GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Harun ÖZDEMİR
YAZARLAR
19 Ekim 2021 Salı

Nasıl laik olduk

Abdülhamit, Batılılaşmak için yapılması gerekli reformları, ulemayı ikna ederek yapmaktan yanaydı. Latin alfabesinin, medeni kanunun, kadınların çalışma hayatında erkeğin en büyük yardımcısı olması… “tutucu” ulemanın iknasına bağlıydı. 
Padişahın akıl erdiremediği konuise laiklik reformuydu. 
Batılılar bir yandan Gayrimüslimleri kışkırtırken diğer yandan da Müslümanlar ile Gayrimüslimlerin eşit yurttaş olmalarını istiyordu.
Gayrimüslimler ise“eşit yurttaşlığa” karşıydı. Askere gitmek, bir süreliğine ticaretten kopmak ve elde ettikleri imtiyazları bırakmak… çıkarlarına uygun değildi. 
Müslümanlardan oluşan orduya, Gayrimüslimlerin alınması ile ortaya çıkacak düzensizlik nasıl giderilecekti? 
Orduda birlik nasıl sağlanacaktı?
Abdülhamid’in çözemediği bu ve benzeri sorulardı. 
Başka bir sorun da Osmanlı ordusu sürekli Gayrimüslimler ile savaşmaktaydı. Bu koşullarda orduda birliği sağlamak, şehitlik duygusunu her askere kazandırmakimkânsız gibiydi.
*** 
Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı’nın sorunlarını devralarak kuruldu. Laiklik sorunu Atatürk’ün önünde de ciddiyetini koruyordu. 
Anadolu’daki Rumlar, Lozan Antlaşması gereği mübadeleyle Yunanistan’a gönderildi, karşılığında ise Pomak, Boşnak, Makedon, Roman, Arnavutlar Türk (Müslüman) diye kabul edildi. Oysa bu etnik gruplar Türkçe bilmiyordu. Kabuldeki en belirgin özellikleri ise “Müslüman” olmalarıydı.   
-Ermeniler zaten 1915 olayları sırasında büyük ölçüde Anadolu’yu terk etmişlerdi. Kalanlar da 1922’den sonra Anadolu’dan ayrıldılar. 
-Yahudiler, Millî Mücadelede Kuvayı Milliye’yi desteklediler. Lozan’da ise en büyük destekçimiz Yahudi Cemaati’nin başkanı HaimNahum Efendiydi. Buna rağmen Yahudileri“terke zorlama” politikaları sonucu büyük ölçüde Türkiye’den ayrıldılar.
-Lozan Antlaşması’na göre İstanbul’da yaşayan Rumlar,mübadele dışında tutulmuştu. Atatürk’ün önündeki en büyük engel İstanbul’un zengin, bilgili ve görgülü Gayrimüslimleriydi. Büyük çoğunluğu “Vatandaş Türkçe konuş, meslek odalarına üye olma ve mesleklerin icrasında Türk olma şartı gibi uygulamalar sonunda Türkiye’yi terk ettiler. Artık laikleşmenin önünde bir engeli kalmadı. Bu nedenle Atatürk zamanının çoğunu çocuk doğumlarını teşvik ve Balkanlardan mübadele ile Müslümanın sayısını artırmaktan yana kullandı. 
-Papa Eftim cemaati, Alpaslan’dan önce Anadolu’ya yerleşen Türklerdi. Malazgirt’te Bizanslıları bırakıp Alpaslan’ın ordusuna katılan Hıristiyan Türkler, Millî Mücadele yıllarında da Kuvayı Milliye’yi desteklediler. 
-Papa Eftim cemaatinin hikayesinin dramatik olduğunu söyleyebilirim. Bu köşe yazısına sığmayacak kadar birçok olayın tek nedeni vardı, Türkiye Cumhuriyeti’nde olabildiğince “sorunsuz bir laik” düzen kurmaktı. 

Başa dönersek 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması’nın yarattığı travmaların tamamı Türkiye’yi savaşsız yarınlara hazırlamaktı. 
-1924 Anayasası’nda “Devletin dini İslam’dır” ibaresi vardı. 1928 yılında ise anayasadan çıkarıldı. Laikliğin anayasaya girişi ise 5 Şubat 1937’de oldu.
-1937’ye kadar Gayrimüslimlerin Türkiye’deki güçleri tehdit kapsamı dışında tutulacak kadar azalmıştı. Abdülhamit’ten beri Gayrimüslimlerden duyulan endişeortadan kalkmıştı.
-1937’ye gelindiğindeTürkiyeSünni, Maturidi ve Hanefi İslamCumhuriyeti’ne dönüşmüştü. Türkiye’nin Alevi Müslümanları tekke ve zaviye kapsamında yer alırken 1925’detekke ve zaviyeler kapatılarak Alevi Müslümanlarresmen sistemin dışında bırakıldı. 

Kısaca şunları söylemek mümkündür: 
-Türkiye laik devlet düzenini benimseyerek çağdaş dünya ile ciddi bir entegrasyona girmiştir. 
-Cumhuriyet’in bütün inkılapları devlet düzenini ve Müslümanı modernleştirmek için yapılmıştır. 
-Osmanlı Devleti’nin 200 yıl boyunca yapmaya çalıştığı ama başaramadı Batılılaşmayı, Cumhuriyet rejimi 15 yılda tamamlayabildi. 
-Cumhuriyet’in başaramaz dediklerinin başarılabilir olduğunu görenler, hem içeride “gavurlaşıyoruz” dedikodusu çıkardılar hem de “inkılapların yapılması” için dış baskılar yaptılar. 
-Batı kaynaklı “dini” muhalefet, 80 yıl sonra Batı desteğiyle iktidara geldi. Ne yazık kibir yandan Cumhuriyetin bütün birikimlerini yağmaladılar diğer yandan da aleni olarak Cumhuriyet rejimini elden geldiğince yıprattılar…
100 yıla yaklaşan muhalefetin sonunda bu devletin ve milletin gerçek savunucularının kimler olduğunun açığa çıkmasına az kaldı. Bunu ne haberleri sansürleyerek önleyebiliriz ne de şark kurnazlığıyla..