ta açılan ikinci üretici pazarındayız...

Yine sağlıklı doğal ürünler alacağız evimize…

Üretici pazarları ile yaklaşık dokuz yıl önce Seferihisar’da tanışmıştık...

Kale içinde kadınlar ürünlerini satıyorlardı…

Yerel ürünlerin üretiminin artması ve üreticinin gelirinin yükselmesi hedefiyle hizmet veren üretici pazarları sayesinde üretici ürünlerini pazarlama imkânı buluyor… İki kere iki dört…

Dünyamız, küreselleşmenin etkisiyle, bir taraftan uzayda bitki üretme teknolojileri üstünde çalışırken, diğer taraftan da yeryüzünde sağlıklı gıda üretimini nasıl sağlayacağı, açlık sınırı altında yaşayan, yetersiz beslenen veya yanlış beslenen milyonlarca insanın sorunlarına çözüm arıyor…

16 Ekim 1945’te Kanada’da kurulan Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)’ne ülkemiz 6 Nisan 1948 tarihinde üye olmuş... FAO’nun kuruluş yıldönümü olan 16 Ekim her yıl Dünya Gıda Günü olarak kutlanıyor... FAO'nun temel hedefi, günümüzdeki ve gelecekteki nesillerin ihtiyacını karşılamak için çevreyi kirletmeyen, teknik açıdan uygun, ekonomik açıdan uygulanabilir ve sosyal açıdan kabul edilebilir bir kalkınmayı desteklemek olarak tanımlanabilir… FAO'nun günümüzdeki temel işlevi de artık sadece gelişmekte olan veya az kalkınmış ülkelerde tarımın ve beslenmenin sağlıklı bir biçimde yapılması değil, aynı zamanda gelişen ülkelerde de sağlıklı gıdaya erişimde öncülük etmek oluyor… FAO 194'ten fazla üye devletle dünya çapında 130'dan fazla ülkede çalışmalarını yürütüyor. Bu çerçevede her yıl 16 Ekim’de İzmir Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde Tarım Festivali düzenleniyor. Bu yıl bu festivale üretici pazarı da eklendi…

Gıda Hakkı, her erkek, kadın ve çocuğun yalnız veya diğer bireylerle birlikte toplum içinde her zaman yeterli gıdaya erişebileceği veya satın alabileceği fiziksel ve ekonomik koşullara sahip olması, ülkemiz gıda hakkını kabul etmiş ve Anayasa’nın 49, 55 ve 61. maddelerine yerleştirmiş durumda… Bireyin ve toplumun bu hakkının temel öğelerinin başında güvenilir gıdaya erişim geliyor. Türkiye’de yükselen nüfus, kentleşme ve sanayileşme, gıda ihtiyacını arttırırken tarım alanları ve doğal alanlar üzerindeki baskı ortada... Kentleşmenin etkisi ile tarım alanlarımız ciddi anlamda azalıyor. İşin uzmanları, “Gerek gıda güvenliği ve sağlıklı beslenme sorunlarının önüne geçilmesi gerekse toprak, su, hava ve biyo çeşitlilik gibi doğal varlıklardaki tarım kaynaklı yoğun baskının azaltılması ve gelecek kuşaklara sağlıklı bir şekilde devredilebilmesi amacıyla organik tarım sürdürülebilir sistem olarak ilk sırada yer almalı” diyorlar…

Market raflarında yer alan katkılı, hileli gıdalara karşı doğal gıdalar çabası büyüyor… Hem sağlıklı beslenmek hem küçük üreticiyi destekleyerek mevcut sisteme itirazı güçlendirmek artık daha kolay. İzmir Köy-Koop Başkanı Neptün Soyer, “Koop-tuk Geliyoruz…” diyor ve ekliyor:

“Kooperatifçilik güç kapısıdır. Aslında el ele verirsek her şeyi başarırız, bunu görmemiz gerekiyor…”

Yarın İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin destekleriyle bir de kongre başlıyor. Ahmed Adnan Saygun’da Tarım ve Gıda Etiği Derneği (TARGET)’nin düzenlediği “İkinci Uluslararası Tarım ve Gıda Etiği Kongresi”nde dünyaca bilinen çalışmalara imza atan Prof. Dr. İoanna Kuçuradi, “Beslenme Hakkının Tuzakları” ve Prof. Dr. Carl Walther Matthias Kaiser de “Gıda Etiğinin Politikaları” başlıklı açılış konferanslarını verecekler…

Dönüyoruz yine başa… Kültürpark’taki pazarın açılışında ne demişti Büyükşehir Belediye Başkanı?

“Çağımızdaki en büyük sorunlardan birisi kır ve kent arasındaki ilişkinin kopmuş olmasındandır. Dünyanın gıda devleri kır ve kent arasındaki duvarın daha da büyümesi için adeta seferber olmuşlardır. Gıda özgürlüğünü tesis etmenin tek yoluysa işte bu duvarların yıkılması. Bu da ancak kırda ve kentte yaşayan vatandaşlarımızın birbirine dokunabilecekleri yeni meydanların açılmasıyla mümkün…”

Benim için üretici pazarları para karşılığı sebze-meyve satın alınan yerler değildir… Bu pazarlar bereketin çoğaldığı ve toplumun her kesimine yayıldığı meydanlardır… Üretici pazarları alışveriş merkezi değil, “Bereket Meydanları”dır…

Bir de karşı çıkanlar var…

Neymiş, pazarcılar odası niye çiğneniyormuş?

Neymiş, üreticiler Hal’den alıp buralarda satıyorlarmış...

Neymiş, Kültürpark’‘ta pazar mı olurmuş?

Mış mış da muş muş...

Geçiniz…