2015 yılından bu yana 19 Ekim'i Muhtar Günü olarak kutluyoruz.
Böyle bir gün nasıl icat edildi, anlamış değilim.
Bir Avrupa ülkesinde Muhtarlar Günü kutladığımızı söylesek, sanırlar ki muhtarlara çok büyük değer veriyoruz.!
Sanki muhtarlar, güzel ülkemde hak ettikleri saygıyı görüyor!
Madalyonun arka yüzüne bakan yok maalesef.
Şu bir gerçek ki...
Bu kutlamadan muhtarlar da memnun, bu günü icat edenler de...
***
Muhtarlar eskiden ikametgah belgesi verirdi.
Nüfus suretini onaylarlardı.
Bürokratik bazı işleri yapardı en azından...
Başka sorumlulukları da vardı.
Mahalle muhtarı, mahallesinin sorunlarını çözmek için devlet kapısını çaldığında saygı görürdü.
Eskiden köy muhtarları, vali gibiydi.
Çaldıkları devlet kapısından boş dönmezlerdi.
Halkı örgütler, imece usulüyle çok önemli projelere imza atarlardı.
Ya şimdi?
Muhtarlık makamını küçülttükçe küçülttüler, bugünlere getirdiler.
Şunu kabul edelim ki, tüm muhtarlar bugün pasif görevde.
Yaptıkları doğru dürüst bir şey yok.
Bu sözlerim sakın yanlış anlaşılmasın.
Muhtarlar, miskin miskin otuyorlar, şeklinde yorumlanmasın.
Muhtarlarımıza yapacak iş bırakmadılar.
Onlar çalışmak, daha çok efor harcamak istiyorlar.
Vatandaşa daha çok hizmet etmek, onların dertlerine derman olmak istiyorlar.
Ne var ki sorumlulukları sınırlı.
Bugün muhtarlarımız, tebligatçılık yapıyor maalesef...
Postacı, evinde bulamadığı bir vatandaşın resmi evrakını muhtara teslim ediyor.
Muhtar da o evrakı, bir şekilde vatandaşa ulaştırıyor.
Hepsi bu.
Bir de "ricacı olmak" gibi işleri var.
Belediye başkanlarına, bürokratlara rica ederler, "Mahallemizin şöyle bir sorunu var. Lütfen bu sorunu çözer misiniz?" şeklinde...
Böyle bir talep de pek çok kentte karşılık bulmuyor ne yazık ki...
***
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in muhtarlara bakış açısını çok iyi biliyorum.
Köyler, mahalleye dönüştüğünde haykırmıştı, "Yapmayın, etmeyin" diye.
Köyleri örgütlemeye, birlik olmaya çalışmıştı.
Seferihisar Belediye Başkanı iken, "Geleceğin Köyleri Hareketi"ni başlatmış, köylerin kapatılmasına karşı direnç göstermişti.
Başkan Soyer'in bu çabaları sonuçsuz kaldı.
Ege, Akdeniz ve Marmara dışındaki pek çok muhtar, bu çağrıya kulak vermedi.
Ve köylerimiz, mahalle olarak kaldı.
Muhtarların yetkileri kısıtlandı.
***
Şimdi de tutmuşlar, Muhtarlar Günü'nü kutluyorlar.
Bu kutlama, gereksizdir.
Pasif hale getirdiğin muhtarın nesini kutluyorsun?
Başkan Soyer, gerçek bir muhtar dostudur.
Tüm bürokratlarıyla muhtarların emrindedir.
Muhtarlara ücretsiz ulaşım imkanı tanımasını önemsiyorum.
Asgari ücret kadar maaş alan muhtarlara önemli bir destek vermiştir.
Yeterli mi?
Elbette değil.
Dileğim, muhtarların daha aktif ve hizmetkar olduğu günlere dönmesidir.
Muhtarlar Günü'nü de işte o zaman kutlarız.