GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
2 Şubat 2020 Pazar

Ne kadar az bilirseniz…

“Dünyanın en büyük problemi, akılsız ve fanatik kişilerin kendilerinden son derece emin olması, buna karşılık zeki insanların sürekli şüpheler içinde olmasıdır. Dünyanın sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır”

***

Şu Yalan Dünya’ya ne kadar çok şey öğretmiştir. Matematikçidir ve bütün iyi matematikçiler gibi büyük filozoftur. Tam 50 yıl olmuş Bertrand Russel’i kaybedeli… Öleli 50 yıl olmuş ama düşünceleri sapasağlam yaşıyor… Şu söze bakar mısınız: Ne kadar az bilirseniz; O kadar şiddetle savunursunuz!

Elimde olsa tüm okullardaki öğretmenlere zorunlu Russel dersleri verdirirdim. Çünkü Russell’a göre çocuklara gösterilecek ilgi herhangi daha yüksek amaç olmaksızın sırf çocuklarla beraber bulunmanın yarattığı zevkten ileri gelen ilgi olmalıdır. Böyle niteliğe sahip öğretmenler çocukların özgürlüklerine sık sık karışmak zorunda kalmayacakları gibi karışmaları gerektiği zaman da psikolojik bir probleme meydan vermeyeceklerdir.

Aşırı çalışan yorgun olan öğretmenlerin çocuklara içgüdüsel yakınlık göstermesinin olanaksız olduğunu söyleyen Russell: Bu gibi öğretmenler koşullar ne kadar iyi olursa olsun çocuklara karşı tıpkı “Fasulyeden bıkıp ta lokantada pilaki adı altında yine fasulyeyle karşılaşınca yemeğe kurşun sıkan hikaye kişisinin bu yemeğe karşı beslediği duygunun ister istemez aynısını besleyebileceğini söyler”

***

Russell, Aylaklığa Övgü adlı eserinde; “eğitim bir kişinin bütün mesleği olmamalıdır” der ve ekler:

“Mesleği çocuk eğitimi olan bir insan bu işi günde en çok iki saat yapıp geri kalan saatlerini çocuklardan uzakta geçirmelidir. Çünkü sürekli çocuklarla beraber bulunmak, hele otoriter bir disiplinden kaçınıyorsa son derece yorucudur. Yorgunluk sinir bozar. Sinirleri bozulan öğretmenin hangi kurama göre kendini yetiştirmiş olursa olsun, bir yerden patlak verebilir.

Çünkü çocuklarla olan ilişkilerde mutlaka gösterilmesi gereken dostluk sadece kendi kendine kontrol edebilme yeteneğiyle korunmaz. Çocuklarla olan ilişkilerde, peşin kuralları onları tanımadan bilmeden koymak gereksizdir.”

Bu konuda verilecek doğru kararları öğretmenin kendi dürtülerinin götüreceğini söyleyen Russell, verilecek karar ne olursa olsun eğer çocuk sizin ondan hoşlandığınızı sevdiğinizi hissediyorsa doğru bir karar olacaktır.

“Ne kadar akıllıca olursa olsun hiçbir kural şefkâtin, düşüncelerin ve davranışın yerini tutamaz..”.

***

Russell’a göre, çağımızın bu karmaşık dünyası ayakta duramaz, dursa bile ilerleyemez. Onun içindir ki, eğitimin, başlıca amaçlarından biri, aklı geliştirmektir ve yine inanç bakımından geniş görüşlü insanlar yetiştirmek olmalıdır. Russell, bu eğitimin, çok dar bir alanda sınırlı kaldığını bu sözleriyle belirtmektedir.

Russell, bir toplumun kalkınmasında insan kaynağının eğitim yoluyla devreye sokulacak en önemli bir araç olduğunu, aynı zamanda eğitimin uygarlaşmanın gerçekleştirilmesinin vazgeçilmez amacı olduğuna inanır. Çünkü yapılan her şey insanlık onuruna yakışır bir biçimde yaşamını sürdürmesi içindir. Bize kötü huylar veren eğitimdir. Karşıt erdemleri verecek olan da gene eğitimdir. Çünkü eğitim, yeni dünyanın anahtarı olma özelliğini taşımaktadır.

Russel’in “Aylaklığa Övgü” lerini önümüzdeki yazılardan birinde anlatacağım. Bayılıyorum bu kitabı da okumaya…

Saygı ile andım…