GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Metin ÖNEY
YAZARLAR
2 Şubat 2021 Salı

Muhalif Olanlar Partisi…

Fiyatlarda enflasyona yıllar yılı alıştık.

Şimdilerde partilerde de “enflasyon” söz konusu..

Tam olarak kaç parti var bilmiyorum ama, her halde 100’ün üzerinde..

Geçenlerde seçime girebilecek partiler açıklandı.

Kurulmuş veya kurulacak partilerin yüzde 10’undan biraz fazla.

Ancak..

TBMM’ye girebilecekler ise, bir elin parmağı kadar en çok…

Hatta, şu “ittifak” işi olmasa, çoğu dışarıda..

Sordum, soruşturdum ve araştırdım batı demokrasilerinde en yeni parti en az 40 yıllık…

Bizde niçin böyle?

Şöyle bir bakıyorum, hemen her gün televizyon ekranlarına çıkan genel başkanlar var.

Ama..

İzmir’de bile doğru dürüst teşkilatları yok...

Yeni bir partinin kurulabilmesi için mutlaka..

Tüzüğünün mevcutlardan çok farklı olması gerekir.

Programının da mevcutlardan çok farklı olması gerekir.

Dünya görüşlerinin de mevcutlardan çok farklı olması gerekir..

“Kızgınlıkla, kırgınlıkla veya ben yönetmeliyim duygusu ile” parti kurulmamalıdır. Bu sebeple bu işe ben “Muhalif Olanlar Partisi” diyorum.

İktidara muhalif değil.

Kendi partisinin yönetimine muhalif…

Bir kez “parti kurmaya karar” verdiyse, mutlaka kendince haklı bir sebep bulacaktır.

Şunu da itiraf edeyim.

Siyasi hayatım içinde ne yazık ki; ben de aynı yanlışlara düştüm..

Ama yol yakınken döndüm..

Şimdi..

Açık bir hedef kitle yoksa, mevcuttan bir şeyler alma hedef kitlesi ile yola çıkılıyorsa, bu doğru bir davranış değildir diye düşünüyorum.

Batı’da bu işi “aynı çatı altında farklı düşüncelere imkan verme” şeklinde formüle ediyorlar. Bunun için öncelikle yönetiminde bu anlayışta olması gerekir…

***

Birkaç gündür Almanya Başbakanı Merkel’in ayrılışını yazıyor gazeteler.

Bir uğurlanış ki; tek kelimeyle muhteşem.

Taraftarı, tarafsızı ve hatta karşı olanı da dahil, Berlin’de hemen herkes sokakta..

Bir fani için, bir siyaset insanı için ne kadar onurlu bir tablo..

Ve Merkel, yerel seçimde bir eyalette yeterli oyu alamadığı için terk ediyor bulunduğu makamı…

Hem de hemen herkesin “çok başarılı bulduğu o makamı”

Ya bizdeki duruma bir baksak…

***

Şimdi şu akla gelebilir..

Baştan yazılanlarla, şimdi yazılarlar çelişiyor gibi..

Hayır çelişmiyor..

İki yanlışı tespite çalışıyorum..

Ne yönetim “sadece ben” diyecek..

Ne de yönetilen “kızgınlığının veya kırgınlığının” esiri olacak..

Olursa ne olur?

Vuslat bir başka bahara kalır…

Not: Dün yani pazartesi Aile hekimliğine gittim ve aşı oldum. Bilginize ve ilginize…