GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Harun ÖZDEMİR
YAZARLAR
29 Haziran 2021 Salı

Ne ilk ne de son olacak

İnsan var olduğundan beri “yalan” en güçlü savunma aracıdır. Neredeyse insan “doğru”yu öğrenmeden yalan söylemeye başlar.

Tarihte yalansız ve dolansız yaşamın mümkün olduğunu öğütleyen nice din adamı yaşadı.  

Doğruları konuşarak yalansız yaşama çağıran din ve bilim insanları, filozoflar, sanatçılar, edebiyatçılar…

Bazı devlet ve siyaset adamları…

Kimi zenginler ve yoksulluğa razı olanlar… hepsi yalansız yaşanabileceğini kendilerini feda ederek kanıtladı.

İnsanın varoluşuyla birlikte verilen “yalansız yaşam” mücadelesi o kadar ısrarlı sürdürüldü ki kimse yalan söylemeye cesaret dahi edemez, noktasına gelindi.

Çağımızın yazı teknikleri ve teknik takip teknolojileri o denli gelişti ki isteyen yalan söyleyebilir dedi. Hatta hırsızlık ve yolsuzluk da yapabilir… Yakalanması ise an meselesi!

Bu koşullarda yalan söylemek, hırsızlık ve yolsuzluk… neredeyse imkânsız hale geldi, diye düşünülür oldu.

Bazı bilgeler dedi ki söz konusu insan ise o kadar kesin konuşmamak lazım. Çünkü insan, yalanı ve yalan yoluyla hayal dahi edilemeyen servetler kazanmayı aklına koymuşsa o nankör ve zalim insan bıkmadan, usanmadan önce devleti ele geçirmeye çalışır…

Başarmak için her ideolojiyi örneğin hukuku, laiklik ve demokrasiyi de kullanır…

Toplumun yüce değerleri dini ise onu da kullanmak için huşunun kralını sergiler, dini ritüelleri sergilerken o kadar eğilir ki neredeyse yere kapaklanır gibi olur.

Yakınları “Daha yaşın genç bu işler ilimsiz olmaz, ritüeller yeterli olmayabilir, biraz da ilim tahsil etmen gerekir” dendiğinde de

Tahsilin bu kadarı yeter, bundan sonrası roldür. Kâğıttan okuyabilecek kadar tahsil varsa tamamdır” der.

Tahsil diye tutturanlar ısrar edince “Şeytan da çok okumuştu!” diyerek ısrarlara son vermek ister.

Arada bir “Biz senin şeytan olmanı istemiyoruz! Peygamberler gibi iyi ve dürüst olacak kadar tahsil sana yeter” dendiğinde de

Merak etmeyin yolumuz peygamberlerin yoludur, bizim şeytanla bir işimiz olmaz” der, ortamı terk ederdi.