GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
30 Aralık 2019 Pazartesi

Mısır şurubundan beteri var: Transyağ!

“Tabiatın Şefkati”… Yılbaşı tatili nedeniyle dostlarımla beraber yeni yılın dünyada en güzel kutlandığı yerlerden biri olan Azerbaycan’ın başkenti Bakü’deyiz. Batı Noel Pazarlarına çok benzeyen bir atmosferde ama batıdakilerden çok daha lezzetli bir Yeni Yıl Pazarı kurmuş Bakü Belediyesi. Kentin her yeri ışıl ışıl, insanın içini coşturuyor renkler, gösteriler.

Azerbaycan’da ülkemizde sadece Artvin ve Erzurum Uzundere’de yetişen türden bir zeytin ağacı Hazar kıyılarını kaplamış durumda, adı “Butko” . Lezzeti, aroması hayli farklı bir zeytinyağı çıkıyor bu ağaçlardan… İşte girişte söylediğim sözü bu zeytinyağının tanımı için kullanıyorlar. Şefkatsiz bir doğa düşünülür mü?

Doğa düşünmüyor ama insanoğlu trans yağı “yaratmış” … Trans yağ; sanılanın aksine zeytinyağı, tereyağı gibi bir yağ türü değil.  Trans yağlar, gıda endüstrisinde kullanılan yağların daha ucuz ve kolay kullanımı için çeşitli işlemlere tabi tutulması sırasında ortaya çıkabiliyor. Buna da Ar-Ge diyorlar. Ayrıca, evlerde ve restoranlarda kızartma yağlarının birden fazla kullanımı ve yanlış pişirme yöntemleri de bitkisel yağları trans yağa dönüştürüyor. Bazı pastane ürünleri, bisküvi, gofret, kek gibi atıştırmalık ürünlerde, hazır soslarda, fast food ürünlerinde, kavrulmuş kuru yemişlerde üretim sırasında oluşan endüstriyel/yapay trans yağlar pek çok sağlık sorununu da beraberinde getiriyor. Uzmanlar trans yağ tüketiminin dünyada her yıl 500 binden fazla kardiyovasküler hastalık kaynaklı ölüme sebep olduğunu; ayrıca diyabet, obezite, kanser gibi diğer önemli hastalıkların riskini artırdığına dair veriler olduğunu söylüyorlar.

Geçen hafta öğrendik ki Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu, trans yağ kullanımının sağlık üzerine olumsuz etkileri ve bu konuda alınması gereken önlemleri masaya yatırmış. Kurul; Başkanvekili olan Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Serkan Topaloğlu başkanlığında toplanmış.

Toplantıda trans yağ konusu akademisyenler, Tarım ve Orman Bakanlığı, Dünya Sağlık Örgütü Türkiye Ofisi, Türk Kardiyoloji Derneği (TKD), TÜSEB Türkiye Sağlık Politikaları Enstitüsü (TÜSPE), Ankara Şehir Hastanesi Kardiyoloji Kliniği, Sağlığa Evet Derneği ile Mutfak Ürünleri ve Margarin Sanayicileri Derneği (MÜMSAD) temsilcilerinin yaptıkları değerlendirmelerle geniş bir perspektiften ele alınmış.

Toplantıdan gelen bilgiler şöyle: Trans yağlar, kardiyovasküler hastalık riskini artırmasından dolayı sigaraya benzetilmekte olup, toplantıda “Gıda ve beslenmenin sigarası” olarak nitelendirildi. Toplantıda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vatandaşların sağlığını ilgilendiren konularda gösterdiği hassasiyet de vurgulandı. Kendilerinin kararlı tutumu sayesinde tütün ürünleriyle mücadele ve nişasta bazlı şeker konusunda yürütülen başarılı politikaların trans yağın kısıtlanması konusunda da dünyaya örnek olacak şekilde sürdürüleceği ifade edildi.

Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO- DSÖ) trans yağ eliminasyonu konusunda çizdiği yol haritası niteliğindeki “Replace-Yerine Koy” raporu da 2023 itibariyle tüm dünyada trans yağların eliminasyonunun kalp ve damar hastalıklarının önlenmesinde etkinliği yüksek, maliyeti düşük ve kolay uygulanabilir bir müdahale olduğunu belirtiyor.

DSÖ’nün “Trans Yağsız 2023” hedefi doğrultusunda hazırlanmakta olan Türkiye’de trans yağların eliminasyonuna yönelik politika belgesinin Mart 2020’de açıklanması bekleniyor. Rapor, DSÖ ülkeleri arasında trans yağ konusunda hazırlanmış kanıta dayalı ilk politika belgesi olma özelliği taşıyor.

Dünyada bu konuda ilk harekete geçen ve 2003 yılında paketli gıdalarda trans yağ miktarını yasal düzenlemelerle yüzde 2 ile sınırlayan ülke olan Danimarka ile birlikte Kanada, Şili, Avusturya, Macaristan, Norveç, İzlanda ve ABD’nin bazı eyaletleri de en iyi uygulama örnekleri olarak gösteriliyor.

Türkiye ise herhangi bir yasal düzenleme bulunmamasına rağmen; Mutfak Ürünleri ve Margarin Sanayicileri Derneğinin 2007 yılında gönüllü olarak ürünlerinde trans yağ miktarını yüzde 2’nin altına indirmesi ile DSÖ raporunda dikkat çeken ülkeler arasında yer alıyor.

Tarım ve Orman Bakanlığınca hazırlanan ve son aşamaya gelinen yeni Türk Gıda Kodeksinin yayınlanmasıyla ülkemizde de gıdalarda trans yağ içeriği DSÖ’nün de önerdiği gibi yüzde 2’yi geçemeyecek. Böylece şimdiye kadar sektörün önemli kısmının gönüllü olarak yaptığı düzenleme, yasal olarak da zorunlu hale gelmiş olacak.

Hadi hayırlısı…